Gelmiş olduğumuz sözde uzay çağında kimi görsem isyan edilen bir gerçeklik var. Herkes, hepimiz, içinde bizlerde olduğumuz halde, bu çağın insanlarından, bu çağda insanlıktan şikayetçiyiz.

Değerli Okurlarım,

Gelmiş olduğumuz sözde uzay çağında kimi görsem isyan edilen bir gerçeklik var. Herkes, hepimiz, içinde bizlerde olduğumuz halde, bu çağın insanlarından, bu çağda insanlıktan şikayetçiyiz. Nasıl olunmasın ki kendimizi de işin içine dahil ederek söylüyorum elbette, hepimizin gözleri önünde bir insanlık dramı, bir vahşet, bir soykırım yaşanıyor. Filistin de Gazze de insanlar ölüyor. Ne yazık ki şu yazımı kaleme alırken de bu ölümler devam ediyor, buna rağmen dünyanın tamamına yakını eğlenmekten, keyiflerinden asla taviz vermiyor, önemsemiyor, görmezlikten ve duymazlıktan rahatlıkla gelebiliyor. İnsanlık tablosunda son durum bu, büyük resim bu halde, birazdan okuyacaklarınızı da bu pencereden okumanızı tavsiye ederim. Varın da gerisini siz duyarlı olan güzel insanlar düşünün.

Kıymetli okurlarım,

İnsanlar insanlar; öyle iki yüzlülüğü de geçtim artık öyle çok yüzlülük sergiliyorlar ki, maalesef çok iyi tanıyorum dediğiniz insanlar da sizi yanıltabiliyor. Hayal kırıklığı yaşatıyor, sizin stres sebebiniz olabiliyor. Şu yaşıma gelene kadar, işim gereği o kadar çok insan tanıdım ki nelerini nelerini gördüm. Bu hayatın içinde, bu şikayet ettiğimiz insan ırkının içinde yaşıyoruz. Haliyle insan kimlere şahit olmuyor ki. Sana dost görünüp, seninle birlikte yiyen içen gezen dolaşan ama sana iftira atma cesaretini gösterebilecek kadar alçalanını da söyledikleriyle yaptıkları birbirinden Kaf dağı kadar uzak, sözde insanlık kurtarıcılarını da! Ne insanlar gördüm mesleki anlamda bilgi birikimleri olup da ahlaki değerleri yerlerde sürünen, içi dışı bir olmayıp işi gücü sadece reklam olan, sosyal medyada kurdukları yalandan dünyaları olmasa yaşadıkları hayatta yüzlerine bakacak tek bir insanı dahi olmayan, gerçek hayatta bırakın arkadaş çevresini ailelerinde bulamadıkları ufacık bir sevgiyi sosyal medya mecralarında bulmanın peşinde olan, üç kuruş dünya menfaatini görünce yıllardır tanıdığı arkadaşlarını dostlarını kolayca harcayabilenini de!

En hafif kelimeyle öyle insanlar gördüm ki yaşam boyunca bir çürük elma için koca kasayı atabilecek kadar alçaklar. Dostlarının ona onca yaptıklarını görmezden gelerek bir iki meselenin kendi menfaatlerine ters düştüğünü gördüklerinde yok sayabilecek kadar alçaklar hem de bu insanlar konuştum mu mangalda kül bırakmazlar, hak hukuk adalet derler, iş uygulamaya gelince görürsün ki söylemleri ve eylemleri birbirine taban tabana zıttır. Şaşırırsın, şaşırma! Çok var çünkü, öyle ahlak yoksunlarını da gördüm.

Geldiğimiz çağda görüyoruz ki bu kötü insanlar yüzünden insanlıktan zerre umudu kalmadı, iyi olma yolunda iyilik için mücadele eden, gayret gösteren, durmadan koşan, ömrünü bu uğurda harcayan güzel insanların dahi. Güzel insanların da umutlarını sömürdü bu insanlığın yüz karaları olanlar. Zararları kendilerine olsa sorun yok topyekûn tüm insanlığa zararları!

Güzel İnsanlar,

Bu yazımın ulaştığı iyiliğin son temsilcileri, böyle diyorum çünkü o kadar az kaldınız ki yerlerinizi dolduracak insanlar yetişse de az kalıyor bu çağda maalesef. Yetmiyor.

Şunu da hatırlatmak istiyorum hepimize, kulağımıza küpe olsun hatta, şaşırmayın artık olur mu? Şaşırmayın!

Ben şaşırmıyorum ve öyle ki bu insanlara kızmıyorum da artık, eskiden çok kızar kavga ederdim. Bıraktım. Çünkü onlar ne kadar kabahatliyse iyi insanlar da o kadar kabahatlidir. Bu gerçekle yüzleştim. Rahatladım.

Kabahatli olanlar sadece onlar değil çünkü, onlara iyi insanları sömürme, kullanma, istediğinde fırlatma hakkını veren iyiler de suçlu, suçlu şikayetçi olan bizleriz de aynı zamanda.

Şu dünya iyi insanların cehennemi derlerdi de bunu yaşarken anlıyormuş insan, bu çağda yakından görüyor bizzat yaşıyoruz, hatta yaşatılıyoruz. İyi olmak iyi kalmak hakikaten bu devirde oldukça zor. Tabi ki zor diye de karakterimizden taviz vermeyeceğiz, biz üzerimize düşeni ömrümüz yetene kadar yapacağız.

Bu dünyada karaktersizler, kötü insanlar olduğu müddetçe toz pembe bir dünya hayalini bir kenara bırakmak, hayata gerçekçi yaklaşmak zorunda olacak, bunun bilincinde bir hayat yaşayacağız. Yoksa bu kötülerin kötülük çamuru bir gün geliyor hepimizin üzerine sıçrayabiliyormuş, bunu yaşarken görüyoruz. Ne yazık ki şahit oluyoruz da iyilerin iyi kalma şansı da zormuş, devamlı bir mücadele şartmış, zaman geçtikçe daha iyi anlıyor insan.

Değerli okurlarım,

Velhasıl, demem o ki gördüğünüz hiç kimse gözlerinizi boyamasın, buna fırsat vermeyin. İyi bir elekten (duygulardan arınmış, akıl ve mantık süzgecinden) geçirin insanları hayatlarınıza dahil ederken, herkesi hayatlarınıza almayın. Birlikte yol almanız gerekirse de her zaman temkinli olun. Kendinizden başka kimseye inanmayın, inansanız da asla güvenmeyin. İnsan bu deyin çok da iyi olsa ölümlü, ölür gider, yalnız bırakır. Şu çağda bunca alçaklar öyle sarmış ki dört bir yanımızı, her zaman uyanık olmak zorundayız güzel insanlar. Şüpheci olmak değil bu temkinli olmaktır. Neler gördük değil mi tedbir almak en doğal hakkımızdır. Yıllarca sizden görünüp de tüm dertleri sonunda sizi kullanmak olan ne insanlar tanıdınız. Şöyle bir düşünün ne demek istediğimi anlayacaksınız. Gerçekler bir gün gün yüzüne çıkar.

Not: Yazımı tamamlarken, çok değerli yazarımız Alev Alatlı hanımefendinin vefat haberini aldım. Hüzünlendim, bir değerimiz daha Rahmeti Rahman'ına kavuştu. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Güzel insandı, iyi insandı vesselam.

Sevgi ve Muhabbetle,