Muharrem kameri ayların ilki.

Muharrem kameri ayların ilki.

Geçtiğimiz pazar günü Hicri yılbaşıydı.
Haftaya salı Aşure günü…
Muharrem kelimesi, haram kelimesinden türemiş.
Tahrim olunmuş, haram kılınmış anlamına geliyor.
İslamiyet’ten önceki dönemde muharrem ayı barış ayıydı. Harp etmek tahrim edilmişti, yasaklanmıştı.
Birçok önemli olay bu ayda gerçekleşmişti.
Özellikle bu ayın onuncu günü olan Aşure gününde.
Fakîh Ebu’l-Leys Semerkandî’ye göre âlem, yerler ve gökler Aşure günü yaratılmıştı.
Peygamberler tarihi açısından da önemli Aşure günü.
Hz. Âdem’ın tövbesi bugün kabul olunmuştu.
Hz. Nûh’un gemisi Cûdî dağı üzerine bugün demir atmıştı.
Hz. İbrahim bugün dünyaya gelmiş, ateşten de bugün kurtulmuştu.
Hz. Eyyûp hastalıktan bugün şifa bulmuştu.
Hz. Yusuf, kuyudan bugün çıkarılmıştı.
Hz. Musâ Aşure gününde denizi yarmış, Firavun bugün helak olmuştu.
Hz. Yûnus balığın karnından bugün kurtulmuştu.
Hz. Davut’un tövbesi bugün kabul olunmuştu.
Hz. Süleyman’a bugün saltanat verilmişti.
Hz. İsa bugün dünyaya gelmiş ve bugün göğe yükselmişti.
Bir hadisi şerifte de kıyametin Aşure günü kopacağı haber verilmekte.
Müslümanlar açısından küçük kıyamet diyebileceğimiz Kerbela hadisesi de bugün gerçekleşmiş, Peygamberimiz (SAV)’in torunu Hz. Hüseyin Aşure günü şehit edilmişti.
Cahiliye döneminde bile düşmanlıkların yasaklandığı birlik ve barış ayı Muharrem ayında; miladi 1337, hicri 1377 yıl önceki Aşure gününde Müslümanların ocağına ateş düşmüş, İslam dünyasına fitne tohumları ekilmişti.
***
Dünya Ehlibeyt Vakfı Başkanı Fermani Altun, Muharrem ayı dolayısıyla Ankara’da bir iftar yemeği verdi.
Kur’an-ı Kerim tilaveti ile açılan, ilahi ve nefeslerin okunduğu Kerbela’yı Anma toplantısına semazenler de renk kattı.
Dünya Ehlibeyt Vakfı Genel Koordinatörü edebiyatçı Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan’ın “ehlibeyt geleneğinden gelen, ehlisünnet mensuplarını da kucaklayan şair” olarak nitelediği Fuzuli’nin Kerbela’yı anlatan şiirini Türkçeleştirerek okuduğu toplantıda Vakıf Başkanı Fermani Altun’un birlik ve bütünlük mesajı veren konuşması dikkat çekiciydi.
Ehlibeyt geleneğinden gelenlerin Hz. Ali’yi, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i tanıdıkça, İmam-ı Cafer’i öğrendikçe ehlisünnete, ehlisünnet geleneğine mensup olanların da İmam-ı Azam’ı, İmam-ı Şafii’yi, İmam-ı Hambeli’yi, İmam-ı Maliki’yi tam anlamıyla anladıkça ehlibeyte yaklaşacağını anlattı ve merhum Necmettin Erbakan’ın bu mealdeki sözlerini aktardı.
Kerbela’dan sonra en büyük zararı emperyalizmin tuzağına düşenlerin yaptıkları terör ve vahşetin verdiğini söyleyen Altun, İslamiyetin barış ve sevgi dini olduğunu vurgulayarak şöyle dedi:
“Kerbeladan bu yana süregelen kan dökülmeleri, aynı zihniyetin devamıdır. 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimi de ayni zihniyetin ürünüdür. 15 Temmuz’da yapılmak istenen hem Türkiye’yi yok etmek, hem de mezhep çatışması çıkarmaktı. 15 Temmuz’da üçüncü dünya savaşı amaçlanmıştı. Emperyalizmin ve siyonizmin FETÖ vasıtasıyla hazırladığı bu korkunç proje, halkın gücü ile engellenmiştir.”
***
Kerbela acısı bütün Müslümanların ortak acısı.
Dolayısıyla bugün bir fitne, bir tefrika, bir ayrılık, bir düşmanlık günü olarak değil, ortak acının paylaşıldığı bir gün olarak anılmalı.
Bütün yiyeceklerin bugüne özgü tatlı olan aşurede buluştuğu gibi, hangi ırktan, hangi kavimden, hangi mezhepten olursa olsun, Müslümanları Kur’an ve sünnette buluşturan bir gün olmalı Aşure günü.
Adına uygun bir şekilde kinin, nefretin, fitnenin, ayrılığın, düşmanlığın yasaklandığı aydır Muharrem ayı.
Barış ayıdır, birlik ayıdır.