Merhum ve inşá’allah mağfur üstadım Mehmet Şevket Eygi (rahmetullahi aleyh) harbidenhaber için fakire verdiği ve bugün tekraren yayınlanmaya başlayan (Millî Gazete dışındaki) özel yazılarından birinde şöyle diyordu:

Merhum ve inşá'allah mağfur üstadım Mehmet Şevket Eygi (rahmetullahi aleyh) harbidenhaber için fakire verdiği ve bugün tekraren yayınlanmaya başlayan (Millî Gazete dışındaki) özel yazılarından birinde şöyle diyordu:

'Müslümanları balıklara benzetebiliriz. Birkaç gram gelen hamsi de balıktır, 600 kiloluk ton balığı da balıktır. Demek ki, balık demekle iş bitmiyor.

Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz 'Güçlü Müslüman, zayıf Müslümandan hayırlıdır' buyuruyor.

(.......) İslamiyet medeniyet dinidir. İslam dini, 'şehirlerin annesi' Mekke'den zuhur etmiştir. Peygamberimiz (salat ve selam olsun ona), Yesrib'e hicret etmiş, şehir Medine-i Münevvere ismini almıştır.

Müslümanlar Kuds-i şerifi, Şam'ı almışlar, sonra Mısır'da, Kuzey Afrika'da, Mezopotamya'da, İran'da, Horasan'da, Anadolu'da büyük metropolleri feth ederek, İslam'ın nurlarını oralardan insanlığa yaymışlardır.

(.......) Konuyu dağıtmayalım. Müslümanlar bugünkü zilletten, esaretten, ezilmekten, rezaletten, sömürüden, hakaretten kurtulmak, izzet bulmak, hür olmak istiyorlarsa İslam'ı doğru dürüst öğrenecekler, bu öğrendiklerini hayata uygulayacaklar; bedevî zihniyet ve kültürden medenî zihniyet ve kültüre geçecekler; bunun yanında ilim, irfan, teknik, sanat bakımından çağ seviyesine çıkacaklar ve sonra onu da aşacaklardır. Böyle yapmadıkları takdirde durumları ve gidişatları parlak olmaz.'

Naçizane ilavemiz: Eskilerin 'efradın zerrat-ı hürriyatı' dedikleri, toplum bireylerin bütün varlıklarıyla hür ve özgür olmaları, ancak İslam'ın hakikisini hakkıyla öğrenip ruhlarına nakşetmeleriyle mümkün olacaktır.

Keşke siyasal İslama verdiğimiz kıymetin binde birini kıraate (okumaya) versek de bu konuları güzelce öğrenebilsek. Üstad Müslümanları balıklara benzetiyor ya, bendeniz de min gayr'i haddin diyorum ki, 'Müslüman balık hafızalı ve alık olma... Oku ceddin gibi, eşek olma...'

* * *

Mehmed Şemseddin Günaltay... (1883-1961) İstiklal Marşı şairimiz üstad Mehmed Akif Ersoy'un talebesi sayılacak ünlü politik simalardan.

Öyle ki, mebusluğu onun kadar uzun süren pek azdır herhalde. İslamî eğitim de almış, hatta sıkı İslamî yayınlardan Sebîlürreşad dergisinin başbakanlığını (1948) savunduğu bir CHP'lidir o...

Meclis-i Meb'ûsan'da Darü'l-hikmeti'l-İslamiyye kanunu görüşülürken din, ahlak, eğitim ve dinî yayınlar konusunda İslam'a uygun ve mebuslardan büyük destek gören tezleri savunuyor fakat başbakanlığı sırasında fazla direnemeyip laikçi TCK 163'ün çıkmasına màni olamıyordu...

Hani şu Oktay Ekşi'nin Hürriyet'teki köşesinde, 'Bu madde biliyorsunuz, 1991 yılında Turgut Özal'ın 'Terörle Mücadele Yasası' çıkarmak gerekçesiyle laik Cumhuriyet'e attığı kazık sonucu üstelik SHP'lilerin de desteğiyle– lağvedilmişti..' dediği, mevcudiyetiyle zındıkların binlerce Müslüman münevveri zindanlara tıkabildiği mel'ûn kanun...

İşte bu Şemsüddîn efendiye de Eşref Edib merhum telifi olan 'Mehmet Akif kitabında yer vermiştir... Hatta en iyisi size oradan bir bukle sunayım:

'Şair Mehmed Akif'e göre din, sevgi ve şafkatin sonsuz bir kaynağı, dindarlık da, riya-amiz (riya karışmış) zühütten (günahtan kaçınmaktan) ziyade, faziletperestlik, doğruluk ve hayıhahlıkdı. O her şeyde ibdaının nişanesini gördüğü, her sesde kudretinin ihtizazını duyduğu önsüz ve sonsuz bir varlığa inanıyordu.' (a.g.e. 1938 baskısı, s.618)

Okumuyoruz, tanımıyoruz, lakin çok konuşuyoruz… Hani biz ilk emri 'ikra' (oku) olan dinin mü'minleri idik? Yok be, bari Müslümanız diyelim...

Hucurat Sûresi 14. ayet meali şöyledir: 'Bedevîler «İman etdik» dediler. De ki: Siz îman etmediniz amma, (bari) müslüman olduk deyin. İman henüz sizin kalblerinize gir(ib yerleş)memişdir.' 04.01.2020