Peker'in 9. videosunu 'Yaşadıkça ve yaşlandıkça değil, direndikçe büyürüz' başlığı ile duyurdu.

"NEDEN 40 YAŞ ALTINA SESLENİYORUM?"

Peker, sözlerine şöyle başladı: "Bana hep neden 40 yaş altındakilere sesleniyorsun diye soruyorlar. Biz Televole zehrini içmiş insanlarız. İnsanlar oraya çıkmak için para veriyorlardır. Ben de o zehri alanlardanım. Bizden artık bir şey olmaz. Can Ataklı mesela, 'Sedat Peker'in niye kaçtığını yazıyoruz' demiş. Koskoca adamsın Can abi. O yaptığın haber nedir abi, böyle haber olmaz. O nedenle 40 yaş üstünden bir şey olmaz."

BİNALİ YILDIRIM'A SESLENDİ
Binali Yıldırım'a seslenen Sedat Peker, ''Sayın Başbakan... Senin oğlunu korumana gerek yok ki. 15 senede kaç milyar dolarlık servet yapmış. Sadece Hollanda ayağını biliyoruz. Hollanda devleti açıkladı diye... Senin çocuğun gerizekalı mı bırak o konuşsun" dedi.

"BANA HAK ETMEDİĞİM ŞEYLER YÜKLEDİLER"

"Sizinle bir sözlü akdimiz var. Artık bu sözlü akdimizi ete kemiğe büründürmenin zamanı geldi. Bu işten büyük karı olan sizsiniz. Benim de küçük bir karım var. Kişisel gelişimde aslan avlamak diye bir şey vardır. Hayatında büyük bir başarı yakaladığında, geçmişte yaptığın ufak tefek hatalar unutulur. Cezaevi falan onlar komik şeyler... Ben onlarla ilgilenmiyorum. İnsanların algısından bahsediyorum. Bana hak etmediğim şeyler yüklediler. Bu hikayeyi başarıyla neticelendirirsek, aslan avımı tamamlamış olacağım" diyen Peker, şunları kaydetti:

"Kişisel gelişim böyle tarif ediyor. Örneğin okula gidiyorsun, öğretmen 'Senden hiçbir şey olmaz' diyor sonra büyüyorsun ve başarı yakalıyorsun. Bu kez öğretmen "O kadar başarılı bir öğrenciydi ki...' diyor. Annen baban bile böyle anlatmaya başlar. Bu işten benim karım bu. 'Bizim karımız ne?' diyeceksiniz. Anlatacağım da hepsini anlatacağım. Size çalınan paraları anlatacağım. Belediyedeki rüşvet sistemi; alt dernekler var.

"ANLATINCA KAFAYI YİYECEKSİNİZ..."

Anlatınca kafayı yiyeceksiniz. Devlet ihalelerinde de taşeron sistemi. Ben bu ve bunun gibi hikayeleri size anlatacağım. Bir süre sonra iktidar size geçecek. Bütün yasal, gayri yasal her şeyi anlatacağım. Siz geldiğinizde artık masrafınızda yok bu sistem. Ya diyeceksiniz ki, 'Ya bu kadar adam niye engellenmiyor?', Engellemiyorlar ki kardeşim. Belediyeleri size anlatacağım. Engellemiyorlar. Diğer olayları, belediyeleri ve taşeron sistemini anlatacağım.

BELEDİYEDE 'BAĞIŞ' SİSTEMİ...

Şimdi bir belediyeye gittiğinde, belediye başkanı senden para almıyor, huylanıyor, 'Ya bir kelek yaparsa' diyor. 'Bizim bir derneğimiz var. Git oraya bağış yap, 1 milyon-3 milyon-5 milyon' diyor. Sen gidip oraya parayı yatırıyorsun. Hayır işi için güya. Sen ne yapmak istiyorsan, kaçak kat mı çıkacaksın, hani ne yapmak istiyorsan onu yapıyorsun. Hani Süleyman'ın akrabası var ya Ankara'da onun yaptığı iş gibi. Bu onun belediye aksamı. Onun yaptığı dev iş. O bakanları falan herkesi yönlendiriyor.

"SİSTEM POLİS TAKİBİNE TAKILMIYOR"

Şimdi sen parayı oraya yatırdın, belediye başkanına veya adamlarına para gitmedi diyeceksin. O ne yapıyor? Diyelim ki; gerçek maliyeti 100 bin liralık bir iş var. Birine diyor ki, arkadaşına mesela '1 milyonluk fatura kes' diyor. Ona bir 1 milyona iş veriyor. Zaten istediği kişiye verme yetkisi var. Sonra o 1 milyon liralık işi alıyor. Ama 100 bin liraya yapıyor. 100 bin lira da vergi mergi çıkarsa, geri kalan 800 bin lirayı cebe indiriyor. Şaka yapmıyorum. Sistem bunun üzerine hiçbir polis takibine de uğramıyorlar.

