Trump’ın şovu kimin umrunda?

Dünyada bir kapitalist sistem var ve bu sistem sahipleri tarafından sıkı bir şekilde denetleniyor. Bu sisteme dahil olmayan ülkeler, diz çöktürülmeye zorlanıyor! Çin, Rusya ve Asya ülkelerinin tamamı bir zamanlar komünist iken ve bu ülkeler hem nüfus hem de silah gücü olarak dünyaya kafa tutuyor iken; Amerika’nın teknolojisi ve kurmuş olduğu sistemin karşısında yok olup gitti!

Yani hiçbirinde komünist düzen kalmadı.

Amerika bu kapitalist sistemin başrol figuranı fakat bir de bu sistemi kuranlar var!

Komünist sitemin kurucusu da, kapitalist sistemin kurucusu da aynı akıldır!

Bu akıl iki şekilde ele alınır;

Bir, siyasi düzeyde; iki, kadimlikten yani geçmişten günümüze kadar gelen dini akımlar ve gizli yapılandırmalar üzerinden…

Tüm bu gerçeklerin yanında Rahip Brunson’un, Amerika’ya iadesi çok basit bir olay! Ve bunun üzerinden yapılan tüm tartışmalar, dedikodudan öteye geçmiyor.

Olayı duygusal bir tavırla değerlendirmek ve duygusal öğelerle yorumlamak bizi eksik ve yanlış bir sonuca götürür.

Bu konu soğukkanlı ve sakinlikle analiz edilmesi gereken bir konu!

Ki rahip, Amerika’nın umurunda bile değil, versen ne olur, vermesen ne olur!

Brunson geldi, hizmetini yaptı ve gitti! Bu saatten sonra Amerika, onu ne yapsın? Hangi hizmetinde kullansın? Artık deşifre oldu!

Burada Amerika’nın, Türkiye’ye ve dünyaya ispatlamak istediği şey şuydu;

“Ben çok büyük bir gücüm, benim dediğimi yapacaksın, yapmazsan sonuçlarına katlanırsın!”

Bu (kendilerince) bir güç gösterisiydi ve (zannettikleri gibi) Türkiye açısından bir yaptırımı yoktu!

Sonuçları sosyolojik ve siyasi bir bakış ile Türkiye açısından değerlendirdiğimizde ise sürecin lehimize geliştiğini net bir şekilde görebiliyoruz. Şöyle ki;

Türkiye, Amerika’ya karşı koyan en büyük ülke olduğunu dünyaya gösterdi! Dünyanın en büyük silahlı ve ekonomik gücü Çin, Amerika ile yaşadığı krizde büyük bir ambargo yedi ve Amerika’nın karşısında duramadı! Biz ise bir rahiple dünyaya meydan okuduk ve Çin’den de büyük olduğumuzu dünyaya gösterdik! Ve bunu yaparken Avrupa’yı yanımıza çektik. Bize düşman olan Almanya, “İş birliğimizi arttırmamız lazım, birlikte şunu yapalım, bunu yapalım!” şeklinde Tayyip Erdoğan’ı görüşmeye çağırıp, ağırladı. Şimdi İngiltere ve Almanya ile ilişkilerimiz iyi. Almanya’nın, İran üzerinde çok büyük yatırımları var ve bunlar Türkiye üzerinden geçiyor. İran’a karşı açılan kapıdır Türkiye.

Evet bu süreçte ekonomik sıkıntılar yaşadık fakat sonuç olarak Türkiye bu olaydan her şekilde kârlı çıktı. Bize düşman olan Avrupa, “Düşmanımın düşmanı dostumdur!” düşüncesiyle tarafımıza geçti. Ve yine bu süreçte, onlarca PKK üst düzey sorumlusu öldürüldü. Çin’de 25 CIA ajanı idam edildi. ABD ile çalışan birçok bürokrat görevden alındı.

Bunlar çok önemli gelişmeler… Hafife alınacak şeyler değil!

Bu saatten sonra Brunsoy, iade edilse ne olurdu, edilmese ne olurdu?

Trump zaten şovunun adamı değil mi?

Konu üzerinden istediği kadar şov yapsın!

Kimin umurunda?

Dünya “ŞOV” la YÖNETİLMİYOR!