BİLİNMELİDİR Kİ!
Ergenekon, balyoz... davaları,
Çözüm süreci,
CHP-HDP ittifak süreci,
Ergenekon, balyoz... davaları:
Sapla samanı karıştırmamak gerekir. Her konu kendi içinde
değerlendirilmelidir.
Ergenekon, balyoz ... operasyonlarını FETÖ yaptı. Hükümet buna
neden müdahale edemedi? Çünkü Devlette her yer onlarındı. Bilindiği
gibi FETÖ bin dokuz yüz altmış altıdan beri Devletin içine sızdı.
Bu tarihte ajanı ve eski başkan yardımcısı Graham Fuller tarafından
devletin içine yerleştirilen FETÖ otuz yıl içinde Devletin kendisi
oldu, Devletin bütün organlarını ele geçirdi.
Çözüm süreci:
Çözüm surecine Devlet, Millet ve Toplum karar verdi. Toplumun yüzde
yetmişi destekledi. Muhalefet de destekledi. Çözüm süreci bir
ittifak süreci değildi, amacı oy almak değildi.
Otuz yıllık askeri mücadele sonucunda terörün bitirilememesi
üzerine, dış güçleri dahil etmeden kendi inisiyatifi ile terörü
bitirme ve PKK'yı silahsızlandırma amacıyla yapıldı.
Unutmayın ittifakın amacı oy, çözüm sürecinin amacı ise teröre
silah bıraktırmaktı. Denendi, olmadı. Dış güçler, sahipleri PKK'ya
silah bıraktırtmadı. PKK çözüm surecine ihanet etti. Sonrasında
tablo ortada, anlatmaya gerek yok! İçerde ve dışarda yirmi bin
terörist imha edildi, ediliyor, edilecek, kökleri bir daha ortaya
çıkmamak üzere kurutulacaktır. Bu yolda ölmek var, dönmek yoktur.
Bu gerçeklik güneş gibi gerçektir.
Çözüm süreci teröre destek değil, onu bitirme süreci idi.
Bugün terörle, HDPKK ile kendi yaptıkları işbirliğini gizlemek için
geçmişte kendilerinin de destek verdikleri çözüm sürecini, çok kötü
bir şeymiş gibi göstermeye çalışanlar; otuz senede terör
askeri yöntemlerle bitirilemediği için " askeri ve güvenlikçi
önlemler terk edilmeli, sorun-terör müzakere yöntemiyle ve kültürel
ve siyasi usullerle, İngiltere ve İspanya'da olduğu gibi,
çözülmelidir, terör ancak bu şekilde biter" diyenlerdir.
İki bin dokuz Oslo görüşmeleri ve bir kısım teröristlerin Habur'da
teslim süreci, iki bin on üç Diyarbakır mitinginde Barzani'nin
bulunması, bu mitingde Şivan Perver ve İbrahim Tatlıses’in megri
megri türküsünü söylenmesi demokratik açılım ve çözüm süreci
kapsamında yapılan faaliyetlerdi. İki bin on yedi başında
Barzani'nin Atatürk Havaalanında karşılanmasında Kuzey Irak
Bölgesel Kürt Yönetiminin bayrağının, Irak bayrağı ile göndere
çekilmesi, taktik, stratejik, ekonomik ilişkiler ve uluslararası
ilişkiler çerçevesinde diplomatik kurallara uygun olarak
gerçekleştirilmiş bir protokol ritüeli idi.
Barzani PKK yöneticisi değil, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetim
bayrağı da PKK bayrağı değildir.
Oslo, Habur, megri olaylarının çözüm sürecinden bağımsız olarak,
sırf teröre destek faaliyetleri olarak gösterilmesi, Barzani'nin
PKK yöneticisi ve Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin bayrağının
ise PKK bayrağı olarak lanse edilmeye çalışılması; yakışıksız,
irrasyonel, basit, kolaycılık, beyin konforunun şehvetine kapılarak
sorgulama yapma zahmetinde bulunmamak, cehalet denizinde yüzmektir.
