Tarihin çeşitli devrelerinde, çeşitli liderler hem kendi Ülkesinin tarihinde ve hem de Dünya tarihinde önemli yer tutmuşlar ve derin izler bırakmışlardır. O liderlerin ortaya çıkmasında bazen tarihi imkan ve şartlar etkili olmuş, bazen de liderler tarihin akış seyrini değiştirmişlerdir.

Tarihin çeşitli devrelerinde, çeşitli liderler hem kendi Ülkesinin tarihinde ve hem de Dünya tarihinde önemli yer tutmuşlar ve derin izler bırakmışlardır.

O liderlerin ortaya çıkmasında bazen tarihi imkan ve şartlar etkili olmuş, bazen de liderler tarihin akış seyrini değiştirmişlerdir.

Bu duruma göre hem liderin kendi şahsi kabiliyet ve karakteri ve hem de tarihin akış seyri ayrı önem ve ağırlığa sahiptir.

Yani tarihi imkan ve şartlar da önemli, liderin kendisi de önemlidir.

Şimdi bu yazıda hiçbir lider ismi ve tarihi olayı örnek olarak vermeyeceğim. Çünkü konu çok tartışmalıdır.

Şu kişi, 'tarihteki şu imkan ve şartlardan yararlandı da lider oldu'dersem tartışılır ve sonuca varılamaz. Şu lider,'şöyle şöyle yaptı da tarihini akışını değiştirerek kendisi bir tarih meydana getirdi'desem de tartışılır ve sonuca varılamaz.

Bu hususlar kişinin bakış açısına göre değişir. Bazen de tartışmalar da hatalıdır.

Gerçekten de'liderler mi tarihi meydana getirir, yoksa tarihi imkan ve şartlar mı liderleri meydana getirir' sorusu anlamsızdır.

"Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan."Onun gibi bir şey.

Yani her ikisine de doğru diyebiliriz.

Bu konuda en gerçekçi bakış şudur ki, liderler için tarihi imkan ve şartları meydana getiren Hazreti Allah'tır.

Verilen imkanı iyi kullanırsan huzur ve mutluluktur, yoksa pişmanlık ve ah'tır.

Dünya geçici ve fani.

Evet, durum bu kadar açık ve nettir.

Şu husus da kimsenin itiraz edemeyeceği bir gerçektir.

'Liderler, tarihi imkan ve şartları kullanarak lider olmuş ise başka bir tarihi imkan ve şart, başka bir liderin doğmasına neden olur.

Eski lider batar, yeni lider doğar.'

Bu da gerçektir.

Şu da gerçektir.

'Analar ne Liderler doğurur.'

Bir kişi tarihi şartlardan yararlanıp da lider olabileceği gibi, kişi doğuştan lider kabiliyetli olabilir.

Bu son cümlenin kapsamına hangi liderler giriyor?

Tarihe bakın ve kararınızı verin. Bu hususta da lider ismi vermeyi doğru bulmuyorum. Çünkü tartışmalıdır ve sonuca varılamaz.

Bu hususta esasında en önemli husus lider olmak değildir.

Tarihi imkan ve şartlardan yararlanıp lider olmak ve fırsata kavuşmak, hayır mıdır, şer midir?

Neyi mi söylemek istiyorum?

Şunu söylemek istiyorum.

Lider diye gıpta ettiklerinizden bir çoğunun Ahiretteki hallerini görseniz merhamet edersiniz. Onların sorumluluklarının dağlardan daha büyük, okyanuslardan daha kabarık olduğunu bir anlasanız, onlara gıpta etmez, acırdınız.

Bunu tüm kalbiyle hissediyor ve müşahede ediyorum.

Yaşlandıkça, hayattan ders aldıkça şunu açık ve bariz bir şekilde farkettim.

Bir şeyin kendisi bizatihi değerli değildir.

Değerli olan elde ettiğiniz imkanları hayra kullanmaktır. Liderler ve tarihi imkan ve şartlara önce böyle bakmak gerekir.

Bu noktada gelin,Bediüzzaman Said Nursi Üstadımızın şu sözüne kulak verelim.

"Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fani Dünya'da bıraktığın eserlere de kıymet verme!"

Evet, ben bu yazımızda en mühim hususun bu olduğuna inanıyorum.

Elbette bu bakış açısıyla şunu da ifade etmekte fayda var.

Lider olup da hayırlı ve faydalı işler yapanları, İslam idealine bağlı kalanları, iman, ibadet ve hayır hasenat üzere hareket edenleri, adaletle iş görenleri takdir ediyor ve işte bu liderlere gıpta ediyorum.

Ve bu liderlerden olmayı elbette her insan gibi diliyorum. Yüce Rabbim'denbunu nasip etmesini niyaz ediyorum.

Yazımız en sonunda bir ayet-i kerimeye yer veriyorum:

'Onlar: 'Ey Rabbimiz! Bize eşlerimizden ve zürriyetimizden gözümüzü aydınlatacak, gönlümüzü sevindirecek salih kimseler ihsan eyle! Bizi takva sahiplerine önder (lider) yap!' diye dua ederler.' (Furkan Suresi, 74)

Vesselam