“Şeker”siz Günlere Umutla
Dünyada her 11 kişiden 1’ini, Türkiye’de ise her 7 kişiden 1’ini
etkileyen diyabetin önlenmesi, erken tanı ve uygun tedavisi
konularında toplumda farkındalığı artırmak amacıyla tüm dünyada
çeşitli faaliyetler gerçekleştiriliyor. Her yıl farklı bir tema ile
14 Kasım’da kutlanan Dünya Diyabet Gününün bu yılki teması “Gözler
diyabetin üzerinde olsun”. Geçen haftaki sağlık sayfamızda
diyabetin gözde yol açtığı sorunlar ve hasarları ele almıştık.
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Genel Sekreteri, 2017
Avrupa Endokrinoloji Kongresi Başkanı Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız
ile şeker hastalığı olarak bilinen diyabetin Türkiye’de görülme
sıklığı, kimlerin risk altında olduğu, egzersiz direnci ve
diyabetin önlenebilirliği konularına dikkat çekmek istedik.
Avrupa’da diyabetin en sık görüldüğü ülke yüzde 12.8 ile Türkiye.
Türkiye 7 milyonu aşan diyabetik nüfusuyla Avrupa’da en fazla
diyabetli bireyin yaşadığı 3. ülke olarak yer alıyor. Türkiye’de
erişkin nüfusta her 7 kişiden 1’inde diyabet, her 4 kişiden 1’inde
prediyabet (gizli şeker) ve her 3 kişiden 1’inde obezite bulunuyor.
Diyabet hastalarının yarısı ise hastalığın farkında değil.
Diyabet vücuttaki tüm organ ve sistemleri etkilediğinden diyabet
hastalarında düzenli aralıklarla kalp damar hastalığı riskinin,
gözlerin, böbreklerin ve ayakların kontrol edilmesi gerekiyor.
Diyabeti olan çocuk ve erişkinlerde hastalığın doğru
yönetilebilmesi için hastanın yanında ailenin ve çevrenin desteği
de çok önemli.
Erken tanı ile birlikte kan şekeri, kan basıncı, kan kolesterol
seviyeleri ve vücut ağırlığının normal aralıkta tutulması diyabetin
oluşturacağı hasarların önüne geçebilmeyi sağlıyor.
Hangimiz diyabet riski altındayız?
Çok su içme, çok idrara çıkma, iştah artışına rağmen kilo kaybı,
görme bulanıklığı, ellerde ayaklarda uyuşma ve karıncalanma sık
görülen diyabet belirtileri olarak ortaya çıkarken, hiçbir
şikayeti olmayan kişiler de şeker hastası olabiliyor.
Aşağıdaki gruplardan birinde yer alıyorsanız herhangi bir
şikayetiniz olmasa da diyabet yönünden tarama yaptırmalısınız:
- Kilolu veya obez olanlar (Vücut Kitle İndeksi>25 kg/m2)
- Hareketsiz bir yaşam sürdürenler
- Birinci derece yakınlarında diyabet olanlar
- 4 kg’dan büyük bebek doğurmuş yada daha önceki gebelikte gebelik şekeri olan kadınlar
- Hipertansiyonu olanlar
- HDL-kolesterol <35 mg/dl ve/veya trigliserid >250 mg/dl olanlar
- Polikistik over sendromu olan kadınlar
- Daha önce gizli şeker tanısı almış olanlar
- Kalp damar hastalığı olanlar
45 yaş üstünde iseniz, şeker taraması mutlaka yaptırmalı, sonuç
normal bulunursa en az 3 yılda bir tekrarlamalısınız.
2 günden fazla hareketsiz kalmayın
Amerikan Diyabet Cemiyetinin diyabetli bireyler için Kasım ayında yayınladığı yeni kılavuza göre, haftada en az 150 dakika orta şiddette hareket ile kas güçlendirici egzersizler yapılmalı, arka arkaya egzersiz yapılmayan gün sayısı ikiyi geçmemeli. Uzamış sedanter aktiviteler esnasında yarım saatte bir en az üç dakika yürüme, bacak ve kol esnetme gibi hafif hareketler önerilirken 65 yaş üzerinde haftanın en az iki günü denge ve koordinasyon hareketlerinin mutlaka yapılması gerektiği belirtiliyor.
Egzersiz direncine dikkat
Egzersiz yapan diyabetli bireylerin çoğunda şeker değerleri daha
iyi aralığa gelip kilo kaybı sağlanırken yüzde 15-20 aralığındaki
hastada aynı sıklık ve şiddette egzersiz yapmalarına rağmen
herhangi bir olumlu metabolik cevap gelişmiyor. Bu sebeple Prof.
Yıldız, egzersiz reçetesi verilirken bireye özel planlama
yapılması, hareket ve egzersiz miktarının en azından akıllı telefon
uygulamalarıyla takip ve kayıt edilmesi ve egzersiz tip ve
miktarının bu veriler ışığında ayarlanması gerektiğinin altını
çiziyor.
Diyabet önlenebilir mi?
Prof. Yıldız, sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesiyle yüzde
70’e varan oranda diyabetin önlenebileceğine dikkat çekiyor. Yani
önümüzdeki 25 yıl içinde dünyada 160 milyondan fazla kişide diyabet
görülmesini engellemenin mümkün olduğunu öğrenmek umut verici.
Sağlıkla kalın.
Bize yazın. Sizin için araştırıp yazalım.