Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ arasındaki 'FETÖ'nün siyasi ayağı' tartışması giderek büyüyor. İlker Başbuğ, 2009 yılında çıkarılan bir yasaya atıfla, muvazzaf subayların sivil mahkemeler tarafından yargılanması kararıyla, 'FETÖ'ye yakın subayların terfilerinin önünün açıldığını belirtmiş ve o dönemdeki iktidarın bu düzenleme nedeniyle süreçte payı olduğunu ima etmişti.

Erdoğan'ın İlker Başbuğ'a cevabı ise sert oldu. "Meclis'i ve milletvekillerin aşağılayarak sadece darbe zihniyetine hizmet edilebilir. Bu boru göstermeye benzemez. Parlamentonun hukuku boru ile sindirilemez" diyen Erdoğan, milletvekillerine Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunmaları 'talimatı' verdi.

Bekir Bozdağ, Mustafa Elitaş ve Ahmet Aydın'ın da aralarında bulunduğu AKP'li altı milletvekili de bu talimata uyarak Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulundu.

Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, 'darbeleri bitirmek' amacıyla onaylanan 2009 tarihli yasanın 15 Temmuz'un yolunu açtığını yazdı. Zeyrek, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yasayı onaylarken hükümete yaptığı çağrıyı da hatırlattı:

"Bu düzenlemenin uygulanmasında, askerlik hizmeti bakımından disipline ve hukuki güvencelere ilişkin olarak ortaya çıkması muhtemel tereddütleri giderecek yasal düzenlemelerin de yapılmasında fayda görülmektedir. Gerekli yasal düzenlemenin ivedilikle yapılması uygun olacaktır."

Gül'ün istediği değişikliğin yapılmadığını da hatırlatan Zeyrek, yazısını şu satırlarla sürdürdü:

"9 Temmuz 2009: Yasa Resmi Gazete'de yayınlandı. Dönemin Devlet bakanlarından Cemil Çiçek, Gül'ün istediği düzenlemelerin ivedilikle yapılacağını söyledi. Ancak bir sonraki oturumda TBMM aç-kapa yapıp tatile girdi. TBMM açıldı ve 25 Aralık 2009'a dek çalıştı. Gül'ün istediği 'ivedi' değişiklikler yapılmadı. – 25 Aralık 2009: TBMM 11 günlük yılbaşı tatiline girdi. Aynı gün 'kozmik oda araması' başladı. Devletin sır odasına girilirken TBMM tatile giriyordu.

Yasanın yürürlüğe girdiği günden itibaren çoğu general ve kurmay subay olmak üzere yüzlerce muvazzaf asker FETÖ'cü savcı ve hakimlerce adli soruşturmalara tabi tutuldu (Başbuğ da 'silahlı terör örgütü kurup yönetmek' suçlamasıyla 2 yıl 2 ay cezaevinde kaldı). Hükümet o soruşturmalara 'savcısıyım' diyecek kadar büyük destek vermişti. Sivil mahkemelerde haklarında soruşturma başlatılan subaylar terfi ve atamalarda kapsam dışı bırakıldığından, YAŞ toplantılarında TSK'nın bütün yönetim silsilesi değişti.

AK Partililerin "bir daha asla darbe olmasın" diye yapıldığını iddia ettiği o değişiklik sayesinde önleri açılan ve kritik noktalara gelenler ise 15 Temmuz'da hain darbe girişiminin ön saflarındaydı."