Türkiye için önemli olan Avrupa Birliği değil Avrupa’dır.
Türkiye için önemli olan Avrupa Birliği değil Avrupa’dır.
Türkiye-Avrupa ilişkileri Avrupa Birliği’nin tarihinden ve
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinden çok daha eski ve
köklüdür. Türkiye Avrupa Birliği’ne üye olmasa da Avrupa için
önemli bir ortaktır. Avrupa da bizim için önemini koruyacak. Bir
gün Türkiye süper güç olursa ve AB de dağılırsa yine de birbirimiz
için vazgeçilmez olmaya devam edeceğiz.
Öncelikle Avrupa bizim komşumuz. Ve devletler komşularını
beğenmediklerinde başka yere taşınma lüksüne sahip değildir.
Devletler komşularıyla yaşamayı öğrenmek zorundadırlar. Nasıl ki
Ortadoğu’da savaş ve istikrarsızlık var diye Ortadoğu ile
ilişkilerimizi kesmiyoruz. Ortadoğu bizim için önemini korumaya
devam ediyor Avrupa için de durum böyle.
Avrupa’yı eleştirmek elbette mümkündür. Avrupa’daki yabancı
düşmanlığından bahsedebiliriz. Bize çifte standart uyguladıkları da
söylenebilir. Çok fazla muhafazakâr oldukları ve radikal sağa
giderek daha da çok pirim verdikleri de… Fakat bu eleştirilerin
Avrupalı dostlarımızı kızdırmaktan başka bir işe yaramayacağını
unutmamamız gerekiyor. Milyonlarca Türk’ün Avrupa’da yaşamayı
tercih ettiğini hatırlamalıyız. İmkânı olsa milyonlarca
vatandaşımız Avrupa’ya taşınır. Bu anlamda eksileri ve artılarıyla
değerlendirdiğimizde Avrupa standartları bizim için en gerçekçi
standartlardır.
Avrupa vatandaşlarına sunduğu imkânlarla Türkiye için örnek
konumundadır. Ülke içinde herhangi bir reform gerçekleştirirken
“Avrupa’da da böyle yapılıyor“ cümlesi kadar elimizi güçlendiren
başka bir ifade yok. Yönümüzü Avrupa’ya bakarak anlayabiliyoruz.
Avrupa bugün hala bizim kuzey yıldızımızdır.
Bugün Avrupa’nın güçlenip Türkiye’yi sömürge haline getirebileceği
bir risk durumu ile karşı karşıya değiliz. Dezavantajlı gümrük
birliği anlaşmalarına karşı daha uyanık durumdayız. Gerçek risk ise
Avrupa coğrafyasının istikrarsızlaşmasıdır. Irak ve Suriye’deki
savaş ekonomimize nasıl zarar veriyorsa Avrupa’daki olası bir
dağılma, savaş veya herhangi bir istikrarsızlık da ekonomimize
zarar verir. Avrupa’nın zayıflamasına ve istikrarsızlaşmasına
hizmet edecek bir Rusya-Çin ve ABD planına ilk önce biz engel
olmalıyız. Rusya’nın Ukrayna’da ABD’nin Irak ve Suriye’de neden
olduğu savaş ve kargaşa Türkiye’yi de AB’yi de benzer şekilde
etkilemektedir.
Türkiye Avrupa’yı koruyabilir. Örneğin bütün Avrupa Çin mallarının
ekonomik boyunduruğu altında iken Türkiye “Çin Malı” imajı
üretebildi ve ekonomisini canlı tuttu. Çin mallarına çok sıkı
kotalar konsa idi ancak bu kadar etkili olurdu. Bunun dışında eğer
Türkiye Suriyeli milyonlarca mülteciye ev sahipliği yapma
noktasında bu kadar istekli ve kararlı olmasaydı belki bugün
Schengen çoktan askıya alınmış ve sadece İngiltere değil 3-5 ülke
daha birlikten ayrılma kararı almıştı. Türkiye gelecekte Avrupa’yı
sadece mülteci akınına uğramaktan kurtaran ülke değil aynı zamanda
Avrupa’nın sömürgeleşmesini de engelleyen bir ülke olabilir.
AB’nin dağılma riskini ilk değerlendiren ve önlem almaya çalışan da
yine AB’nin kendi kurumları olmuştur. Hem kısa vadede hem de uzun
vadede önlemler alınmıştır. Mesela Yunanistan gibi krizle boğuşan
ülkeler AB istikrarı için AB tarafından desteklenmektedir. İstikrar
fonları ve borç havuzları oluşturulmaktadır. İngiltere’nin Avrupa
Birliği’nden ayrılma kararı alması kuşkusuz AB için çok büyük bir
motivasyon kaybıdır. Fakat İngiltere’nin ayrılmasının AB’nin hemen
çökeceği düşünülmemelidir. AB coğrafyasında yaşayan ülkeleri
birbirine bağlayan tarihi ve manevi bağlar, AB kimliği ve AB
değerleri zaman zaman zayıflasa da varlığını muhafaza etmektedir.
Pek çok ülke arasında ikili ilişkiler de mevcuttur. Ayrıca AB
ülkelerinin çoğu aynı zamanda NATO üyesidir.
Türkiye uzun vadede farklı alternatif birliklere yönelmemelidir
diyemeyiz. Bunu zaman gösterecektir. Görünen şu ki 50 yıldır üye
olmak için uğraştığımız AB belki bir 50 yıl daha cazip bir coğrafya
olmaya devam edecek. Ukrayna’yı işgal ederek bölgesinde savaş
çıkaran, bir Rusya’ya güvenemeyiz. İç savaş içindeki İslam
coğrafyasıyla iş yapamayız. Avrupa Birliği bir Hıristiyan kulübüdür
diyenlere İslam Kulübü’nün adresini sormak zorundayız. Bugün
Türkiye 50 yıldan daha az sürecek bütün planlarında Avrupa merkezli
düşünmelidir.