"ALT TAŞERONUN DA ALT TAŞERONU VAR"

Taşeron sistemi nasıl onu da anlatayım. Bunlar bir ufak hamleyle değiştirilir. Şimdi diyoruz 5'li çete, 10'lu çete. Şimdi onlara ihaleyi veriyorlar. Kaç lira 1 milyar dolar. Bunların siz zannediyor musunuz, bunların işçileri var, osu var busu var. Yok. Bunların alt taşeron sistemi var. 1 milyarı kendisi alıyor. 400'ü alt taşerona veriyor. 600 milyon kılçıksız bu tarafta kalıyor. Alt taşeronun da alt taşeronu var. Rezalet... Tüm sistem bu şekilde çalışıyor. En son onların da bir altı var; onlar kamyon, işçi sahipleri onlar işin emeğini çekiyor. İşin gerçek karşılığını alıyor.

'Taşeron sistemi kaldırdım' diyeceksin, adam telefonla bile ihaleye girecek. Bütün evraklarını hazırlayacak, artık teknoloji çağı zaten. Madem bu 2 milyona yapılacak neden devletten 1 milyar çıkıyor? Bu para nereye gidiyor? Bu para sistemde kalınca asgari ücret 10 bin lira olacak. Her yer para olacak. Devletin kasasından çok dışarıya çıkıyor.

"SİZLERİ MAHCUP ETMEYECEĞİM..."

Peki, siz ne yapacaksınız? Namuslu gazeteciler var ya, bir şey konuşuyorsam boşa konuşmam. Buna inanın. Beni size, sizi de başkasına mahcup etmem. 'Dediklerimin bir tanesi yanlış çıksın, elime keseceğim' diyorum. O korku iklimini aşmak için, hoş aştılar ya, gazetecilere cesaret vereceksiniz. Namuslu gazeteciler için tabii, diğerlerini salla. Siz onlara cesaret vereceksiniz. Muhalefet içinde de atarlı yürekli milletvekilleri var. Onlara da coşkuyu verin. Bütün her şey ortaya çıkacak.

Ne dedik, bütün her şey ortaya çıkmadı. Engin Sigorta, hani Süleyman diyordu ya, 'Ben poliçe sesini çok seviyorum'. Şirketin 57 kat büyümüş, dünyanın neresinde böyle bir şey var. O poliçenin sesine ben de uyurum, herkes uyur."

"10 BİN DOLAR ALAN SİYASETÇİ" AÇIKLAMASI
Sedat Peker, Süleyman Soylu'nun gündeme getirdiği "10 bin dolar alan siyasetçi" iddiasına cevap verdi. Peker, "Benim her ay 10 bin dolar yolladığım bir milletvekili yok ama daha çok yolladıklarım var. Bir de çok acı, bana 10 bin doları nasıl yakıştırdınız siz. Ya ben aç kalırım açıkta kalırım yine herkesten çok para veririm. Beni herkes bilir. Süleyman var ya, hani tak tak tak Veysi geliyorum... 10 bin dolar da yalan, vallahi yalan. Hani diyorlar ki bunu açıkla. Ben kimseye böyle bir para yollamadım ama daha çok yolladım. 10 bin dolar yalan, belge yok dekont yok. Ben daha büyüklerini yolladım çanta çanta" dedi.

METİN KÜLÜNK AÇIKLAMASI

"Şimdi Metin Külünk'ten konuşacağız, Metin ağabeyden. Metin abi beni telefondan aradı, Biden beni Erdoğan'a karşı... Ya dedim abi ne diyorsun sen, Biden işi gücü bırakmış Sedat Peker'i mi bekliyor, hepten delirdik, vallahi delirdiler. Adamlar dünyayı yönetiyor, onun devlet başkanı Sedat Peker'i mi bilecek. Benim kendi meselem var. Beni sakinleştirdi, konuştu konuştu. Sonra benim yanımdan ayrıldı, beni itibarsızlaştırmak için kurulan mafyalar var, tecavüz hikayelerini kurgulayan puştlar var ya, onlar var, vekiller var, devletten adamlar var. Özel adamları ama fındık kadar beyinleri var. O yüzden Metin ağabeyi konuşacağız.

Beni tolda bırakanı rezil edeceğim, ha Metin ağabeyi rezil etmeyeceğim, ne yaşadık onu anlatacağım.

