Lozan ve Paris antlaşmalarına göre Yunanistan’ın silahlandırmaması gereken adaları, her geçen gün silahlandırmaya devam ettiğini görüyoruz. ABD’nin askeri desteğini, Avrupa’nın da siyasi desteğini alarak Türkiye’ye karşı adeta savaş hazırlığına başlayan Yunanistan, bölgenin kontrolünü tamamen ele geçirmek istiyor.

Lozan ve Paris antlaşmalarına göre Yunanistan'ın silahlandırmaması gereken adaları, her geçen gün silahlandırmaya devam ettiğini görüyoruz. ABD'nin askeri desteğini, Avrupa'nın da siyasi desteğini alarak Türkiye'ye karşı adeta savaş hazırlığına başlayan Yunanistan, bölgenin kontrolünü tamamen ele geçirmek istiyor. Aslında bu isteğin Yunanistan'dan çok, Avrupa ve ABD'nin isteği olduğunu anlamak zor değil. Eğer bölgenin kontrolü Türkiye'de olursa, Avrupa ve ABD için bu kabus senaryosu olacaktır. Bu yüzden her şeyi göze alarak, Türkiye gibi bir müttefiki bile kaybetmeyi göze alarak Yunanistan'a askeri ve siyasi desteklerinden vazgeçmiyorlar. 1923 Lozan Antlaşması'na göre gayri askeri statüde olması gereken Semadirek, İpsara, Limni, Midilli, Ahikerya, Sisam ve Sakız adalarında Yunan askerleri bulunuyor. Ayrıca Paris Antlaşması'na(1947) göre de silahlandırılmaması gereken İleriye, İstanköy, Kerpe, Rodos, Batnoz, Kelemez, İleki, Sömbeki ve Meis adalarında da Yunanistan'ın askerleri cirit atıyor. Türkiye'nin defalarca uyarmasına ve itirazlarına rağmen, Yunanistan tarafı bu antlaşmaları ihlal etmekten geri durmuyor. Son olarak geçenlerde Antalya'nın Kaş ilçesine sadece 1800 metre uzaklıktaki Meis adasına 55 yeni asker takviyesi yapan Yunanistan, Türkiye'nin burnunun dibine kadar gelmiş durumda. Üstelik adaya iniş yapan askerlerin yüksek sesle Kaş ilçesine bakarak ulusal marşlarını söylemesi, Yunanistan'ın savaşa ne kadar istekli olduğunu gösteriyor. Yunan basını ise her gün Türkiye'yi işgalcilik ile suçlarken, Türkiye'nin Yunanistan'a karşı savaşa hazırlandığını öne sürüyor. Yunan halkını savaşa hazırlamak için her gün bu tarz haberler servis ediliyor. Türkiye'nin savaşa hazırlandığı doğru. Ama Türkiye Yunanistan ile değil, ABD ve Avrupa ile savaşa hazırlanıyor. Çünkü Yunanistan ile çıkacak bir savaşın karşı cephesinde sadece Yunanistan olmayacak.

Yunanistan'ı Ukrayna gibi düşünebiliriz. Ukrayna'yı Rusya'nın önüne yem olarak atanlar, Türkiye'yi test etmek için Yunanistan'ı piyon gibi kullanıyorlar. Ukrayna'nın bile bu kadar savaşa hazırlandığını, Rusya'yı bu kadar tehdit ettiğini görmemiştik. Yunanistan her gün askeri bir hamle yapıyor. Ukrayna savunmaya hazırlanırken, Yunanistan saldırmaya hazırlanıyor. Türkiye'nin Yunanistan'a saldırmak gibi bir amacı yok. Türkiye bu oyunu akıllıca oynuyor. Kışkırtmalara ve tahriklere aldırış etmiyor. Eğer aldırış edecek olursa en az Rusya kadar yaptırıma maruz kalacağını biliyor.

Yunanistan'ın tarihinde hiç olmadığı kadar askeri yatırım yapması ve Türkiye ile olan askeri güç farkını kapatmaya çalışması, savaşa hazırlandığının en net kanıtıdır. Tek bir savaş ile hem adalar sorununu, hem Doğu Akdeniz sorununu, hem de Kıbrıs sorununu çözmek istiyor. Savaşın yakın bir dönemde çıkıp çıkmayacağını kestirmek zor. Fakat görünen o ki Yunanistan bu üç sorunu da savaşla çözmeye çalışıyor. Hal ve durum bu iken savaşın elbet bir gün çıkacağını söylemek abartı olmayacaktır. Yunanistan ile masaya oturulduğunda o masanın hiçbir önemi kalmayacaktır. Kıbrıs'taki gibi, Lozan'daki gibi, Paris'teki gibi sözlerini tutmayacaklardır. 'Yunanistan ile barış' çözüm değildir. Çünkü Yunanistan barış istemiyor. Yunanistan tek bir savaş ile her şeyi elde etmek istiyor. Ortakları ABD ve Avrupa'yı da bu paylaşıma ortak etmeye çalışıyor. Bölgesel aktör ve bölgesel güç olan Türkiye'nin, Yunanistan politikası şu an çok dengeli ilerliyor. Türk Devleti zamanı geldiğinde dengeyi bozacak ve gereken cevabı verecektir.