Yeni bir dünya savaşında, kirli ve kahpe bir savaşın tamda orta yerindeyiz.

Yeni bir dünya savaşında, kirli ve kahpe bir savaşın tamda orta yerindeyiz. Terörün başkentlerimize taşınıp, Ankara ve İstanbul’un düşürülmek istendiği, ciğerlerimizin parçalandığı, sabrımızın sınandığı yine zor günlerden geçiyoruz. Ülkemizde iç savaş çıkarmak isteyen Siyonist ülkelerin maşası olan PKK’nın Beşiktaş’taki alçak saldırısına gencecik fidanlarımızı, 44 kınalı kuzumuzu şehit verdik. Ülkemizi derin yasa boğan bu hain saldırıya ‘’Terör’’ diyemeyen ülkelerin Başkonsolosları önceki gün hiç utanıp sıkılmadan çelenkleri ile birlikte şehitler tepesine taziyeye geldiler. Hani bir söz vardır ya ‘’Katil mutlaka olay mahalline geri dönermiş’’ diye bunlarda döndüler işte…

Son 14 yılda Erdoğan liderliğinde her anlamda hızla büyüyen ‘’Güçlü Türkiye’’ sözüm ona kendisine çizilen kırmızıçizgiyi çoktan aşmış ve kendisine uygun görülene asla razı olmamıştır. İçeride Yeni Anayasa ile Başkanlık çalışmalarını başlatan, dışarıda El –Bab’a kadar dayanan Güçlü Türkiye’nin bu meydan okuyuşu ile belli ki yine birilerini çok derinlerden rahatsız etmiştir. İşte bu sebepten, ABD’nin mühimmata boğduğu, AB ülkelerinin de koynunda beslediği bu PKK denen köpekler sürüsü soysuz örgüt, ağababalarının emri ile bu alçak katliamı gerçekleştirmiştir. Başta terörün mühendisi İngiltere olmak üzere, vatanımızı lime lime etmek isteyen FETÖ sevici bu AB ’ülkelerinin, üzerimize bu hain köpeklerini salması da işte bundandır. Aslında bu aşağılık çukurlara hain köpekler derken, farkındayım özünde çok sadık bir hayvan olan köpeklere büyük haksızlık ediyorum. Çünkü hiçbir köpek ekmeğini yediği yerin kabına pislemez, ihanet etmez..!

Artık sağır sultanın bile duyduğu bir gerçek var ki, bölgede CIA tarafından birçok ülkeden temin edilen ağır silahlar Rakka operasyonu bahane edilerek, Mümbiç’te hem PKK ya hem de PYD ye açıktan servis ediliyor. El-Bab’da Türk tankları ABD füzeleri ile vurulur iken, havan topları, uçaksavar ve doçkalar depolara silme istifleniyor. Anlaşılan o ki, bu kurtlar vadisinde Süleyman Soylu Bakanımızın farkını bu kansızlar iyice fark etmeye başlamışlar. Bekleyin hele az sabır… Kayseri, Denizli ve Sarıkamış’tan yola çıkan 57.Komondo Taburu istiflediğiniz o bombaları kıçınız da patlatmak üzere Kandile ve inlerinize doğru geliyor.. Bakın bizim sabrımızı zorlayıp, tepemizi attırmayın..! Şunu da o kafanızın bir köşesine yazın ‘’Biz zinhar kimseye benzemeyiz hele o kucağınıza oturttuğunuz o mezhepçi İran’a asla..! Bilin ki İran’ı da dahil ettiğiniz o Haçlı Siyonist ittifakınıza da asla boyun eğmeyeceğiz’’

Zulmün sel olduğu bu fani dünyada artık ‘’Kısasa Kısas’’ zamanı çoktan gelmiştir. Zaman canımızı yakanların ciğerlerini sökme zamanıdır. İdam ise kaçınılmazdır. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Kendi şehrimizde, kendi mahallemizde 20 yaşındaki gencecik yavrularımız acımasızca gözümüzün önünde katlediliyorlar. Bu saatten sonra terör konusunda hükumetimiz muhataplarına hiç hayal bile edemeyecekleri o sert yüzünü göstermek durumundadır. PKK, DEAŞ, FETÖ hiç fark etmez, Ülkemizin varlığına birliğine, bayrağına, namusuna göz diken teröristler, her kimler ise onlar için derhal idam sehpası kurulup idam edilmelidirler.

