Ülkemiz gelişmeye, kalkınmaya çalıştığı her dönemde içten ve dıştan çeşitli yıpratmalar ile karşı karşıya kalmıştır.

Ülkemiz gelişmeye, kalkınmaya çalıştığı her dönemde içten ve dıştan çeşitli yıpratmalar ile karşı karşıya kalmıştır. Şimdi anlatacağım TANAP projesi ile ülkemiz neden bu kadar saldırıya uğruyor anlayacağız. Bilindiği üzere doğalgazın büyük bir bölümünü şuan ithal ediyoruz. Bu rakam %98 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Doğalgazın ülkemizde sadece ısınmada kullanılmadığını ön görürsek, ülkemiz için büyük bir enerji kaynağı olduğu görülüyor. Hangi konuda olursa olsun, dışa bağımlılık hem stratejik hem de ekonomik olarak ülkemizi zor duruma düşürür. Ülkemiz doğalgazdaki dışarı bağımlılığı bitirmek için TANAP Projesiyle ilk hamleyi yaptı.

TANAP projesi, ülkemizin enerji merkezi olma yolunda büyük bir adım olduğunu yeniden vurguluyorum. Bu proje ile Avrasya’daki siyasi ve ekonomik taşların yerinden oynayacağı ön görülmektedir. Bu projenin Türk Dünyası’nın yeniden şahlanışı olaraktan bakılabilir. Özellikle Rusya’yı büyük ölçüde etkileyecek bu proje Rusya’nın stratejisine göre ülkemizin git gide daha güçlü bir enerji merkezi olacağıdır. Rusya’nın saldırgan politikasına bakıldığında ise bu durum gerçekleşeceği artık bir gerçektir.

Peki nedir bu TANAP Projesi? Kısaca özetleyeyim:

Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı yani TANAP Projesi, Türkiye’nin ve Azerbaycan’ın yürüttüğü projelerin, enerji kısmındaki en büyük projesidir.

Türkiye’nin Türk Dünyasının merkezi konumunu daha da güçlendirecek bir projedir. Bu proje Avrasya’daki stratejik konumlamayı değiştimekle kalmayacak ,ülkemizin bölgede ve dünyada bir dev olması anlamında güçlü bir fırsattır.

Avrupa’nın ve Türkiye’nin doğalgaz ihtiyacını karşılamayı bunun yanı sıra bölgede gaz çeşitliliğinin sağlanmasını hedefleyen proje imzalanmadan önce iki kardeş ülke, enerji alanında Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı Projelerine imza atmış ve stratejik iş birlikleri, 2008 yılında PETKİM’in SOCAR tarafından satın alınmasıyla daha da kapsamlı hâle gelmiştir.

Giriş noktası Azerbaycan, Türkiye sınırı Türk göz girişi olan 56 inçlik hattın, Avrupa’ya çıkış noktaları Yunanistan ve Bulgaristan sınırları, Türkiye içi çıkış noktaları ise Eskişehir ve Trakya bölgesi olacaktır. TANAP Projesi için öngörülen 4 aşamanın ilki 2018’de ilk gaz akışıyla gerçekleşecek. 2020’de yıllık 16 milyar metreküp olacak kapasitenin, 2023’te 23 milyar metreküp, 2026’da ise 31 milyar metreküp seviyesine kadar ulaşması hedeflenmektedir.

Peki bu projenin özellikle Türkiye için ekonomik katkısı nedir?

Türkiye’nin kendi gazını üretme imkânına sahip olacaktır. Ülkemizden geçecek bu boru hattının yapım aşamasında ülkemizin en ekonomisine büyük bir katkı sağlayacağı ön görüyoruz. Açıkçası ülkemize ekonomik olarak canlılık kazandıracaktır. Bu durum, Türk şirketlerinin uluslararası düzeyde rekabeti ve gelişmesi bakımından büyük bir fırsattır. Bu projeyle ülkemizdeki yurdum insanında istihdamı söz konusudur. Buda her zaman tartışması süren işsizlik durumuna sağlayacağı yararı varın siz hesaplayın.

Bir diğer kısmı ise ülkemizdeki çelik üretimde yüksek bir ivme kazanması demektir. Çelik ve boru üretiminde ülkemizdeki şirketlerin daha büyük bir ulusal pazara yayılması demektir.

Sonuç olarak bakar isek; ülkemizin Rusya’ya doğalgaz bağımlılığı azalacaktır. Ülkemizin kalkınmasında ve bazı sektörlerde uluslararası pazara ulaşacağımız ve bu bağlamda ülkemize ciddi bir para girişi olacaktır Ülkemizi enerji sektöründe ve Avrasya jeopolitiğinde merkez haline getirecektir. Türk dünyası yeniden yükseliş ivmesi kazacaktır.

Yukarıda anlattığımız durumlar ile Türkiye’nin gelişmesini ve güçlü olmasını istemeyen bir takım güçler ülkemizin gelişmemesi için devamlı farklı farklı oyunlara başvurmaktadır. TANAP projesi ile elindeki gücü kaptırmak istemeyen bu güçler, PKK ve uzantılarını kullanarak kendi karlarının devam edeceği yeni bir enerji koridoru kurmak istemektedirler.

Osmanlıyı yıkarak, Müslüman dünyasın üzerinde başladıkları bu oyunlarını Türkiye’yi yıkarak devam ettirmek istemektedirler. Ukrayna ziyaretinden sonra Ankara patlamasının olmasını da bu bağlamda değerlendirmekte fayda var.

Bu savaş Türkiye savaşı değildir. Bu savaş Türk-İslam dünyası üzerinde oynan büyük bir savaştır. Milletimiz oynana bu oyunun farkındadır. Günü zamanı geldiğinde en büyük cevabı verecektir.