HAFTALIK DERS SAATLERİNDEKİ DEĞİŞİKLİK NE ANLAMA GELİYOR?

Milli Eğitim Bakanlığı Haziran Tebliğler Dergisinde ortaöğretim kurumlarında haftalık ders saatinde değişikliklere gitti. Bazı derslerin ders saatlerinde atışa gidilirken, bir kısım derslerin haftalık saatlerinde ise azaltmaya gitti. Yine bazı derslerin okutulduğu sınıflarda da değişiklik yapıldı.

MEB’in yapmış olduğu bu değişiklik ne anlama geliyor? Bu değişikliği toplum olarak iyi okumamız gerekiyor. Üzülerek ifade edeyim ki ülkemiz eğitim sisteminin ana hedefi; hiç şüphesiz lise ve üniversiteye giriş sınavlarında ki başarıya endekslidir. Aslında liselere geçişte farklı bir sınav olmamış olsa dahi, algı bu şekilde olduğundan ayrı bir sınav varmış gibi ifade etmek zorunda kalıyoruz. TEOG denilen şey aslında normal bir ders yazılı sınavı olup, Türkiye genelinde ortak sorularla yapılıyor olmasıdır. Yani yeni farklı bir sınav değil, olması gereken yazılı sınavının tüm Türkiye’de aynı anda ve aynı sorularla yapılıyor olmasıdır. Buna rağmen ne yazık ki farklı bir sınav olarak algılanıp, özel ders, takviyeler, etütler gibi yıllarca hazırlık yapılmaktadır. Üniversiteye giriş sınavı ise öğrenci veliler için başlı başına bir kâbus. Şuna gelmek istiyorum. Bizim eğitim sistemimizin merkezinde bu merkezi sınavlarda başarı elde etmek vardır. Bu haliyle o kadar yavan, o kadar daraltılmış, o kadar sığlaştırılmıştır ki neresinden bakılırsa bakılsın sayısız barındırmaktadır. Bunu tek başına sisteme mal etmek yanlış olur. 2005 yılında başlanan müfredatta ki değişiklikler, sınav merkezli eğitimden kurtulmayı amaçlamaktadır. Gelin görün ki müfredatta ki değişiklikler, ders saatlerinde ki değişiklikler, hatta TEOG denilen liselere geçiş sistemi hep bu anlayışı değiştirmeyi amaçlamıştır. Amaç ve değişim doğru olsa da bu amaca ulaşmak hiç de kolay olmuyor.

Sınav endeksli bir eğitim sistemi FETÖ gibi çevrelerce hem rant hem yandaş elde etmeye araç olarak kullanıldı. Hoyratça ve insafsızca. Çünkü sınav sisteminde 17 milyon öğrenci ve aileleri potansiyel müşteri. Dershanelerin kapanmasıyla FETÖ canavarının gerçek yüzünü göstermesinde bu gerçek yatmaktadır. Akıllara ziyan rakamlar söz konusudur. Yani bizim eğitim sistemimiz hatta öğrencilerimiz yıllarca birilerinin yandaş ve rant devşirmeye feda edilmiştir. Feda edilmekle de kalmamış, uzun yıllar zihinlerde ki değişimi de dumura uğratarak, eğitimle sınavlar eş tutulmuştur. Sistemsel değişimin öğrenci ve veliden karşılık bulamayışının temelinde işte bu acı gerçek vardır.

Haziran ayı içerisinde ortaöğretim kurumlarının haftalık ders saatinde yapılan değişiklik, eğitim sistemimizin paradigma değişiklik sancılarını göstermektedir. Değişiklik kişisel becerilerin ortaya çıkarılacağı derslerin haftalık saatlerinde artışı öngörmektedir. Beden Eğitimi, Müzik, Görsel Sanatsal dersleri 9-10-11 ve 12. Sınıflarda haftada bir saatten iki saate çıkarılmıştır. Burada iki noktaya dikkat çekilmek istenmiştir. Bunlardan birincisi; okulların stres, sınav ve sadece bilgi yuvaları olmadığı, ikincisi ise spor, müzik gibi derslerin artırılması ile kulların yetenek belirleme yerleri olması da amaçlanmıştır.

Bakanlığımız sınavlarla elenen değil, içerisinde ki rezervi, potansiyeli açığa çıkaran bir eğitim sistemi için ciddi adımlar atmaktadır. Bu adımların karşılık bulması ve hayata geçirilmesi uygulayıcılar ve velilerin bu değişiklikleri iyi okuyup anlamalarına bağlıdır. Okullarımızı sadece bilgi yükleme yeri ve bu yüklemeden sonra çocukları yarıştırma aracı olarak kullanma alışkanlığından vazgeçmeliyiz. Bu anlayış heba edilmiş nesiller ortaya çıkarır. Bizim feda edebileceğimiz tek bir öğrencimiz olamaz. Her biri ayrı bir cevher, her biri ayrı bir yetenek ve her biri başarılı çocuklardır. Fakat bizim kurgulamamız ile bu çocuklar hem benliklerini kaybediyor mutsuz oluyor, hem de adları hiç hak etmedikleri halde başarısıza çıkıyor.

Gelecek yılları kazanmak, büyük ülke olmak gibi bir amacımız varsa, tek alternatifli, sınav merkezli başarıları değil, farklılıkları, farkındalıkları keşfetmeliyiz. Tek düze bir dayatma kaybedilen nesiller demektir. Bakanlığımızın yapmış olduğu bu değişiklik küçük gibi görünse de paradigma değişimi için oldukça önemlidir. Vaktiyle birçok derslerde benzer değişikliğe gidileceğine dönük ciddi işaretler vermiştir. “Her çocuk başarılıdır” ifadesini hayata geçirmek adına bu değişikliklere sahip çıkmalıyız.