Yedi düvel 15 Temmuz gecesi topla tüfekle yapamadıkları hain darbeyi, şimdide ekonomik olarak yapmak istemektedirler. Bu güruha karşı aziz Türk milleti döviz bozdurma kampanyaları yaparak, döviz bürolarının önünde sıraya geçerek cevap vermiştir. Türkiye’de sermayeyi yöneten TÜSİAD’ın bazı besleme baronlarının ise ana muhalefet ile bir olup ‘’İdam gelmesin, ABD ve AB ile ilişkilerimizi acilen düzeltmemiz lazım, OHAL derhal kaldırılsın’’ diye ciyaklamalarını ise bizler asla ve asla ciddiye almıyoruz.

Yine öte taraftan önceki gün Rusya ve İran destekli Esed katilinin yapmış olduğu, Halep katliamı yine ciğerlerimizi dağlayan bir başka vahşet oldu. Ateşle kavrulan kadın ve çocukların çığlıklarına ve toplu katliamlara bütün dünya ülkeleri yine üç maymunu oynar iken, satılmış yirmi küsur Arap ülkesi de her zaman olduğu gibi orta yerde yapılan bu vahşeti yine görmezden geldiler. İnsanların aç, susuz hayatta kalma mücadelesi verdiği o mahşer yerinde masum insanların üzerine binlerce bomba acımasızca bırakıldı.

Cesetlerin sokaklara saçıldığı, teslim alınan erkeklerin kurşuna dizildiği, kadınların tecavüze uğradığı katliama ‘’Yeter Durun Artık..! ’’ diye haykıran yine Erdoğan liderliğindeki Bağımsız ve Müslüman Türkiye oldu. Hain İran’ın katliamın devam etmesinde ısrarcı tutumuna karşın uzunca bir uğraştan sonra tek başına Putin’i ikna ederek ‘’Ateşkes’’ ilan edilmesini sağlayan Cumhurbaşkanımız yine gönüllerin sultanı oldu. Lakin tuzaklara dikkat etmeliyiz dostlar, bu kaypaklara asla güven olmaz. Gözü dönmüş Esed rejimi de, İranlı Şii milislerde ateşkesi her an ihlal edebilecek kadar meziyetsizlerdir. Bizler son tahlilde ülke olarak bu sahiplenmenin bedelini her ne kadar ağır bir şeklide ödüyor olsak ta bunu yapmaya canımızla, kanımızla, malımızla devam edeceğiz. Çünkü bizler elhamdülillah, çok şükür Müslümanız. Suriye’de ne işimiz vardı diyenlere ve zalimlere inat, öfke ve kinimizi diri tutup gücümüz neye yetiyorsa, kanımızın son damlasına kadar onlarla mücadele edecek bu çetin imtihanı da hep birlikte geçeceğiz inşaAllah..

Çünkü bizler Allah’u Tela Kuranı Kerimde; ‘’Size ne oluyor da, Allah yolunda "Ey Rabbimiz! Bizi halkı zalım olan şu beldeden kurtar ve rahmetinle bize sahip çıkacak bir koruyucu ve destek olacak bir yardımcı gönder!" diye yalvaran güçsüz erkekler, kadınlar ve çocuklar için savaşmıyorsunuz? (Nisa,75) ayetine iman ediyoruz. Yine bir başka ayette; O halde, onlara karşı toplayabildiğiniz kadar kuvvet ve binek hayvanı hazır edin ki bununla hem Allah’ın, hem sizin düşmanınız olan bu insanları, hem de sizin bilmediğiniz ama Allah’ın bildiği başkalarını caydırabilesiniz; (ve bilin ki), Allah yolunda her ne sarf ederseniz size bütünüyle ödenecek ve size haksızlık yapılmayacaktır. (Enfal,60) ayetine muhatap oluyoruz.

Biz bize yakışanı, doğru bildiğimizi yapacak ve yüzyıllık bu hesaplaşmada sıranın bize gelmesini asla beklemeyeceğiz..!