TATİL OLSA DA EĞİTİM BİTMEZ!

Üniversite giriş sınavlarının tamamlanması ile birlikte öğrencilerimiz için uzun yaz tatili başladı. Tatil; kimileri için dünyaca ünlü tatil mekânları, kimileri için ülkemizde Akdeniz’in sıcak suları, kimileri için büyükleri ziyaret ve köy yaşamını tanıma, kimileri için Yaz Kuran Kursları, kimileri için de tarlada, inşaatta ya da sanayide çıraklık yapmaktır.

Her ne şekilde olursa olsun, ders kesimiyle birlikte tatil başladı. Müfredat doğrultusunda ders ve bilgi aktarımı tatile girmiş oldu. Fakat hayat tatil olmadı devam ediyor. Daha doğrusu tatil boyunca öğrencilerimiz için sadece örgün eğitim bitmiş oldu. Hayata dair eğitim için velilerimize önemli görevler ve fırsatlar doğmuş oldu.

Modern dünyanın insanlara dayattığı şartlar nedeniyle, büyükşehirler başta olmak üzere, anne, baba, hatta eli iş tutan herkes çalışmaktadır. Okulların tatil olması bu açıdan birçok aileyi rahatsız dahi etmektedir. Zira anne babanın çalışması nedeniyle, okulda iken emin oldukları çocuklarına yeni bir arayış içerisine girmek zorunda kaldılar. Yaz okulları tamda bu neden dolayı hızla yaygınlaşmaktadır. Yaz okullarının kişisel yetenekler doğrultusunda değerlendirilmesi durumun da faydalı olacağı muhakkak. Elbette sportif faaliyetler başta olmak üzere, sosyal ve sanatsal yetenekleri ortaya çıkarması halinde ciddi fırsatlar da sunmaktadır. Gelin görün ki okullarımızdan beklentiyi çocuk avutmak ve sınav kazanmak olarak gören şaşı bir bakış açısının, yaz okullarından farklı bir beklenti içerisinde olduğu söylenemez. Bu boyutuyla yaz okulları hizmetini sunan yerel yönetimler veya özel sektör temsilcilerini, veli beklentileri ötesinde bir pedagojik çalışma içerisinde olması gerekir. Ayrıca eğitimi merkeze alıp, masum Anadolu evlatlarını terör örgütüne hizmetkâr yapacak noktaya kadar götüren örgütlerin yaz okullarına duyarsız kalacağını düşünmek saflık olur. Bu anlamıyla yaz okullarına belli standartlar ve denetimler gelmesi de gerekmektedir.

İlkokul ve ortaokul öğrencilerimizin bir kısmı ise tatillerinde yaz Kuran Kurslarına devam etmektedirler. Çocuklarımızın Kuran Kurslarımız ve camilerimizin manevi iklimiyle buluşuyor olması oldukça sevindirici. Bu kurslara gelen öğrenci oranının düşük olması ise üzücü bir durumdur. Sayıları az da olsa Kur’an-ı Kerim’i öğrenme ve anlamaya çalışıyor olmaları, tatilin en verimli değerlendirme şekli olsa gerekir.

Yaz kursları, yaz okulları, tatiller, ziyaretler, sanatsal, sportif faaliyetlerin tamamı çocuklarımız için tatili değerlendirme adına bir alternatif olsalar da asla yeterli değildir. Zira çocuklarımıza yaz kursları ve yaz okulları yanında verilmesi gereken en önemli ders hiç şüphesiz hayat tecrübeleri olacaktır. Tecrübe ne yetenek ne para ne de sadece okuma ile elde edilecek bir şey değil. Tecrübe aklın akla aşısıdır. İşte tam da burada anne ve babalara büyük görev düşmektedir. Ne şekilde olursa olsun tatili bir fırsat bilip, çocuklara yaşanmışlıklardan, tanık olduklarından, ciddi tecrübeler aktarmaları gerekir. Her zaman söylüyoruz bilgiye erişim artık çok kolay ama tecrübeye ulaşmak bir o kadar zor. Zira aile bireyleri ve akrabalar arsında iletişim kesilme noktasına gelmiş durumdadır. Artık dede, nine masalları dinleyemez oldu çocuklar. Bayramdan bayrama dahi dedelerini göremeyen çocuklarımız var. Çocuklarımızın görerek rol model alacağı ve tecrübe edeceği bir yaşam şekli ne yazık ki kalmadı. Tecrübe noktasında çocuklarımızı kaderleriyle baş başa bıraktık. Adeta deneme-yanılma yöntemiyle hayatı tecrübe eder hale geldiler. Onları yalnız bıraktık. Hayatı sadece geleceğe mal mülk yığma olarak algıladık. Tıpkı Franz Kafka’nın roman kahramanı Gregor Samsa gibi hayatı, geleceğe dair sadece servet yığma olarak göremeyiz, görmemeliyiz. Adeta saçını süpürge yapan anne babalar her bir çocuğuna birer ev ve araba bırakacak sermaye edinmeyi fedakârlık ve çocuklara adanmış bir ömür olarak görürler. Oysa ne büyük bir hata! Keşke millet olarak bu hatadan bir an önce dönebilsek. Bizim yönlendirip yönetemediğimiz çocuklarımız popüler kültür ve medyanın tılsımına teslim olmuş durumdalar. Mesele çok ciddi ve bir o kadar da vahim.

Anne babalar bu yaz çocuklarına tatil yaptırırken, hayata dair tecrübe paylaşımlarının en önemli bilgi ve ders olduğunu bilsinler. Teknolojinin soğuk yüzünden, mesajlarından uzaklaşıp, gözlerimizle çocuklarımızla konuşmayı deneyelim. Bu yaz tatilini fırsat bilip, geçmiş 30-40 senenin analizini yapalım, hikâyelerini anlatalım, tecrübelerini paylaşalım. Hâsıl-ı kelam; gerçek ders yaşanmış ve tecrübe edilmiş derslerdir. Bu dersleri çocuklarımızla paylaşmada cimri olmayalım lütfen.