Farkındalık sadece kelimelerle olmaz!

365 Camiye yapılan saldırı islama fobinin Avrupadaki halini göstermeye yeter.

Avrupa'nın içinde bulunduğu durum hilal ile haç savaşını başlatmaya yöneliktir. Hristiyan dünyası islam mensubu olan herkesi kendilerine düşman görmeseydi 365 camiye saldırı olur muydu?

Biz ne kadar İslamı övsekte, bu insanların anlamak istediği tek şey İslamın barbar bir din olduğudur. Görmek istedikleri tablo sadece budur.

Kilometrelerce öteden İslam beldelerine musallat olan bu insanların tek dayanağı bu dünyadaki bütün Müslümanları düşman olarak görmeleridir. Petrol, yer altı zenginlikleri ise görünen yüzüdür.

İslam dünyasının derin bir uykuda,

İslamın evlatları uyurken evlerinin içine kadar giren emperyalist saldırılarla çocuklarını Haçlılara kaptırmaktalar. Görsel basının özendirmeleri ile Haçlıları çekici kılmak çocuklarımızın özentisi ile sonuçlanıyor. Televizyonlarla insanların beyinleri uyuşturulurken saman altından çok sular yürütülüyor.

Bugün bir adım öne çıkmaya çalışan Türkiye, yedi düvelin saldırısı ile karşı karşıya. Çünkü Haçlılar çok iyi biliyor ki İslamı tekrar yaşayan bir ülke, yeniden doğan bir ülke olacaktır. Avrupa'nın korktuğu başına gelmesin diye sürekli saldırı halinde.

Bu ülkeye yaşatılan her saldırı, her şiddetin altında emperyalist batının kirli tuzakları vardır.

Maşa olarak kullandığı mankurtları bu ülkeye musallat eden Batı dünyası, ne kadar darbe yaparsa yapsın, ne kadar bomba patlatırsa patlatsın bunun karşısında bir olmamızı, birlik olmamızı görecektir. Bu saldırıların bize verdiği tek ders bir olmamız, birlik olmamız, iri olmamız, diri olmamızdır.

Ahlaki sorunların yozlaşma saldırıları olarak kullanıldığını günümüzde sokaklarda ahlaki çöküntüyle saldırı halindeyiz. Caddelere atılan hayat kadınlarının kartları okullarından çıkan gençliğimize saldırıdır. Okulların çıkışında esrar eroin işi yapan taşeronlar bu ülkenin iç dinamiklerine birer saldırıdır.

Bugün farklılıkları zenginlik olarak gösterenler zararlı zararsız ayırımını yapmamaktalar.

Unutulmamalıdır ki dışarıdan gelen saldırılar, iç dinamiklere yapılan saldırılarla pekiştirilmek istenmektedir. Bunun sonucunda da iskeleti çürütülmüş bir Türkiye hayalidir.

Ne yapmamız gerekir? Milli eğitimin eğitim reformları sadece eğitim süreci içerisinde işleyen bir sistem yerine, okul dışında da eğlendiren, eğlendirirken öğreten bir şekle sokulmalı.

Diyanet işleri başkanlığı gençlik merkezleri yoluyla Türkiye'deki gençlik etkinliklerle bir araya getirilmeli.

Gençlik spor bakanlığı gençlik kucaklaşıyor programları kapsamında batıdaki gençliği doğudaki gençlikle bir araya getirmeli.

Aile sosyal politikalar bakanlığı kardeşim sensin programları ile mülteci çocukları, sığınma evlerindeki çocukları çocuklarımızla bir araya getirmeli.

Bütün sivil toplum örgütleri gençlik kollarını oluşturmalı. Bu konuda Memur-Senin başlattığı Genç Memur-Sen projesi haricinde örnek görememek üzüntü verici.

Ahlak zabıtaları sisteminin geliştirilmesi, sokaklarda işportacıların avına çıkan zabıtalar, sokaklardaki hayat kadınları konusunda da çalışma yapmalı.

Özetini verdiğim bu konular dağın görünen sadece bir kısmı. Büyük Türkiye hayali kelimeler içerisine sıkıştırılanın ötesinde olmalı.