Barış Elçileri

Bu gün İslam alemine baktığımız, zaman utanıyoruz. İslam aleminde kan, gözyaşı, vurmak ve kırmak hakim. Hususiyetle cahil insanların yaşadıkları kırsal kesimlerde insanlar, şeytanın sesine kulak veriyorlar.

Bunun birçok sebepleri var.

1-Hak sahibine hak verilmiyor.

2-Mahkemeler adilane bir şekilde çalışmıyor.

3-Mahkemeler, adalet hizmeti vermeyince; insanlar kendi kafa yapılarına göre davranıyorlar.

Bir tarla meselesi elli sene kadar uzayabiliyor. Ve onunda da kan bitiyor.

Bunun önüne geçmek lazım. Bu insanlara yazıktır. Eğer bir memlekette adalet dağıtımı olmadığı için insanlar, birbirlerini öldürüyorlarsa; bunun müsebbibi, adalet dağıtanlardır.

Oradaki yetkililerdir.

Oranın eşrafıdır.

Oranın reisleridir.

Şeyhleridir.

Haccı ve hocalarıdır.

Milletin silaha sarılıp birbirlerini öldürmelerinin önüne geçmek ve bu öldürmelerin kan davalarına dönüşmemesi; yetkililerin, valiler veya Belediye başkanlarının Barış Platforma veya Barış elçiler adı altında topluma barış, sevgi ve saygıyı getiren bir topluluk kurmaları lazım.

Çünkü barış işini kandan, vurmaktan ve kırmaktan beslenen ve mazıları lekeli bazı barış elçisi olarak ortaya çıkıyorlar. Bunlar zaten kandan beslenen insanlardır. Vurmak, kırmak kan ve gözyaşı olmazsa bu insanların isimlerinden başka toplumda hiçbir karşılığı yoktur. Bunlar hakkında kulağımıza çok çirkin ve hoş olmayan fısıltılar geliyor.

Bunlar, halkın üzerinde tahakküm ve tasallut kurmaya devam ediyorlar!

Bu milleti bu kötü niyetli insanların tahakkumundan ve tasallutundan kurtarmanın yolu, yerel yönetimlerin barış işlerine el atmalarıdır.

Şanlıurfa’yı örnek verelim. Eğer Şanlıurfa valisi veya Belediye başkanları duyarlı insanlar olmuş olsalardı; Şanlıurfa’da bir barış gücü kurarlardı.

Harran ve Akçakale ilçeleri bir bölge,

Viranşehir ve Ceylan pınarı bir bölge,

Siverek ve Hilvan’ı bir bölge,

Birecik ve Halfeti’yi bir bölge,

Suruç ve Bozova’yı bir bölge olarak baz alır.

Her bölgede sevilen sayılan ve ismi lekelenmemiş insanlardan 5-6 kişiyi seçer. Başına bir vali yardımcısı veya Belediye başkanı yardımcısını tayin eder.

Bu barış elçileri, kavganın, gürültünün ve nahoşluğun olduğu her yere seve seve giderler. Tarafsız bir şekilde taraflarla iletişime geçerler.

Barış elçileri, adalet, İslam ahlakı ve Memleketin örf, adet ve geleneklerini de göz önüne alarak; barışı sağlamaya çalışırlar.

Barış olduğu zaman, barış yemeğini o bölgenin belediyeleri verir.

Memleketin ilim ve irfan sahipleri de gelir. Sulhun her şeyden hayırlı olduğu hakkında sohbet ederler….

Barış hizmetini valilik yapmıyorsa, belediyeler yapabilirler. Sosyal belediyecilik anlayışıyla hareket ederler. Belediyeler yapmazsa o zaman partiler yapabilirler.

Evet! Ey Ak-Parti! Ey CHP! Ey büyük partiler Hani neredesiniz? Gelin halkın dertleriyle dertlenin. Barış, sevgi, saygı ve kardeşliğin olduğu yerde, demokrasi olur. Oy olur.

Burada en büyük görev, yerel yöneticilerin ve yerel siyasetçilerindir.