KATİLİN ÖĞRETTİĞİ TARİH -1

Yeni Zellanda Katili bize tarih öğretmeye devam ediyor. Tarih böyle bir şeydir, kaçmaya çalıştıkça sizi kovalar ve bu sizin geçmişinizdir, inkar etmeniz onun yok olduğu anlamına gelmez. Ben sizdenim demenizle sizden olunmaz. Bu nedenle tarihimizi gerçek anlamda öğrenmeliyiz. Zaferlerimiz kadar hezimetlerimiz, kahramanlarımız kadar hainlerimizi, kendimiz kadar düşmanımızı da öğrenmeliyiz. Üstelik bu anlatım masal tadında değil, gerekirse kabus tadında vermeliyiz. "Bir Türk Dünyaya Bedel" sözüyle hamaset pompalama değil, "Çalışan, mücadele eden kazanır" gerçekçiliği ile anlatmalıyız. Yoksa bir gün kaçtıklarımız bizim kabusumuz olur.

İyi bir tarih eğitimi düşmanının da iyi tanıtılmasıyla sağlanır. Güçlü düşmanı yenmiş olmak aslında büyük bir meziyettir.

EK

Bakın biz ne yaparsak yapalım batı'nın düşmanlığını önleyemeyiz. Hatta onların dinine dahi girsek onlar için düşmanız. Nitekim onlar kendi dinlerinden olanlara karşı bile soykırım uygulamaktan çekinmemişlerdir.

Hatta biz ülkenin tapusunu dahi onlara versek onların düşmanlığından kurtulamayız. Çünkü onlar için biz Roma toprağı olan Anadolu'yu ve İstanbul'u almışız. Ne yapıp edip İstanbul'u ve Anadolu'yu geri almak isteyeceklerdir. Bunun örneği Endülüstür. Endülüz 700 yıl müslümanların elinde kalmasına rağmen adamlar aldıklarında 100 yılda tüm izlerimizi sildiler.

Üstelik Endülüs'ü barış antlaşmasıyla almalarına rağmen etnik temizlik uyguladılar. Yani biz Anadolu toprağını onlara barışla antlaşmayla teslim etsek bile etnik temizlik uygulayıp bizim izimizi tamamen silmeye çalışacaklardır.

Bu nedenle uyanık olalım.

Coğrafya kaderdir deyip, durumu kabullenip buna göre kendimizi hazırlayalım.

Sürekli mücadeleye hazır olalım.

Savaşçılık yönümüzü kuvvetlendirelim.

Türkler neden savaşçıdır? düşündünüz mü?

Çünkü Türklerin sayısı azdı ve eğer savaşçı olmasalardı başka kavimlerce istila edilip yok edileceklerdi. Günümüzde de değişen bir şey yok. Teknolojik gelişmeler ve parlak sözler sizi aldatmasın. Irak'a, Suriye'ye ve Filistin'e bakın... Bu hayasız akın duruyor mu?

Yeni Zellanda Teröristinin Silahından Çıkan İsimler ve Tarihler

Katilin silahı üzerinde çıkan isimleri tek tek inceliyoruz fakat bu bütün tarihimizi anlatmak olacağından ben bundan sonra kısa kısa bilgi vereceğim. Belki ileride bunları daha da ayrıntılı anlatırım.

Katilin silahının üzerinde çıkan tarihi isimleri kısa kısa inceleyelim. Çünkü hepsini tek tek anlatmam biraz zaman alacak.

Deus Vult (Haçlı Seferleri’nin sloganı; ‘Tanrı bunu istedi’)

Bu slogan tüm haçlı seferlerinin temel sloganıdır. İlk kez 1096 yılında papa ll. Urban tarafından belirlenmiştir. Bu papa haçlı seferlerini başlatan papadır.

1571 Lepanto -

Avrupalılarca Lepanto olarak bilinen İnebahtı Deniz Muharebesi'nde Osmanlı Donanması, birleşik Haçlı Donanması tarafından büyük ölçüde darbe almıştı. İnebahtı savaşı Osmanlı'nın Avrupa karşısında yaşadığı en büyük mağlubiyetlerden biri olarak kabul edilir.

Milos Obiliç:

Sırpların milli kahramanıdır. l.Kosova Savaşında Osmanlı Sultanı l. Murad Hudavendigar’ı bıçaklayarak öldürmüştür. Kendisi hile ile onun yanına kadar gelmiş ve ardından bıçaklanmıştır. Bu olaydan sonra Osmanlı Padişahların huzuruna bir gayri Müslim elçi geldiğinde iki kişi koluna tutarak kabul etme geleneği başlamıştır.

