Sedat Peker’in videolarında sık sık dile getirdiği “40 yaş altı kardeşlerim” hitabı herkesin dikkatini çektiği gibi benimde dikkatimi çekti. İddiaların ağırlığından olsa gerek bu hitap üzerinde yorumcuların değerlendirme yapmadıklarını gözlemledim.

Sedat Peker'in videolarında sık sık dile getirdiği '40 yaş altı kardeşlerim' hitabı herkesin dikkatini çektiği gibi benimde dikkatimi çekti.

İddiaların ağırlığından olsa gerek bu hitap üzerinde yorumcuların değerlendirme yapmadıklarını gözlemledim.

Oysa ki, 40 yaş altı insanımıza seslenişi diğer iddialarından daha fazla üzerinde durulması gereken bir hususlardan biri olduğunu düşünüyorum.

-Sedat Peker niye 40 yaş altına sesleniyor hiç düşündünüz mü?

Başta 19 yıldır ülkeyi idare eden irade olmak üzere kendini muhafazakar/dindar tanımlayan herkes bir değil, bin kere düşünmelidir!

Sedat Peker, 'ne varsa 40 yaşın altında var üstündekilerden bir şey olmaz, bunlar beni anlamaz veya anlayamazlar mı' diyor.

Maksadının ne olduğunu kesin olarak bilemesem de bu minval üzere olduğunu tahmin ediyorum.

-Kim bu 40 yaş altı grup?

15 yaş altını saymazsak 16-40 yaş arasının çoğunluğunu teşkil eden 'y' ve 'z' kuşağı diye tanımlanan kuşak.

Bu kuşak mevcut iktidar döneminde eğitim kurumlarında öğrenim görmüş çoğu da üniversite bitirmiş kişiler.

Bu kuşağın tercih ve algıları o kadar değişmiş ki, bu durum sadece teknolojik gelişmelerle açıklanamaz.

Burada büyük bir ihmal var ki, bu ihmal geleceğimizi tehlike altına atacak düzeydedir. İşte bu sorun çok çok daha büyük bir sorundur!

Yönetenler değişir yenileri gelir; ancak, zayi olan kuşakları geri getirmenin telafisi çok zordur.

Yeditepe Üniversitesi ile MAK Danışmanlık Şirketinin 'Gençlik Araştırması' başlığı altında Türkiye genelinde yapmış olduğu araştırmanın bazı verilerini kısaca paylaşmak istiyorum ki, Sedat Peker'in hitabının nedeni daha iyi anlaşılsın.

Araştırmayı yapan MAK Danışmalık Şirketinin sahibi Mehmet Ali KULAT beyi yakından tanımamakla birlikte yaptığı araştırmalardaki verilerin büyük oranda doğruları yansıttığını düşünüyorum.

Çünkü, veriler kendi gözlemlerimle de birebir örtüşmektedir. Sadece ben değil; birçok duyarlı kişi de bu hususları sürekli dile getirmektedirler.

'Gençlik Araştırması' başlığı altında yapılan araştırma çok önemli hususlara ışık tutmaktadır.

Araştırmada gençlere (17-29 yaş arası);

-Kendinizi en çok ne olarak tanımlıyorsunuz? (Çoklu kimlik tercihi yapacak olanlar en fazla 3 tercih yapabilir)

KİMLİK

ORAN (%)

Atatürkçü

15

Dindar

12,2

Liberal

15,9

Sosyalist/Komünist

2,4

Milliyetçi/Ülkücü

15,6

Kürt Milliyetçisi

7,8

Birden Fazla

29,6

Araştırma şirketi yukarıdaki oranlar ile ilgili olarak;

Gençler kendilerini kimlik tanımlamasında farklı kimliklerle tanımlarken birden fazla kimlikle tanımlama konusu en öne çıkan yapı.

Bu noktada da 'milliyetçi – dindar', 'Atatürkçü – liberal' ifadeleriyle tanımlama öne çıkıyor. Tek kimlikte ifade de ise gençler o kimliğin altında alt kimlikler görüyorlar.

-Kalıcı olarak bir başka ülke vatandaşlığı verilse Türkiye'yi terk edip o ülkeye yerleşmeyi düşünür müsünüz?

CEVAP

ORAN(%)

Terk Eder Giderim

64

Ülkemde Kalırım

14

Kararsız/Cevapsız

22

Araştırma şirketi yukarıdaki oranlar ile ilgili olarak;

Gençlerimizin üçte ikisi kendilerine başka bir ülkede vatandaşlık verilse Türkiye'yi terk edip gitmeyi düşünüyor.

İki tabloyu görünce yurt dışına kalıcı olarak gitmek isteyenlerin kimliklere göre dağılımının nasıl olduğu kafama takıldı.

Bunun dağılımına ilişkin raporda bir açıklama olmadığı için Mehmet Ali KULAT Beye mesajla bu durumu sordum.

Mehmet Ali KULAT, 'Birbirine yakın oranlarda çıkıyor. Özellikle öne çıkan bir kesim yok' açıklamasında bulunmuştur.

Çok acı ve düşündürücü bir durum!

Bu durumun izahını yapmak bile içimi acıtıyor; ancak, acıtsa da toplum olarak bu acı gerçekle yüzleşmeliyiz.

Araştırmaya katılanların yüzde 64'ü kalıcı olarak başka bir ülkede yaşamak istiyor. Bitmedi yüzde 22'si de kararsız; sadece yüzde 14'ü ülkemde kalırım diyor.

Yani, karasızları dağıttığımız zaman ülkeyi terk edeceklerin oranı yüzde 80'i buluyor.

Ülkeyi terk edeceklerin içinde milliyetçi/ülkücü ve dindarlarda var.

İşte Sedat Peker ağırlıklı olarak bu gruplara hitap etmektedir.

-Bize ne kalıyor?

Bize, boş boş düşünmek kalıyor!