Diyabetliye Sağlıklı Beslenme Planı

Diyabetin, neden olduğu komplikasyonlar nedeniyle dünyada ve ülkemizde büyük bir halk sağlığı sorunu olduğu biliniyor. Dünya genelinde 382 milyon yetişkinin diyabet hastası olduğu tahmin ediliyor ve diyabet görülme sıklığının 2035 yılında 592 milyona ulaşması bekleniyor. Yaşlanan nüfus, kentleşme ve değişen yaşam tarzları, diğer kronik hastalıklarla birlikte diyabetin yaygınlığını da hızla artırıyor. Bozulmuş glikoz toleransı görülme sıklığı 2010 yılında yüzde 7.9 iken, dünya sağlık otörleri 2030 yılında yüzde 8.4’e çıkacağını öngörüyor. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği çalışmasının sonuçlarına göre son 12 yılda Türkiye’de diyabet görülme sıklığı yüzde 7.7’den yüzde 13.7’ye çıkmıştır ki bu sonuç, öngörülen ilerleme hızının üzerinde seyrettiğini gösteriyor.
Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr. Rıdvan Ege Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi ve Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden
uzman diyetisyen Banu Süzen’le diyabette en önemli konulardan biri olan doğru beslenmeyi konuştuk.

Diyet Değil, Sağlıklı Beslenme Planı

Süzen, diyabet hastaları için geliştirilmiş beslenme planlamalarını diyabet diyeti olarak değil, sağlıklı beslenme planlaması olarak düzenlediklerine dikkat çekiyor. Diyabet hastalarında sağlıklı beslenme planlaması, bireyin yaşına, vücut yapısına, kilosuna, verilen tıbbi tedaviye, diyabetin türüne, varsa komplikasyonlara, yaşam şekline ve kültürel yapısına göre kişiye özel planlama yapılıyor ve hayat boyu sürdürülebilir olması için eğitim veriliyor. Bu şekilde düzenlenmiş bir beslenme planlaması ile bireylere düzenli öğün tüketimi, besinlerin dengeli kullanımı öğretiliyor.
Süzen, şeker hastalarının beslenme planlamasının yasakların üzerine kurulan bir sistem olmadığını ifade ederek, “Beslenme planlarımız, dengeli enerji, karbonhidrat, yağ ve protein yanında yeterli mineral ve vitamin alımını sağlamayı hedefler. Bu hedeflerin gerçekleşmesi kan şekeri düzenlemesini, kilo kontrolünü ve kan yağlarının kontrolünü sağlarken ilerleyen zamanlarda oluşabilecek komplikasyonların da önlenmesinde yardımcı olur” diyor.

Protein Ağırlıklı Değil, Karbonhidrat Destekli Beslenme

Aldığımız enerjinin bir bölümünün karbonhidratlardan sağlanması gerektiğini, karbonhidratların vücut bileşenlerini koruyarak düzenli işlemesini sağladığını dile getiren Süzen, günlük aldığımız enerjinin yüzde 45-65 oranında karbonhidratlardan karşılanmasının sağlıklı bir metabolizma için gerekli olduğunu vurguluyor. Süzen, diyet lifi içeriği yüksek olan besinlerin tüketiminin, karbonhidratların sindirim ve emilimini yavaşlatarak kan şekerinin yavaş yükselmesini sağladığını ve doygunluk hissi yarattığı için kilo kontrolünde yardımcı olduğunun altını çiziyor. Günlük beslenmemizde 25 g diyet lifi alımını öneriyor.
Beslenmemizde karbonhidratlar kadar önemli olan bir diğer önemli besin öğesi yağlar. Diyette alınan doymuş yağ miktarının enerjinin yüzde 7’si oranında olması, trans yağ içeren besinlerin kısıtlanması ve omega-3 gibi faydalı yağ asitlerinden yeterli miktarda alınabilmesi için haftada 2 veya daha fazla balık tüketimini öneriyor. Bunun yanında zeytinyağı kullanımı ve enerjinin yağlardan gelen oranının yüzde 25-30 arasında olması gerektiğini belirtiyor.
Kilo kaybı için proteinden zengin beslenme seçenekleri sağlık otörleri tarafından tavsiye edilmiyor. Unutulmaması gereken bir diğer önemli nokta, proteinden zengin hayvansal besinlerin birçoğunun doymuş yağlardan da zengin olması. Dolayısıyla günlük sağlıklı bireyler için protein alım miktarının enerjinin yüzde 15-20’si kadar olması tavsiye diliyor.
Bireye özgü beslenme planlaması yapılırken mineral ve vitaminlerin, tüm besin öğelerinin yeterli ve dengeli tüketimi önem taşıyor.

Diyabet hastaları için öneriler:

*Özel diyabetik ürünler ve size özel yemeklere ihtiyacınız yoktur. Sağlıklı koşullarda hazırlanmış her besin sizin için de uygundur.
*Her gün her besin grubundan diyetisyeninizin size önerdiği kadar yemelisiniz.
*Sağlıklı karbonhidratlar olan posa içeriği yüksek rafine edilmemiş karbonhidratları tercih edin. Patates ve işlenmiş tahıllardan kaçının (beyaz ekmek, beyaz makarna).
*Size önerilen kadar nişastasız sebze (brokoli, ıspanak), meyve ve bakliyat tüketin.
*Yulaf kan şekerinin hızla yükselmesini önleyip kan şekerini düzenler ve kilo vermeye yardımcı olur.
*Yağ, şeker ve tuzu mümkün olduğunca az kullanın.
*Sağlıklı et tercih edin (balık, yağsız kırmızı et, tavuk eti).
*Sağlıklı yağlar tercih edin; zeytinyağı, kabuklu yemişler (badem, ceviz, fındık). Hazır, paketlenmiş gıdada bulunan trans yağları tüketmeyin.
*İlk gıda alımını takiben belli bir süre sonra beyindeki tokluk merkezi uyarılacağı için ne kadar yavaş yemek yenilirse o kadar az kalori alımı ile bu süreye ulaşılmış olur.
*Diyabet şekerin sıfırlanması demek değildir. Çok ufak miktarda ve seyrek olarak tatlı tüketilebilir. Bu durumda aynı öğündeki karbonhidrat içeren gıdalar (ekmek, makarna, pilav) kısıtlanmalıdır. Yavaş ve tadına vararak yerseniz az miktarda yiyerek tatlı isteğinizi de gidermiş olursunuz. Tek başına değil öğünle beraber alınması tatlının yol açacağı ani ve aşırı kan şekeri yükselmesini önleyecek hem de tok olduğunuz için az bir miktar bile yeterli olacaktır.
Süzen, sağlıklı beslenme planlaması için diyetisyenlerden yardım almanın diyabet hastalarının daha uygulanabilir ve sürdürülebilir beslenme alışkanlıkları kazanmalarını sağlayacağını ve kişiye göre yapılan beslenme planlamasının insülin duyarlılığının iyileştirilmesi, kilo kontrolünün sağlanmasının yanında diyabet ve oluşacak komplikasyonları azaltmada da etkili olacağını vurguluyor.
Sağlıkla kalın. Bize yazın, sizin için araştırıp yazalım.