Belgeler ve 2000 Yıl Evvelinde Yahudi Devleti Kurulurken  Tatbikatları Belge I: “Sen benin topuzum ve cenk silahımsın, ve seninle milletleri kıracağım; ve seninle ülkeleri helak edeceğim ve; seninle  atı ve binicisini kıracağım; ve seninle cenk arabasını ve binicisini kıracağım; ve seninle  erkeği ve kadını kıracağım; ve seninle kocamış adamı ve genci kıracağım;

Belgeler ve 2000 Yıl Evvelinde Yahudi Devleti Kurulurken Tatbikatları

Belge I: 'Sen benin topuzum ve cenk silahımsın, ve seninle milletleri kıracağım; ve seninle ülkeleri helak edeceğim ve; seninle atı ve binicisini kıracağım; ve seninle cenk arabasını ve binicisini kıracağım; ve seninle erkeği ve kadını kıracağım; ve seninle kocamış adamı ve genci kıracağım; ve seninle genç adamı ve ere varmamış kızı kıracağım; ve seninle çobanı ve sürüsünü kıracağım; ve seninle çiftçiyi ve çiftini kıracağım; ve seninle valileri ve kaymakamları kıracağım.' (Tevrat, Yeremya Kitabı, Bab: 51, Cümle: 21 -23)

Belge 2: 'Allahın Rab, mülk olarak almak için gitmekte olduğun diyara seni götüreceği, (Mısır'dan 'çıkış' ile Filistin'i yurt edinmeye gelmek), ve senin çok milletleri, Hittileri ve Girgaşileri ve Amorileri ve Kenanlıları ve Perizzileri ve Hivileri ve Yebusileri, senden daha büyük ve kuvvetli yedi milleti kovacağı; ve Allahın Rab onları senin önünde ele vereceği ve sen onları vuracağın zaman; onları tamamen yok edeceksin; onlarla ahdetmeyeceksin ve onlara acımayacaksın ve onlarla hısımlık etmeyeceksin: kızın onun oğlunu vermeyeceksin, ve onun kızını oğluna almayacaksın.' (Tevrat, Tesniye Kitabı, Bab. 7, Cümle: 1 – 3)

Belge 3: 'Bir şehre karşı cenk etmek için (savaşmak) ona yaklaştığın zaman, onu barışıklığa (sulha) çağıracaksın. Ve vaki olacak ki, eğer sana sulh cevabı verirse, ve kapılarını sana açarsa, o vakit vaki olacak ki, içinde bulunan bütün kavim sana angaryacı (gönülsüz, istemeyerek yapılan iş) olacaklar ve sana kulluk edecekler. Ve eğer seninle musalaha (uzlaşma) eylemeyip savaşmak isterse, o zaman onu muhasara (kuşatma ) edeceksin ve Allahın Rab onu senin eline verdiği zaman, onun her erkeğini kılıçtan geçireceksin; ancak kadınları ve çocukları ve hayvanları ve şehirde olan her şeyi , bütün malını kendin için çapul (haksız yere yağmalama) edeceksin ve Allahın Rabbin sana verdiği düşmanlarının malını yiyeceksin. Bu milletlerin şehirlerinden olmayıp senden uzakta bulunan bütün şehirlere böyle yapacaksın. Ancak Allahın Rabbin miras olarak sana vermekte olduğu bu kavimlerin şehirlerinden nefes alan kimseyi sağ bırakmayacaksın; fakat onları Hittileri ve Amorileri ve Kenanlıları ve Pirizzileri ve Hivileri ve Yesubileri, Allah'ın sana emrettiği gibi tamamen yok edeceksin; ta ki kendi ilahlarına yaptıkları bütün mekruh şeylerine göre yaptığı size öğretmesinler; yoksa Allahınız Rabbe karşı suç edersiniz.' (Tevrat, Tesniye Kitabı, Bab: 20, Cümle: 11 – 18)

Belge 4: 'Mülklerini alacağınız milletlerin yüksek dağlar üzerinde ve tepeler üzerinde ve her yeşil ağaç altında ilahlarına ibadet ettikleri bütün yerleri mutlaka harap edeceksiniz ve onların mezbahalarını yıkacaksınız ve dikili taşlarını parçalayacaksınız ve oların Aşerlerini (din adamları) ateşte yakacaksınız ve ilahlarının oyma putlarını baltalayacaksınız ve o yerden adlarını yok edeceksiniz.' (Tevrat, Tesniye Kitabı, Bab: 12, Cümle: 2-4)