AK PARTİ'NİN SEÇİM KAHVELERİ SEDAT PEKER'İN
Sedat Peker, seçim dönemi AK Parti'nin dağıttığı kahvelerin kendisine ait olduğunu söyledi. Peker, "Bana pislik mafya diyorlar ya, Ak Parti'nin seçim zamanı dağıttığı kahveler var ya, seçim zamanı. Hepiniz içtiniz, Tarihi Beyoğlu Kurukahvecisi, benimdi o, hani ben pislik mafyaydım. Ulan onlarca milyon liralık kahveyi benden siz alıp dağıtmadınız mı her yerde. Lan bir lira mı verdiniz, verdiyseniz hani fatura. Lan size yazıklar olsun" ifadelerini kullandı.

SEÇİM ZAMANI ARABASINA PARA BIRAKIRDIM
"Metin ağabeyle, Ömer Külünk diye bir yakını var mesela, nasıl ilişkimiz onu anlatayım. Tefeciler benim yeğenimin yerini almış, o zamanın parası bugünün 1,5 milyon lirası, tefecilerle bir konuşsan şey yapsa. Ya dedim Metin ağabey, ben ismimi unutturmaya çalışıyorum, o onu arayacak, o onu arayacak sanki ben tahsilat yapıyormuşum gibi. Dedim ağabey kaç para ben vereyim. O konuda ismi geçen bir iki işadamı arkadaş var, biz ödeyelim dedik. İş para ödemeye gelince bir tek ben ödedim, tapuyu aldık verdik. Biz para verdik mi böyle veririz. Almanya'daki o dernekler var ya, onlara rica ederdi para yollar mısın diye, el altından onlara para yollardım.


Ama öyle her ay giden 10 bin yok, seçim zamanı geldiğinde arabasına para bırakırdım. Ya şimdi ben böyle deyince bizim diğer milletvekili tanıdıklar, lan bizi de, lan oğlum biz kimseyi söylemeyiz. Ama Biden miden gel film yap, sonra beni karalama kampanyasına abilik yap. İstesem gömmek için evet verdim derdim ama 10 bin değil çok daha fazlasını verdim."

DEMİRÖREN, ZİRAAT'TEN ALDIĞI 750 MİLYON DOLAR KREDİYİ ÖDEMEDİ
Aydın Doğan'ın sattığı kanalları ve gazeteleri alan Demirören'e değinen Sedat Peker, Demirören'in Ziraat Bankası'ndan aldığı 750 milyon dolarlık krediyi ödemediğini idda etti.


Peker, şu ifadeleri kullandı;
"Şimdi bizim bu Pambukören var ya, şimdi biz gazeteyi bastık, Aydın Doğan kargaşadan korktu verdi yerleri 750 milyon dolara, aslında bir tanesi o kadar ederdi, hepsini o paraya aldı. Bu 750 milyon doları Ziraat Bankası verdi, banka devletin. Bu 750 milyon doların hiçbirini ödemedi biliyor musunuz bu sahtekar. Faizlerini bile ödemedi, bırak ana parayı. Faizleriyle bir milyar doları geçti borç. Bunu ödemek için Kemerburgaz'da bir arsayı belirlediler bunun üzerine yapacaklar. Bu televizyon onun değil, emanetçi, Serhat ile Berat yönetiyor. Sabah grubu da öyle. Böyle kişiliksiz zenginlerin üzerine yapıyorlar sadece, yat kalk. O Kemercountry'deki yer var ya, tarla olarak verecekler, Süleyman'ın Ankara'da bu işleri yapan akrabası, 10 milyonluk yer bir milyarlık oluyor."

"VEYİS ATEŞ, BENİM SAĞ KOLUMUN YARDIMCISI"
Peker, HaberTürk sunucusu Veyis Ateş'in Erdal Araz'ın yardımcısı olduğunu söyledi. Erdal Araz'dan "Sağ kolum" diye bahseden Peker, Veyis Ateş ile 6-7 saat oturup yemek yediğini ifade etti.

Peker, şöyle konuştu;
"Erdal Araz arıyor, Veyis'in kendi telefonundan Erdal Araz'ın numarası, ara verdiler ya o arada arıyor. O da tanıyor reisi, sen de tanıyorsun, niye söylemiyorsun diyor. Onun işi İsmail Saymaz'ı durdurmak orada. Gazeteci ya, konuşuyor, aradaki yakınlıklarına bak. Açmazsın telefonunu, önemli bir olay var, düşün o kadar yakınlar. Bu bizim Veyse, bizim Erdal'ın yardımcısı, benim sağ kolumun. Erdal gençlikten sorumlu il ikinci başkanı bu da onun yardımcısı. Biz bu Veysi ile 6-7 saat oturduk, yemek yedik. Bana siz anlatıldığı gibi değilmişsiniz, çok entellektüel bir insansınız dedi. Buna sarmayacaktım, orada bloke etti ya. O Sağlık Bakanlığı'ndaki hikayeni anlatmayacğaım, para konusunda ters düştün ya, onun ailesi benim sevdiğim bir aile."