Söz konusu olay ve olguların temcit pilavı gibi sürekli ileri
sürülmesi analitik düşünce ve ifade sistematiği içinde yer
bulamayacak kadar savruk, komik ve mantıksız argümanlardır.
CHP-HDP ittifak süreci:
İttifak sürecinin amacı terörü bitirmek, PKK'ya silah bıraktırmak
değildir. İttifak sürecinin amacı yirmi dört Haziran iki bin on
sekiz Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerinde oy almak, oy
arttırtmak, yönetimi devirmektir.
"PKK bizim canımızdır, biz onlarsız nefes alamayız" diyen, kırk bin
insanın katledilmesine neden olan, Müslüman Kürt ve Türk
katliamcısı, dinsiz-imansız-Allahsız-kitapsız-Peygambersiz,
Marksist-Leninist-Komünist, Ku’ran ve cami yakıcısı, bebek ve cenin
soykırımcısı, düşman uşağı ve soykırım yuvası, hayvanice ve vahşice
gaz çıkartıp ezan ve namazla dalga geçen PKK emrindeki, süzme PKK
çocuğu HDP ile oy almak için ittifak yapmak; şehitlerin kemiklerini
sızlatacak, şehit yakınlarının yüreklerini yakacak, gazilerin
vicdan ve adalet duygusunu derinden sarsacak, şehit çocuklarının
göz pınarlarından akan acı göz yaşlarını son derece
arttıracaktır…
PKK çocuğu HDP'ye destek şehitlerin kemiklerini sızlatır, şehit
çocuklarının göz yaşlarını arttırır!!!
S. Demirtaş şunları söyledi:
" PKK bizim canımızdır,
Apo posterini Kürdistan’a asmayacağız da nereye asacağız,
YPG-PYD-PKK Fıratın batısına geçecek, siz de mal mal
bakacaksınız,
hendek mücadelesini veren gerilla arkadaşlarımız muhteşem bir
mücadele veriyorlar"
Demirtaş gillerden F. Yüksekdağ şunu dedi:
"Biz sırtımızı YPJ-YPG-PYD-PKK ya dayıyoruz",
S. Sakık : Mustafa Kemal' in askerleriyiz diyenlere " Mustafa
Kemalin itlerisiniz" dedi.
Demirtaş gillerden bir kadın: " Size o keleşleri çevirmesini çok
iyi biliriz. Defolup gideceksiniz bu memleketten" dedi.
Demirtaş gillerden bir adam: ülkücülere " PKK sizi tükürüğü ile
boğar, tükürüğü" dedi.
Demirtaş gillerden bir kadın, E. Ayna: "Demokratik özerklik için
T.C.. ile savaşıyoruz" dedi.
HDP=HDPKK
HDP=PKKÇOCUĞU
................................
Doğru soru şu: PKK çocuğu HDPKK ile sıkı fıkı ilişki ve işbirliği
içinde olan, kol kola yürüyen, birlikte Türkiye'yi sallayan, genel
başkan yardımcısının ailecek HDP'ye oy verdiği ve HDP ile yan
yana-iç içe ortak miting yapan CHP karşısında; Vatansever Atatürkçü
Yurttaşlar ne düşünüyor? Asker-Polis-Korucu sekiz bin şehit, sekiz
bin sivil kayıp olmak üzere toplam on altı bin hayatını kaybeden
insanın kemiklerinin sızlaması ve onların çocuklarının göz
pınarlarından akan yaşlar Vatansever CHP’lilerin yüreklerini hiç
kanatmıyor mu???
Kanatır elbet! Eğer insanlık, akıl ve vicdan varsa!!!
Sevgi ve Saygılarımla!!!
17/06/2018
Zeki ÖZDEMİR/ANKARA
Araştırmacı-Yazar