Belge 5: 'Sizden büyük ve kuvvetli milletlerin mülkünü alacaksınız. Ayak tabanınızı bastığınız her yer sizin olacak; sınırınız çölden ve Lübnan'dan, ırmaktan, Fırat ırmağından garp denizine (Akdeniz) sizin olacaktır. Önünüzde kimse duramayacak; Allahınız Rab, size söylediği gibi, dehşetiniz ve korkunuzu ayak basacağınız bütün diyar (memleket, ülke) üzerine koyacaktır.' (Tevrat, Tesniye Kitabı, Bab: 11, Cümle: 24 – 25)

Belge 6: 'Mısırlıları Mısırlılara karşı ayaklandıracağım ve herkes kardeşine karşı ve herkes komşusuna karşı, şehir şehre karşı, ülke ülkeye karşı çenk edecekler. Ve Mısırın ruhu içinde kalmayacak ve onun öğüdünü bozacağım ve putlara ve büyücülere ve cincilere ve bakıcılara danışacaklar. Ve Mısırlıları sert bir efendinin eline vereceğim; ve katı yürekli bir kral olanlara hakim olacak… O gün Mısırlılar kadın gibi olacaklar ve orduların Rabbinin üzerlerine saldığı elinin sallamasından titreyip yılacaklar. Ve Yahudi diyarı Mısır için bir dehşet olacak ve onun adı kendilerine anılan her adam, ordular Rabbinin ona karşı ettiği niyetten ötürü yılacak.' (Tevrat, İşaya Kitabı, Bap: 19, Cümle, 3-4 ve 16 – 17)

'Muharref Tevrat' ın Bu Emirlerinin Günümüzde Tatbikatı

Yahudiler Tevrat'ta yukarıda adları geçen kendilerinden olmayanları 'soykırım ve göçe zorlama' emirlerini yerine getirmeleri, 'İkinci Olarak' (Birinci Çıkış, Hz. İbrahim'le Irak'ın Ur şehri ve çıvarından çıkış ve Mısır'a yerleşmekle olmuştu) Hz. Musa'nın 'Firavun'un zulmünden kaçarak' denilerek Filistin'e gelmeye başlayıp burada 'Yahudi Devleti' ni kurmaya başlamasıyla birlikte kendisini göstermişti. Adı geçen devlet burada, Yahudi ırkından olmayan yukarıdaki belgelerde isimleri geçen ırkları soykırım ve göçe zorlamalar sonucu Filistin'i 'safi Yahudi ırkı' yapmak sonucu kurulmuştu.

'Su testisi su yolunda kırılır, alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste, eden ettiğinin cezasını bulur' derler. 'Allah'ın adaletine bakın mı diyelim?' yoksa başka bir şey mi diyelim, kendilerinden olmayan bütün ırkları soykırım ve göçe zorlayan Yahudiler de bu 'ilahi tecelli' soncu olacak ki, Babilliler -Asurlular ve Romalılar tarafından devletleri yıkılmış, soykırıma uğramışlar ve uğramayanlar da dünyanın dört bir tarafına göçe mecbur bırakılarak Filistin Yahudilerden tamamen arındırılmış, giderek ağırlıklı olarak İslam'ın fetihleriyle birlikte buraya göz eden Arapların 'milli vatanı' haline gelmiştir.

Yahudilerin kendilerine 'Rab' tarafından 'Vaat Edilmiş Topraklar' olarak gördükleri Filistin'e 'Üçüncü Dönüşleri' veya Tevrat'ın ifadesiyle 'Çıkışları' 19. Yüzyılda Avrupa'da Yahudiler üzerinde hızlanan zulümler sonucu olarak kendisini gösterdi. Bunun öncüsü 1898'de İsviçre'nin Basel şehrinde 'Dünya I. Siyonist Kongresi' ni toplayan Theodor Herzl oldu. 'Basel Programı' ile dile getirilen 'Üçüncü Çıkış' la tarihteki Yahudi Devleti'ni yeniden kurmak için, bu devletin sınırlarını 'Vaat Edilmiş Topraklar' olarak, Herzl hatıralarında anlattığı üzere şöyle dile getirdi: 'Sınırlar, Kuzey'deki Kapadokya dağları (Türkiye'de yer alan Orta Toroslar ve güneyindeki Adana ve Harran ovaları) , güneyde Süveyş kanalına kadar olan alanı kapsamalı. Devamlı tekrarlanacak slogan 'Davut ve Süleyman'ın Filistin'i olmalıdır.' (Theodor Herzl, The Complete Diaries of Theodor Herzl, Volume I, The Herzl Press Thomas Yoselof, New York, London, 1960, s. 342). Roger Garaudy'un tanımladığı üzere 'Kitab-ı Mukaddes Coğrafyası' olarak adlandırılan (Rogers Garaudy, Siyonizm Dosyası, Pınar Yayınları, İstanbul, 1983, s.31) bu coğrafyada belli bir süreci takip ettikten sonra bugünkü bağımsız İsrail Devleti 14 Mayıs 1950'de Akdeniz'den Akabe körfezine kadar dar ve sınırlı bir alanda kuruldu. Aynı tarihe denk gelen bu devletin yanında bir de 'Bağımsız Filistin Devleti' Birleşmiş Milletler kararıyla kurularak Arapların milli toprağı olan Filistin tam ortasında çat diye ikiye bölündü. Burasının Arapları, topraklarına 'koloniyal ve emperyalist işgalci' olarak, bu sefer de Mısır'da Firavun'un zulmü yerine 'Irkçı Faşist-Nazizst Avrupa'nın zulmünden kaçıp gelen' (Bu anlamda Siyonist Yahudiler Theodor Herzl ve benzerlerini kendileri için 'İkinci bir Musa' olarak görmüşlerdir) Yahudiler ve devletlerini hiçbir zaman tanımadılar ve bunlardan kurtarmak için onlarla savaşlara başladılar. Tıpkı tarihte Hittiler, Hiviler, Kenanilerin vb. Mısırdan topraklarına işgalci olarak gelen Yahudilerle savaştıkları gibi.

