Başbakan Binali Yıldırım dünyanın en etkin haber kanallarından BBC'ye röportaj verdi. Çekimleri İstanbul'da daha önce yapılan söyleşi bugün yayınlanacak. Röportaj ile ilgili dün akşam saatlerinde BBC'nin internet sitesinde tanıtım için bir videolu haber yer aldı.

BBC'nin HARDtalk programından Zeinab Badawi'ye konuşan Başbakan Yıldırım, "Suriye'de her şeyden önce Esad değişmeli" dedi.

Videoda Suriye'ye yönelik değerlendirmelerde bulunan Yıldırım, şunları söyledi:

"HER ŞEYDEN ÖNCE ESAD DEĞİŞMELİ"

"Suriye'de bir şeylerin değişmesinin zamanı çoktan geldi geçti. 500 bin insan hayatını kaybetti. Masum insanlar öldü, gitti. 9 milyondan fazla insan yurdunu terk etti. 3 milyonu bizim misafirimiz. Muhakkak Suriye'de bir şey değişmeli ama her şeyden önce Esad değişmeli. Esad değişmeden Türkiye'de bir şey değişmez. Bu işlerin bu hale gelmesinin ana sebebi Esad'dır.

"İKİSİ DE GİTMELİ"

Bir yanda Esad var, bir yanda DAEŞ (IŞİD) var. Esad mı DAEŞ mi diyorsanız ikisini de tercih edemeyiz ikisinin de gitmesi lazım. Suriyelilerin başının belasıdır. Diyelim ki DAEŞ'i defettik, gitti. Sorun yine çözülmeyecek. Esad oldukça sorun çözülmeyecek başka terör grubu çıkacak. DAEŞ'i yaratan Esad rejiminin tutumudur. Suriye'deki yönetim şeklidir. Kendi vatandaşlarını bile bile ölüme göndermesidir.

"ŞARTLAR OLUŞTUĞUNDA SURİYELİLERE VATANDAŞLIK DA VERECEĞİZ"

Başbakan Yıldırım röportajda Suriyelilere vatandaşlık verilmesi konusuna da değindi.

Türkiye'de 3 milyon mülteci olduğunu hatırlatan Yıldırım, bu kişilere önce barınma sağlandığını, sonra geçici çalışma izni verildiğini, onlara sağlık ve eğitim hizmeti de verildiğini söyledi ve ekledi:

"Bir adım sonra, şartlar oluştuğunda vatandaşlık da vereceğiz. Ama bu, bugünden yarına olmaz ve tabii bunun belirli standartları var... Tabii ki eğer teröre bulaşmışsa, kanunsuz işleri varsa, bunlara asla vatandaşlık söz konusu değil... Şu anda vatandaşımız değiller ama vatandaşımız gibi muamele görüyorlar. Her türlü haktan yararlanıyorlar... Sadece nüfus kağıtları yok."

"KÜRTLERİN TERÖR ÖRGÜTÜ GİBİ BİR SORUNU VAR"

Yıldırım, Türkiye'nin güneydoğusundaki operasyonlarla ilgili bir soruya yanıtında ise PKK'ya atfen, "Terör örgütünün Kürtler gibi bir sorunu yok, Kürtlerin terör örgütü gibi bir sorunu var" dedi.

Kendilerinin bu sorunu ortadan kaldırmaya çalıştığını vurgulayan Yıldırım, "PKK terör örgütü Kürtleri de düşünmüyor, Türkleri de düşünmüyor. Onlar önüne kim gelirse öldürüyorlar. Dolayısıyla bizim görevimiz, bu eli kanlı terör örgütünü aramızdan çıkarmak..." diye konuştu.

"BAŞBAKANIN OLMASI ŞART DEĞİL"

Başbakan Yıldırım, başkanlık sistemi tartışmaları ile ilgili olarak ise "yönetimde istikrar, temsilde adalet" ilkelerinin Türkiye'nin hayrına olduğunu söyledi.

"Başkanlık sistemi olunca koalisyonlar olmayacak, sürekli güçlü bir yönetim olacak ve Türkiye zaman kaybetmeden refah için, kalkınma için daha fazla çalışacak" diyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Meclis daha güçlü olacak. Milletvekilleri Meclis'te icabında bütçeyi onaylayacaklar, başkanı denetleyecekler. Yani Başbakanın olması şart değil."

Asıl yanlışın başkanlık sistemi tartışmasını kişilere indirgemek olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Tayyip Erdoğan da gelip geçici, Binali Yıldırım da gelip geçici. Bizim gelecek nesilleri düşünerek reform yapmamız lazım..." dedi.

Yıldırım, Badawi'nin, başkanlık sisteminin Türkiye'de otoriter bir yönetime neden olacağından kaygı duyup duymadığına dair sorusunu cevaplarken ise farklı ülkeleri örnek gösterdi:

"Olur mu öyle şey? Amerika'da diktatörlük mü var? Fransa'da diktatörlük mü var? Buralarda başkanlık sistemi var. Pekala başkanlık sisteminde demokrasi daha ileri gidebilir."

"ALLAH BORİS JOHNSON'I ISLAH ETSİN"

Badawi mülakatta Başbakan Yıldırıma'a, İngiltere'de AB referandumu sırasında birlikten çıkma yanlılarının kampanyalarında Türkiye'yi kullandığını hatırlattı, bunu en fazla yapanlardan eski Londra Belediye Başkanı Boris Johnson (Dün akşam İngiltere'nin yeni dışişleri bakanı olarak atandı) hakkında ne düşündüğünü sordu.

Yıldırım'ın yanıtı şöyle oldu:

"Ona ne diyeyim, Allah ıslah etsin. İnşallah bundan sonra daha böyle bir yanlış içerisinde olmaz. Türklerin gönlünü kazanmanın gayreti içerisinde olur."