EKREM GÜLER'İ İŞ BANKASI'NA SOKTU
Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan'ın intihar etmesinden dolayı Ekrem Güler'in ismini veren Sedat Peker, Güler hakkında şu ifadeleri kullandı;

"Koruma daire başkanını neden yapıyor biliyor musunuz, en önemli adamların yanına adam veriyorlar, polislerini koydu. Kıbrıs'taki adam kayıt yapıyordu ya, bu da polislere yaptırdı. Ekrem'i Emniyet'ten ayırdı, İş Bankası'na soktu, emniyet müdürünün İş Bankası'nda ne işi olur? Parasını ödeyemeyen, İş Bankası'na kalanlar var ya, büyük oteller, arsalar var ya, oraya operasyon. Koskoca MASAK Başkanını kendine köle yaptı, Sadık Soylu köle gibi kullanıyor."

"SEZGİN BARAN KORKMAZ'IN OTELİNE ÇÖKTÜLER! KORKMAZ'I SÜLEYMAN SOYLU YURTDIŞINA GÖNDERDİ"
"5 Aralık Resul Holoğlu, Organize Suçlardan Sorumlu Emniyet Müdür yardımcısı telefon açıyor Korkmaz'a. Bu adamı arıyor, İçişleri Bakanlığı'na çağırıyor. Saat 10.30, 12.30 çıkış. Sezgin Baran Korkmaz 45 milyon dolar bir iş adamından alacağı var. Süleyman buna 'Senin hakkında tahkikat yapıldı, yurtdışına çık. Yukarının haberi var, bu parayı da sil, sorun çıkacak' diyor. Yukarısı da Tayyip abi. Amerika'dan da büyük para gelmiş diye herkes biliyor ya.. Bütün kayıtlar çıkacak. Sezgin Baran Korkmaz, 6 Aralık'ta yurtdışına gidiyor. İçişleri Bakanı, Organize Suçlar Daire Başkanı'nı telefonla arayıp, hakkında 6 aydır dosya hazırlanan adamı İçişleri Bakanlığı'na çağırıyor ve görüşüyor ve yurtdışına çıkmasını söylüyor. Bu 45 milyonu kabul etti ya Sezgin Baran, ne yapsın devlet var karşısında. Oteli de istediler. Böyle bir namussuzluk olur mu? Siz muhaliflere baskıyı kuracaksınız, 5 Aralık'ta Sezgin Baran Korkmaz İçişleri Bakanlığı'na geldi mi kamera kayıtlarını çıkarın. 6 Aralık'ta yurtdışına çıkmış mı?



Sezgin Baran Korkmaz bakıyor her şey elden gidecek, dönmüyor. 28 Aralık'ta operasyon yapıyorlar. 29 Aralık da 45 milyon doların ödenme günü, haciz olacak o gün. Karısını gözaltına alıyorlar. Bu Veysi.. Ben olayı toparlayayım diye arayan da bu Veysi. Aranan adamın oteline gidip kalıyorsun, onbinlerce, yüzbinlerce euro hesap hiçbiriniz ödemiyorsunuz sonra adamı gasp ediyorsunuz. Mehmet Ağar'dan öğrenmiş bu taktiği. Siz bu adamın arkadaşı değil misiniz? İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı izin vermiyor, Cumhurbaşkanına gidiyor, haberiniz varmış. Haberim yok diyor. Hangi savcı hangi hakim kaldı hepsinin listesi bende."

"SEN YÜCE DİVANA GİDECEKSİN, YARGILANACAKSIN, HİÇBİR ŞANSIN YOK"

Engin Sigorta. Süleyman diyordu ya, 'Ben o poliçe o sesi çok seviyorum' Lan şirketin yüzde 5 bin, 7 bin, 57 kat büyümüş. Dünyanın neresinde böyle bir şey var. O poliçenin sesinde ben de uyurum, herkes uyur.

Erdal Baba'ya araba, 20 sene evvel sana getirip sigortalattığında Erdal Baba diyordun. Şimdi Erdal Baba lazım değil ki. Bütün holdingler sende, poliçe sesi. E uyursun tabii. Sülü Allah'a yemin olsun, iğnenin deliğinden geçireceğim seni kibrit kutusundan alıp. Bugün senin son günün. Sen Yüce Divan'a gideceksin, yargılanacaksın, hiçbir şansın yok. Anlattıklarımın altlarını da hazırladım, delilleri de bende, sen bitireceğim."