1950'de Avrupa topraklarından Filistin'e işgalci olarak gelip kurulan İsrail Devletinin politikası da tarihteki Yahudi Devleti mücadelesine benzer olarak:

1-Filistin'in yerli ve kendilerinden olmayan milletlerini soykırımlar ve göçe zorlamalarla buradan çıkarmak yanında,

2-1950'deki 'kuruluş sınırları' ndan memnun olmayıp, burasını 'Vaat Edilmiş Toprakların' en son sınırlarını kadar genişletmek için yeni savaşlara başvurmak oldu.

6 Haziran 1967 İsrail – Arap Savaşı, 'Büyük İsrail'i kurmak' ın ikinci bir safhası olarak başlatıldı. Bu savaşta Araplar yenilince İsrail topraklarını 'iki kat' olarak büyüttü. Bunu, bu savaş zamanının Savunma Bakanı Moşe Dayan şöyle dile getirdi: 'Kudüs'e, El Halil'e, Eriboya ve Batı Şeria'ya hakim olmamız gerekir ve işgal ettiğimiz topraklar bizi vaat edilen topraklara bir adım daha yaklaştırmıştır' (AHarber, 30.11. 2023 Gazze Belgeseli programından).

İsrail'in savaşla büyümesi Filistin'de Arap - Yahudi çatışmasını iyice hızlandırdı. Siyonist İsrail'in, Araplar üzerinde öteden beri olan politikası, bunları da Hittiler, Hiviler, Kenaniler vb. gibi toptan Filistin'den yok etmek üzerine kurulmuştu. İsrail, daha da büyümek için 1973 savaşını çıkardı. Bununla da yeni topraklar kazandı. Dünya kamuoyu ve bir çok devlet İsrail'e büyük tepki gösterdi. Birleşmiş Milletler Teşkilatı, olup bitenleri 'Siyonizm Irkçılığı' olarak 10 Kasım 1975 tarih ve 3379 sayılı kararıyla kabul etti ve tescilledi (Siyonizm ve Irkçılık, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, Ankara, 1982. S. 273 – 274) . Böylece, Filistin'deki 2000 yıl önceki 'Yahudi Irkçılığı' günümüz itibariyle de dünya kamuoyu ve devletleri nezdinde tescillenmiş olunuyordu.

Filistin' li Araplar, topraklarına 'koloniyal - emperyalist olarak işgalci ve daimi yerleşimci' yapılanmasıyla yerleşen Yahudileri burardan çıkarmak için 'kurutuluş örgütleri' olarak adlandırılan El Fetih, Hamas vb. gibi örgütler kurdular. İsrail ve yandaşları, bu örgütler için 'terör örgütleri' deseler de birçok kesim tarafından bu kabul görmedi. Ülkemizden bir değerlendirme olarak Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve ünlü tarihçilerimizden Murat Bardakçı bunlar için 'milli kurtuluş, kuva-yı milliye örgütleri' tanımlamalarını yaptılar.

Yazımıza konu olduğu halde, Günümüz itibariyle de 7 Ekim 2023'de başlayan Gazze'ye hakim Hamas'la İsrail arasında yaşanan savaşın, yine özellikle de 'Muharref Tevrat' ın emirlerine uygun olarak, adı geçen kitabın 'Şeriat Devleti' İsrail tarafından Hittiler, Hiviler, Kenanilere vb. yapıldığı gibi 2000 yıl sonrasının ardından gelen soykırım ve göçe zorlamaların Filistinli Araplar üzerinden yeniden bir 'tarihin tekerrürü' olarak karşımıza çıktığı kendisini göstermiştir.

