İster ferdi, isterse içtimai olsun gerçek başarı için 3 E şarttır.

Başarı için 3 E.

Nedir bu 3 E.?

Ekip, ehliyet ve edep.

Gerçek başarı için E şarttır iken, yalan başarı için 2 E yeter.

Nasıl mı? Yalan başarı için ekip ve ehliyet yani bilgi ve kabiliyet bakımından ehil insanlar bir ekipte varsa, ancak ahlak ve edep yoksa o yalan başarıdır.

Hırsızlık ve gasp çeteleri de bir ekiptir ve onlar da bilgi ve kabiliyete önem verirler. Onlar da olmayan ahlak ve edeptir ve onların başarıları gerçek değil yalandır.

Bize lazım olan yalan başarı değil gerçek başarıdır.

Çalışkan, bilgili ve ahlaklı insanlar bir araya gelirse bu “Gerçek başarılı sonuç” demektir.

Gelin bu yazıda şu üç başlıkta bir “Gerçek başarılı sonuç” üzerinde fikir geliştirelim.

1-Ekip nedir, ekip nasıl kurulur?

Bir işte, bir hedefte yol yürüdüğünüz ve birlikte hareket ettiğiniz insanlar topluluğudur.

Ekip rastgele seçilemez.

Ekip oluşturulurken acele edilmez.

Ekip sık sık değiştirilmez.

Ekip gençlerden mi, yoksa tecrübelilerden mi oluşturulmalıdır?

Her ikisi de olmalıdır.

Tabi ekibin başında tecrübeli kişi gerekir.

Ekip çalışmasında ekibe enerji ve motivasyon sağlamak en önemli husustur.

Bir kişiyle başarılı olunmaz. Ancak ekip çalışması ile başarılı olunur.

Ekip çalışmasının başındaki kişi şu düşüncede olacaktır.

Ekip, potansiyeli ve enerjisi olan bir değerdir.

Ekip lideri ekibin potansiyelini bilerek harekete geçirmelidir.

Potansiyeli bilmek ve onu harekete geçirmek çok çok önemlidir.

Ekip lideri kimin ne bilgi ve ne potansiyelde olduğunu bilmezse onu harekete geçiremez.

Ekip çalışmasında insan ve potansiyeli en merkezde yer alır. Her bir ekip insanının bilgi ve potansiyel gücü çekirdekte yer alır.

Çalışmalar o merkezin çevresinde cereyan eder.

Ekip lideri işte o çekirdeği açarak potansiyeli enerjiyi kinetik enerjiye çeviren kişidir.

2-İnsanlardaki bilgi ve kabiliyet nasıl geliştirilir?

İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler gibi değildir.

Hayvanlar ve bitkiler neredeyse doğuştan ve hiçbir eğitime tabi tutulmadan birdenbire harekete geçebilen varlıklardır.

Ancak insanların bilgi ve kabiliyetleri zaman içinde eğitim ve yetiştirmeyle geliştirilmektedir.

Hayvanlara ve bitkilere de belirli bir şekilde, hayatta kalmalarına yetecek kadar Yüce Allah (cc) tarafından ilim verilmiştir.

İnsanlara ilimden daha mühim ve daha kıymetli bir değer bahşedilmiştir.

O değer akıldır.

Tek başına akıl da yetersizdir.

İnsana düşen şudur.

Aklı iyilik ve doğruluk yolunda kullanmaktır.

Evet, akıl tek başına yetersizdir. Aklın yanında izan ve vicdan gereklidir.

Söylemek istediğim husus şudur. Yalnızca akıl ile hareket etmeyin. İzan ve vicdan ile hareket edin.

İzan ve vicdan irfan demektir.

Allah’tan yalnızca ilim istemeyin, irfan da isteyin.

Yalnızca ilim ile yetinirim diyenler Dünya’yı cehenneme çevirirler.

Biz bilgi ve kabiliyeti, akıl, izan ve vicdan ile birlikte dengeli bir şekilde geliştirmeliyiz ve ekibimizi de bu özelliklere sahip insanlardan teşekkül ettirmeliyiz.

Bunun adı dengedir.

Dengede olmayan hiçbir şeyden hayır gelmez. Dengede olmayan araç yürümez. Yürüse de çok geçmeden devrilir. Dengede olmayan uçak uçmaz. Uçsa da çok geçmeden yere çakılır.

Hazreti Mevlâna der ki; “Tek kanatlı kuş uçmaz.”

Evet, Ey İnsan! Yalnızca akıl ve ilimle hareket etme. Hem akılla hem ilimle ve bunlarla birlikte izan ve vicdan ile hareket et. Sağ kanadında akıl ve ilim, sol kanadında (Yani kalp tarafında) izan ve vicdan olsun.

Evet, Ey insan! Senin de maddi maksat ve hedeflerin olduğu gibi, bundan daha önemli olarak manevi maksat ve hedeflerin olmalıdır.

İşte bir ekip çalışmasında seçilecek bilgi ve kabiliyetteki insanlar bu özelliklere sahip olmalıdır.

Bundan sonra ekip çalışmasında etik, edep ve ahlak zaten en merkezde yer alır.

3-Ekip çalışmasında etik, ahlak ve edep nasıl merkezde ve her daim önemli yer tutar?

Her şeyden önce iyi niyet ve güven üzerinde hareket şarttır.

Bir yabancı iş insanının şöyle bir sözünü ta çocukluk yıllarımda, o iş insanının fabrikasında üretilen ürünlerin satıldığı bayilerde hep görmüşümdür. “İnsanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi göze alırım.”

Ekip çalışmasında her şey mutlak başarıya değil, iyi niyet ve güven üzerinde bir başarıya odaklanmalıdır.

Yalnızca para kazanmak bir hedef olamaz. Hırsızlar da para kazanıyor.

Mutlak hedefe varmak ve yıkarak yakarak bir şeyi elde etmek bir hedef olamaz. Çapulcular da hedefine öyle varıyor.

Bizim için makbul ve geçerli olan bir şeyi kazanmak değil nasıl kazanmaktır?

İşte nasıllara önem verdiğimizde edebe, ahlaka ve etik değerlere de önem veriyoruz.

Yazımı merhum Yazar Alev Alatlı’nın şu veciz ve düşündürücü sözü ile noktalıyorum.

“Asıl olan helalleşmek olmalıdır. Helalleşmek mahkemede dava kazanmaktan daha üstündür. Çünkü her yasal olan hak helal değildir ve olamaz. İflas eden kardeşinizin haraç mezat satışa çıkan evini satın almanız yasal hakkınız olabilir ama helal değildir.”

İşte bir ekipteki yol arkadaşınız ve birlikte çalışma yaptığınız insanlar böyle ince düşünceli, yani gerçek ahlak ve edep sahibi olmalıdır. Gerçek ahlak ve edep sahibi insanlar gerçek başarıya ulaşırlar. 

Vesselam

Ahmet Sandal