Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ardından Başbakan Yıldırım’ın da çözüm süreci için, “çözüm, mözüm yok” demesi, aslında yeni bir sürece işaret ediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ardından Başbakan Yıldırım’ın da çözüm süreci için, “çözüm, mözüm yok” demesi, aslında yeni bir sürece işaret ediyor.
Oysa 2009’da başlayan ve adına “Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi” dinelen süreç, 16 Temmuz 2014’te, “Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun” adıyla Resmi Gazete’de yayımlanarak kanunlaşmıştı.
Ancak PKK’nın, 2011’de başlayan Suriye iç savaşının oluşturduğu belirsizlikten yararlanarak Kuzey Suriye’de kendi egemenliğinde bir bölge oluşturma hayaline kapılması, çözüm sürecinin de sonunu getirdi.
PKK’nın Suriye kolu PYD, DAEŞ’le mücadele adı altında sırtını ABD’ye yaslayıp, ele geçirdiği bölgede etnik temizliğe giderken, PKK da Türkiye’yi Suriye’den uzak tutmak adına elinden geleni ardına koymadı. PKK’nın üst organı KCK’nın sözde eşbaşkanı Cemil Bayık, 2015 Temmuz’unda halkı silahlanmaya çağırarak Güneydoğu’yu kana bulayan, yakıp yıkan hendek siyasetini başlattı.
…Ve gerçek ortaya çıktı; artık çözüm süreci ne oportünist ve kaypak PKK, ne de onun etkisiz siyasi kolu HDP ile sürdürülebilirdi.
İşte o günlerden sonra devlet, çözüm süreci konusunda farklı alternatifler üzerinde yoğunlaşmaya başladı.
Akla yatan en önemli alternatif; PKK’nın marjinalleşmesinin hızlandırılması ve bölgede etkin kanaat önderleri ve STK temsilcilerinin muhatap alınmasıydı.
Zaten, hendek siyaseti bölge halkının PKK’dan uzaklaşmasını da beraberinde getirdi: 7 Haziran 2015 seçimlerinde yüzde 13.12 oy alarak 80 milletvekili çıkaran HDP’nin oy oranı, Kasım 2015 seçimlerinde yüzde 10.7’ye gerileyerek, çıkardığı milletvekili sayısı da 59’a indi.
Bölge halkı HDP’yi cezalandırmakla yetinmedi, PKK terör örgütü ile arasına da mesafe koymaya başladı. Başbakan Yıldırım’ın belirttiğine göre, bölgeden PKK’ya katılımların sayısı bir yılda 10 kat azalarak 4 binden 4 yüze geriledi.
Hükümet, PKK terör örgütünün en önemli insan kaynağını 18 yaş altındaki gençlerin oluşturduğu gerçeğinden hareketle; bölgenin en önemli sorunu olan iş ve aş meselesine çözüm için 4 yılda 140 milyar dolara ulaşacak yatırım hamlesini başlatırken, PKK’ya katılımları sıfıra indirmek için gençleri de mercek altına aldı.
Hükümet, Şırnak'tan Muş’a, Mardin'den Van’a gençleri eğitim, spor ve sosyal aktivitelerle buluşturmak amacıyla spor tesislerinden gençlik merkezlerine dek birçok projeyi hayata geçirmek için düğmeye bastı.
Büyük kısmı 2016-2017 döneminde hayata geçirecek projelerin toplam değeri 435 milyon liraya ulaşıyor.
Hükümet yeni çözüm konsepti için adımlarını hızlandırırken, PKK’nın 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişimin bastırılmasının ardından terör eylemlerine hız vermesi, bölge halkının da dikkatinden kaçmıyor.
Zira kimi kamuoyu araştırma şirketlerinin anketine göre, PKK terör örgütünün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından eylemlerini artırması, HDP’nin oy oranını daha da düşürdü ve yüzde 5’lere gerilemesine neden oldu.
Hükümetin bölgeye yönelik ekonomik yatırımları, yakılan yıkılan evlerin yerine yenilerinin yapması ve gençleri hedefleyen politikaları kısa zamanda meyvesini verecek ve yeni çözüm süreci, bölge halkının da desteğiyle başarıya ulaşacak.