'Gazze'de yaşanan soykırım ve göçe zorlamaların baş sorumlusu' olarak nitelendirilen İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, bu olup bitenleri açık açık dili getirmekten çekinmemiştir. Gazze Savaşı sürecinde 30 Kasım 2023'de Ahaber Tv.'nin kendi sesinden canlı yayınında Tevrat'tan örnekler verdiği üzere, 'Yeşaya Kehaneti' den bahsetti. Yukarıdaki belgelerde de yer aldığı halde, 'kadın, erkek, çocuk, koyun, öküz, deve her şeyin öldürüleceği' ni söyleyerek Yeşaya Kehaneti'ni 'Gazze üzerinden gerçekleştirmeye başlayacakları' nı dili getirdi. Yani anlayacağınız, 2000 yıl öncesi gibi 'safi Yahudi ırkından' ibaret 'Büyük Yahudi Devleti' nin kurulması.

Netanyahu, üstelik de sanki Tevrat'ın emirlerini yerine getiriyorlarmış gibi bu savaşın ' Bir din savaşı' olduğunu ve hatta bu uğurda İncil'e de atıfta bulunarak 'Bugün savaş zamanıdır; İncil bu savaşın ne zaman biteceğini söyler' (Ahaber Tv., 30 . 11. 2023) ifadeleriyle de bunun ancak Filistinli Arapların soykırımı ve göçlerinin tamamlanmasıyla bitebileceğini de ima etmiştir.

Netanyahu'dan ayrı olarak, onun hükümetinin Siyonist bakanları da Tevrat'ta geçen belge emirlerinin takipçileri oldukları yönünde şunları söylemişlerdir: İsrail Savunma Bakanı Yoar Gallant ve İsrail BM Temsilcisi Ben Gillereman, Filistinli Arapları kasıtla, 'İnsansı hayvanlarla Savaşıyoruz'. İsrailli haham ve siyasi lider Meir Mazoz: 'Gazze'ye yardım gönderiyorlar ama, hayvanlarla uğraşıyoruz.' (Yeni Şafak, 13.11. 2023). İsrail Maliye Bakanı Amihai Eliyahu: 'Gazze'ye nükleer bomba atılmalı'. Arapları soykırımla yok etmek yanında onları sürgünden olarak da Mossad eski başkanı Ram Ben Barak'ın sarf ettiği sözler: 'Eğer her ülke 20 bin Filistinliyi alırsa ki, bu 100 ülkeyi içerir. Kanada'da yaşamak Gazze'de yaşamaktan daha iyidir.' (Yeni Şafak, 6. 11. 2023). Maliye Bakanı Amihai Eliyahu'nun bir diğer görüşü: 'Gazze'yi havaya uçurun ve her şeyi duman edin… Bu toprakları Gazze'de savaşan askerlerimize ve yerleşimcilere vermeliyiz.' ( Yeni Şafak , 3 . 11. 2023) Bu soykırım ve göçe zorlama örneklerini çok sayıda sıralamak mümkündür.

Görülüyor ki, 2000 yıl önceki 'Muharref Tevrat' ın emirlerine uygun olarak yapılan soykırım ve göç zorlamalar, Gazze ile sınırlı kalmayıp Batı Şeria Araplarını da içine aldığı halde, aynen bugün itibariyle de Filistinli Müslüman Araplar ve hatta Hıristiyanlara karşı da yapılıyor. Dün Hittilerin, Hivilerin, Kenanilerin vb. 'putlarını yıkmak' la öğünenler, bugün itibariyle ise Müslümanların Filistin'de 160 camisi (asıl hedefleri, Mescit-i Aksa Camisini yıkıp yerine Süleyman Mabedini inşa etmek olduğu halde) ve Hıristiyanların ise 4 kilisesini yıkmakla öğünüyorlar…

İçine ayrım yapmadan Yahudileri de dahil edeceğimiz halde, bütün insanlığın bir arada barış ve huzur içinde yaşamasını istiyorsak, özellikle de Yahudilerin yanında, diğer bir kısım milletlerin de 'tarihimizin arşivinde kayıtlı' denilen ' ırkçı faşist idealleri ve emelleri' ni terk ederek, bütün milletlerin insan hak ve hürriyetlerine, yaşama haklarına saygılı ve adalet anlayışıyla 'gerçekten demokratik ortak bir zemin' de hareket etmeleri gerektiğine inanıyoruz ve bunun yerine getirilmesini istiyoruz.