MSP’nin kuruluşundan itibaren Milli Görüş’ün içinde olan Mevlüt Onat, Saadet Partisi’nin referandumda hayır blogunda yer almasını yanlış bulduğunu söyleyerek, “Başkanlık sistemi Erbakan’ın da isteğiydi. Saadet yönetimi de bunu biliyor. Bu isteği bir çok kez kendisinden duyduk.” dedi.

Milli Görüş hareketinin lideri Necmettin Erbakan’ın kurduğu Milli Selamet Partisi‘nin (MSP) kuruluşundan itibaren siyasi hareketin içinde yer alan, Fatih ve Gaziosmanpaşa teşkilatlarında ilçe başkan yardımcılığı ve bir dönem de Gaziosmanpaşa İl Genel Meclis Üyeliği de yapan Mevlüt Onat, İSTİKLAL’e özel açıklamalarda bulundu.

‘AK Parti sağlam bir fikir zemini üzerinde doğduğu’ diyen Onat, “Partinin fikri ve düşünce zemininde, Mehmet Akifler, Necip Fazıllar var. Bu zemin, kadim geçmişimizin, günümüzde ki izdüşümleridir. Bu kadim zemin kültürü üzerinden şekillenen bir siyasal yapısı var. Bu siyaset yapısını Erbakan hoca, kadim kültür değerleri üzerinden yeniden ihya etti.” dedi.

İşte Necmettin Erbakan’ın yol arkadaşı Mevlüt Onat’ın özel açıklamaları:

- Rahmetli Erbakan’ı anma programına CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun davet edilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Her kurum bir siyasal parti liderini programına çağırabilir. Bu doğal bir davranıştır. Ancak, davet eden de edilen de, öz eleştiri yapmalı öz geçmişleri ile ilgili. Doğal olmayan, bu öz eleştirinin yapılamamasıdır. Eleştiri yerine, konjektürel menfaat için aklama/menfaat devşirme yarışına girilirse, bu objektiflikten uzak, subjektif bir davranış biçimi olur ki, buna iki yüzlülük denir. O anma proğramına bu perspektiften bakmak gerekli diye düşünüyorum.

‘SAADET YÖNETİMİ DE BİLİYOR’

- Saadet Partisi referandumda hayır oyu kullanacağını açıklayarak CHP ve HDP’nin içinde bulunduğu hayır blogunda yer aldı. Saadet Partisi neden böyle bir karar aldı?

Saadet Partisi’nin bu tercihini yanlış bulanlardanım. Aslında, Erbakan Hocam’ın talebiydi başkanlık sistemi. Bu öngörüsünü bir çok kereler duyduk ondan. Erbakan Hocam’la birlikte, rahmetli Özal, rahmetli Türkeş ve Demirel gibi politikacılar da başkanlık sistemi ile ilgili talepleri olmuştu. Saadet yönetimi bunu biliyor. Ancak, hala şu ana kadar netleştirilmiş bir propaganda zeminini oluşturamadılar.

TABAN, TAVANA UYMAYACAK

Saadet Partisi üst yönetimi hayır dese bile, tabanın buna uyma oranı %25’i bile bulamayacağı açık gözükmektedir. Çünkü, ev halkını bile ikna edecek argümanlarına sahip değil. Temel dayanakları olmayan bir fikrin kabul görmesi aile içinde bile karşılık bulamıyor.

‘ERBAKAN SİYASETİ YENİDEN İHYA ETTİ’

- Her partinin ömrü olduğu gibi AK Parti’nin de ömrünü tamamladığında Saadet tabanlı AK Parti seçmeni tekrardan Saadet’e döner mi?

Sağlam fikirlerin ömrü uzundur. AK Parti sağlam bir fikir zemini üzerinde doğdu. Onun fikri ve düşünce zeminin de, Mehmet Akifler, Necip Fazıllar var. Bu zemin, kadim geçmişimizin, günümüzde ki izdüşümleridir. Bu kadim zemin kültürü üzerinden şekillenen bir siyasal yapısı var. Bu siyaset yapısını Erbakan hocam, kadim kültür değerleri üzerinden yeniden ihya etti.

‘SAADET PARTİSİ TEMEL PARADİGMALARINI YİTİRDİ’

AK Parti’nin ömrü Osmanlı’dan bile uzun olacak inşaallah. Çünkü, Batı medeniyeti dünya toplumlarına göz yaşından başka bir şey veremedi. Batı kültürü irfandan yoksun çünkü. Doğunun irfanı, Batının kültürüne yenik düşeli, zulüm zalimin vazgeçilmezi oldu. Şimdi Doğunun irfanının, Batının zalim değerler üreten kültürüne karşı bir ses yükseliyor. “Dünya beşten büyük " diyerek. Şimdi bu sesin çığlığı, mazlum coğrafyaların umudu oldu. Bu umut AK Parti perspektifi olup, Mevlana’nın perge metaforu olarak algılandı mazlum insanlık elemince. Saadet Partisi temel paradigmalarını yitirdi bu nedenle partiye geri dönüşlerin mümkün olmayacağı kanaatindeyim.

‘KENDİLERİNİ YENİDEN KONUMLANDIRIRLARSA…’

- Peki partide yönetim değişirse?

Gelecek yeni yönetim milletin düşünceleri doğrultusunda kendilerini yeniden konumlandırırsa halkın ilgisini yeniden çekebileceği imkan dahilinde olabilir.


‘DIŞLAMAK ONARILMAZ YARALAR AÇAR’

- Saadet kurmayları Fatih Erbakan’ı partiden soğuttu mu?

Fatih Erbakan, Necmettin Erbakan’ın oğludur. Bu kadar bir meseleyi çözemeyip, sorun haline dönüştürmek üzücü bir haldir. Yine de istişare etmeliler. Dışlanmak/Dışlamak, onarılmaz yaralar açar zihinlerde. Ötekileşenler, hem kendilerine hemde sorumluluk yüklendikleri camiaya karşı telafisi imkansız yaralar açar.

RÖPORTAJ: VEDAT YAVUZ