İKİ cümlesinden biri buydu. Dilinde pelesenk olmuştu adeta. Hangi konudan bahsediyor olursa olsun bu minik cümle gelip konar ve araya yerleşiverirdi. “Harcayıp tükettik güzel şeyleri…”

İKİ cümlesinden biri buydu.

Dilinde pelesenk olmuştu adeta. Hangi konudan bahsediyor olursa olsun bu minik cümle gelip konar ve araya yerleşiverirdi.

'Harcayıp tükettik güzel şeyleri…'

İlk zamanlar üzerinde çok durmamıştım doğrusunu sorarsınız. Çünkü şuurlu bir tercih değil kendince tatlı bir takıntı şeklinde düşünmüştüm.

Yaş ilerleyip geriye doğru dönerek hayatımızı elerken beni en çok durup düşündüren cümlelerden biri olmuştu.

Kanaatim bu sözün öylesine sarf edilmediği konusunda netleşti.

Bize önemli bir mesaj içeriyordu ama o günlerde başımızda esen kavak yelleri bizi başka mevzulara odakladığından sadece duyup geçmişiz.

'HANGİ güzel şeyleri harcayıp tükettik?' sorusuna hakikatli cevaplar üretmek üzere elimize kalemi defteri alıp otursak acaba nasıl bir liste çıkar?

Bu denemeye değmez mi?

Belki de her birimiz başka güzellikleri tüketmişizdir.

Ve yine muhtemeldir ki, yokluğundan en fazla şikayet ettiklerimiz belki de sorumsuzca tükettiğimiz güzelliklerdir.

ŞÜKRÜ yapılmayan nimetlerdir tükenen.

Şükür edası yapılanlar ise bereketlenir.

Çoğalır.

PAYLAŞILMAYAN nimetlerdir tükenen…

İnfakı yapılan ihsanlar aynı şekilde kendisini yenileyerek bize hayat enerjisi olarak geri dönüp çoğaltırlar.

Tükenenler ne yaptığımızda kaybolup elimizden çıkıyor?

Ne şekilde heder olup gidiyor?

Neden peşlerinden hasret çekiyoruz?

Bu konu, üzerinde düşünmemizi gerektiriyor.

'TÜKETEREK tükenenlerden' olmamak için bir kere daha meseleyi gündemimize almalıyız.

Ben uzun yıllar evvel kulağımla duyup ruhumla işitemediğim bu cümleyi bugün sizlerin gönüllerinin dikkatine sunmak istedim.

Belki de yaşadığımız bu hız ve haz dünyasında bize kısa da olsa nefes aldırır.

Azıcık düşündürür.

Minik de olsa bir tefekkür kapısı aralayıverir.

KONU üzerinde biraz araştırınca ustanın diline dolanan bu söz aslında Kur'an-ı Kerim'den bir ayetin manasına denk geliyormuş.

Orada inkar edenler üzerinden verilen bu mesajı bizlerin üzerimize alıp üstünde düşünmemize bir mani yok.

Zira bizler kendimiz için 'İman edenlerdeniz' diyor olsak bile ne yazık ki, davranışlarımız, yaşama biçimimiz ve hissedişlerimiz artık o duyarlılıktan çok uzak.

Bu sebeple bu ayeti üzerimize alınmakta bir mahsur yok hatta pek çok yararı olabilir.

Ahkaf Sûresi 20.ci ayeti üzerinde biraz durup düşünmekte ve kendimize paylar çıkarmakta fayda var.

Allah bizleri güzellikleri harcayıp tüketenlerden değil şükür ve hamd ile onları paylaşıp bereketle çoğalanlardan eylesin inşallah.

Ya Selam!