Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde görev yapan bütün din görevlilerinin ve Kuran Kursu hocalarının eğitim olanakları daha donanımlı bir seviyeye getirilmeli.

Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde görev yapan bütün din görevlilerinin ve Kuran Kursu hocalarının eğitim olanakları daha donanımlı bir seviyeye getirilmeli.

Bunun birkaç sebebi var; Diyanet İşleri Başkanlığı personeli olan her hangi bir birey ilmi ve fenni alanlarda herhangi bir branşta görev yapan bir memurdan farklıdır.

Toplumun manevi dinamiklerini oluşturan bu kişiler, donanım noktasında sağlam olmalılar ki, insanlığa faydaları dokunsun.

Peki İmam Hatip eğitiminden gelerek herhangi bir köyde görev yapan bir din görevlisinin halka aktaracakları nedir?

Her köyde devletin bir temsilcisi olarak görülen imamlar ne yazık ki eğitim alanında yeterli hakka sahip değiller.

Bu sahip olamama durumu Diyanet’in uygulamak istediği hizmetler noktasında vizyonsuz bir karşılık bulmakta.

Diyanet İşleri Başkanlığının her hangi bir görevlisi Türkiye Cumhuriyeti memurlarından daha donanımlı, daha vasıflı ve daha kapsayıcı olmalı.

Çünkü onların vermek istediği eğitim, bir bireyin hayatı boyunca üzerinde taşıyacağı vasıfları şekillendirmekte.

Bugün ülkenin içinde bulunduğu durum, dinin sınır tanımaz gücünü kendi lehine kullanmaya çalışan örgütlerin devlete verdiği zarar ortada.

İşte tam bu noktada ilmi ve fenni alanlarda, daha kapsayıcı, daha kucaklayıcı din görevlilerinin olması bu tarz örgütlerin oluşmasını engelleyecektir.

Dinin ve masum yaklaşımların içerisine gizledikleri gizli şifrelerle altın nesli ne denli akrepleştirdikleri ise birkaç ay önce ifşa olan bir gerçek.

İşte Diyanet İşleri Başkanlığı görevlilerinin, yeni adıyla din gönüllülerinin bu alanları tamamen doldurmaları zaruri.

Devletin Diyanet İşleri Başkanlığı ile daha sıkı çalışarak din görevlilerini ilmi, fenni, sosyal alanların hepsinde görevlendirmesi ise olmazsa olmaz.

Sadece Cami içerisinde hapsedilen bir din gönüllüsünden öte Gençlik merkezleri içerisinde geçlerle vakit geçiren, sosyal etkinliklerle gençlerin donanımına faydası olan

ve öğrencilerin okul, üniversite hayatlarına kadar tesir eden kontrollü ilişkilerle, daha sağlam bir gençlik oluştura biliriz.

Peki bu alanların hepsinde görevlendireceğiniz Din görevlisi nasıl olmalı?

İşte en önemli kısım da burası. Donanımsız bir din görevlisi aynı kelime hazinesi etrafında dolaşıyorsa, hayata bakış açısı kapsayıcı bir sosyallik içermiyorsa, kendisine hayrı olmayanın başkasına hayrı dokunmaz söylemi akıllara gelir.

Bu cümleler Din görevlilerini tekrar okullara yığın, tekrar eğitime alın sonucu çıkarmasın,

onları durduğu yerden daha ileri gitmeleri için kaynak oluşturun. Burada hiç kimse din görevlilerinin eğitimini küçümsemesin. Çünkü Din gönüllüleri şuan almış oldukları eğitimi birkaç tık ileriye taşımak için yoğun arzu içerisindeler. Bu sebeple Hükümetten uzun zamandan beri Sınavsız Geçiş Husunda destek istiyorlar. Sağlıkçılara tanınan hakların Din Görevlilerine tanınmıyor olması ise başlıca bir kriz. Çünkü bedeni ayakta tutan, bedenin vitamini olan ilimdir, ilimsiz bir vücut hastalanır, hastalık salar.

Tam bu noktada Din Görevlileri der ki; Gurur Duyduğumuz Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr Mehmet Görmez bizim daha iyi olmamızı istiyor. Biz de imkan verin bizim içimizde de Prof, Dr’lar çıksın. Çıksın ki bu vatan ilimde fende en iyi duruma gelsin.