Ebu’l-Hasan Şâzelî, 656/1258 yılı Ekim ayında mukaddes topraklara yolculuk için Kahire’den ayrıldı. Geceyi geçirmek için Ayzâb bölgesinde Humeyserâ’da konakladı. Müridlerine tertiplediği hizbü’l-bahr’ı okumalarını vasiyet etti.

Ebu'l-Hasan Şazelî, 656/1258 yılı Ekim ayında mukaddes topraklara yolculuk için Kahire'den ayrıldı. Geceyi geçirmek için Ayzab bölgesinde Humeysera'da konakladı. Müridlerine tertiplediği hizbü'l-bahr'ı okumalarını vasiyet etti. Halife olarak Ebu'l- Abbas el-Mürsî'yi tayin etti. Sabaha karşı vefat etti. İbn Battûta, Ebu'l-Hasan Şazelî'nin müridlerinden Şeyh Yakût'un, Ebu'l-Abbas Mürsî'den naklen kendisine şöyle bir bilgi verdiğini söyler: Ebu'l Hasan Şazelî, her yıl Yukarı Mısır yoluyla hacca giderdi. Recep ayına kadar Mekke'de kalırdı. Hac vazifesini ifa ettikten sonra Medine'ye giderdi. Daha sonra Hicazı, çölü ve birçok yerleri dolaştıktan sonra memleketine dönerdi. Son hac seferine çıkarken müridine: 'Bir balta, bir küfe, cenaze tütsüsü, bir ölü için ne gerekiyorsa hepsini yanına al, getir!' demişti. Müridi: 'Efendim, bunları niçin alıyoruz?' diye sorduğunda: 'Humeysera'da görürsün' demişti. Humeysera'da, Yukarı Mısır'da Ayzab çölünde, suyu acı ve vahşi hayvanları çok olan bir yerdir. Buraya ulaştıklarında Şeyh Ebu'l-Hasan Şazelî tepeden tırnağa yıkandı. İki rekat namaz kıldı. Namazdan sonra ruhunu hakka teslim etti ve oraya defnedildi. İbn Battûta, Ebu'l-Hasan Şazelî'nin kabrini ziyaret ettiğini ve mezar taşında Hz. Ali'nin oğlu Hasan'a kadar soy kütüğünün yazılı olduğunu söyler.

İbn Battûta Seyahatnamesinde Hizbü'l-Bahr Duası

Hizb kelimesi, kısım, parça, bölük, silah gibi anlamlara gelen bir sözcüktür. Maddi ve manevi isteklerin gerçekleşmesi için tarikat ehli ve dindar kişiler tarafından okunan duaların genel anlamını ifade eder. Hizbin manasına yakın vird kelimesi de vardır. Bazı sure ve ayetler okumak, belli rekatlarda namaz kılmak vird olarak isimlendirilir. Hizb ise belli şartlar dahilinde isteğin gerçekleşmesine kadar okunan dua demektir.[1] Tasavvuf ve tarikatlarda dua etmek büyük bir önem taşır. 'Kulluğunuz ve niyazınız olmasa Allah size ne diye değer versin!' (Furkan 25 / 77) buyurulmuştur. Allah'ı anmak ve zikretmek, belli konularda isteklerin gerçekleşmesi için yazılmış hizbler vardır. Bunlar genellikle, sağlık, borçtan kurtulma, sıkıntıdan selamete kavuşma, zenginliğe kavuşma, hapisten kurtulma, barış ve huzur niyetiyle okunur. Ebu'l-Hasan Şazelî'nin Allah'ın verdiği bir ilhamla yazdığı ve içinde İsm-i A'zam bulunduğuna inanılan 'Hizbü'l-Bahr' deniz yolculuğunda sahili selamete ulaşmak için okunur.[2] Ebu'l-Hasan Şazelî, içinde İsm-i A'zam'ın (Allah'ın en yüce ismi) bulunduğu Hizbü'l-Bahr'in çocuklara öğretilmesini istemiştir.[3] Hz. Resulullah'ın kendisine bu hizbi telkin ettiğini ve içinde İsm-i A'zam 'ın olduğunu bildirdiğini ifade etmiştir.[4] Ebu'l-Hasan Şazelî, hizbü'l-bahr'in okunduğu yerde güven ve asayiş olur. Bu hizb eğer Bağdat'lıların yanında olsaydı, Moğollar oraya bir zarar veremez ve Bağdat'ı alamazlardı demiştir.[5] Kaynaklarda hizbü'l-bahr'in sadece ismini zikreden İbn Ataullah el İskenderî olurken, ilk müellif İbn Sabbağ, ikincisi de İbn Battuta olmuştur.[6] Gümüşhanevî, Mecmûatu'l-ahzab adlı eserinde birçok hizbe yer verdiği gibi, hizbü'l-bahr'i de ele almıştır[7]

[1] Süleyman Uludağ, 'Hizb', Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, (İstanbul: TDV Yayınları,

1998),18: 182-183.

[2] Uludağ, 'Hizb', 18: 182-183.

[3] İbn Sabbağ, Dürretü'l-esrar,221.

[4] İbn Sabbağ, Dürretü'l-esrar, 77.

[5] İbn Sabbağ, Dürretü'l-esrar, 77

[6] İbn Sabbağ, Dürretü'l-esrar, 78-79, İskenderî, Letaif, 191., İbn- Battûta, Rıhle,43., İbn Battûta, Seyahatname, (Aykut),1:25.

[7] Mahmut Askeri KÜÇÜKKAYA Mesned İlahiyat Araştırmaları Dergisi