  1. Charles Martel (686-741):

Fransız komutandır. Aynı zamanda Hristiyan dünyasının önemli kahramanlarından birisidir. 732 Puvatya savaşında Pireneleri aşıp Fransa’ya giren Emevi ordusunu yenerek, Fransa’nın Araplar tarafından ele geçirilmesini engellemiştir. Aslında bu zafer Charles için kolay bir başarı olmuştur. Çünkü savaş Müslümanların üstünlüğü ile devam ederken Müslüman komutan Abdurrahman el-Gafiki savaş sırasında şehit oldu. Komutan şehit düşünce gece Müslümanlar geri çekildiler. Yani komutan şehit düşmeseydi savaşı kazanacak tüm Fransayı ve belki de kıta Avrupasını elge geçirecektiler. Avrupa’yı Müslüman istilacılardan kurtaran kahraman olarak tarihe geçmiştir. Puvatya savaşı da bizim için Avrupa’daki sınırlarımızı çizmiş, Pirene dağları sınır olmuştur.

  1. Feliks Kazimiers Potocki (1630-1702):

Polonya kökenli asker ve devlet adamıdır. İkinci Viyana Savaşında Osmanlılara karşı savaşarak savaşın kazanılmasında büyük rol oynamıştır. Aslında bu savaşta savaşın kaderini değiştiren diğer bir Lehistan kralı III. Jan Sobieski,. Lehistan kralı III. Jan Sobieski, bu başarısıyla Polonya kahramanı olmuştur. Fakat nedense onu değil de bu şahsı öne çıkarmalarını anlamadım.

  1. Michael Szilagly (1400-1460):

Macaristanlı olup, Macaristan’ın bağımsızlığı için isyandan sonra İstanbul’a getirip idam edilmiştir.

  1. Marko Antonio Bragadin (1523-1571):

Meşhur bir Venedikli kafirdir. Kıbrıs savaşında bize karşı uzun süre direndi. Sonra teslim oldu. Teslim antlaşması gereği onu ve askerlerini Venedik’e bir gemi ile götürecektik. Fakat antlaşmanın bir maddesinde Kıbrıslıların elinde esir olan 50 yaşlı hacının da bize verilmesi vardı. Fakat Marko, bizimle antlaşma yaptığı gece bu esirleri serbest bırakmamak için aynı gece işkence ile öldürmüştü. Bunu öğrenen Lala Mustafa Paşa, antlaşmanın bozulduğunu gerekçe göstererek Marko’yu ve askerlerini öldürdü. Tabi ki İtalyanlar bu olayı tarihlerine “Türkler teslim olan askerleri öldürdüler” diye yazmıştır.

  1. Dimitri Senyavin (1763-1831):

1806-1812 Osmanlı – Rus Savaşında Osmanlılara karşı savaşan Rus Amiraldir. İngilizlerle birlikte Osmanlılarla savaşan Ruslar, İngiliz donanmasının boğazları geçip İstanbul’u kuşatmayı ve yakmayı tasarlaması üzerine Rus donanması da İngiliz donanması ile birlikte 19 Şubat 1807’de Çanakkale’yi geçerek Boğazlara girdi. İlk kez İngiliz ve onun destekçisi Rus donanması Boğazlardan geçmişti. İngilizler zaten Birinci Dünya Savaşı sırasındaki Çanakkale Savaşının başlama tarihini de bu olayın anısına aynı tarihte başlatacaklardır. Adamlar tarihi satır satır biliyor bizimkiler gibi tarih satırlarda kalmıyor. Boğazları geçiş sırasında Rus Amirali’nin akıllıca manevrası harekatın başarılı olmasını sağlamıştır. İstanbul’u kuşatan İngiliz ve Rus donanması Osmanlı Padişahı lll. Selim’e şartlarını dayattı. Karaya çıkan İngiliz Amiral Senyav İstanbul’a ayak basması batı için bir dönüm noktası olmuştur. İlk kez düşman orduları silahla İstanbul’a ayak basmış oldular. Fakat aslında İngilizler kendilerini tutsak etmişlerdi farkında değillerdi. Yani boğazın çıkışı kapatıldığı zaman Türk suları içirişindeki donanmanın yapabileceği fazla bir şey olamazdı. Nitekim öyle de oldu. İngilizlerin bu cesurca çıkışı korku değil kızgınlık ve öfke yarattı. İngilizler kara ordusu olmadan bir şey yapamayacaklarını ve tuzağa düştüklerini anladıklarından geri dönmeye çalıştılar. Dönüş yolunda top atışlarına tutuldular ve 130 ölü 412 yaralı bıraktılar. Ama bu olayın yarattığı psikoloji ile yüz yıl sonra yine aynı yere geleceklerdir.