Martılar okula başlamış...Martılar okula başlamış...Martılar okula başlamış...Martılar okula başlamış...Martılar okula başlamış...Martılar okula başlamış...Martılar okula başlamış...

Yeni Eğitim ve Öğretim (!) Yılı açıldı... Ricál-i devletten tutun sıradan vatandaşa herkes konuşuyor. Kimi kırtasiye masraflarından kimi başka tırışka işlerden...

Oysa asıl mesele, “acaba biz neden yıllardır böyle geri zekalı nesiller yetiştiriyoruz?” olmalıydı...

İstanbul’da bir okul... Yeni başlayanlara eski talebeler “MARTI” diyorlarmış... Ey, desinler, seviyesiz de olsa şakadır der geçersin. Lâkin iş öyle değil..

Bu eskiler okul açılışında velilerle (!) birlikte martı dedikleri yeni öğrencilerin üzerine vapurdan atar gibi parça pinçik ettikleri simitleri atıyor ve ahmak ahmak kah kah hoha hoha diye gülüşüyorlar...

Ne velilerden ne idarecilerden tek bir uyarı gelmiyor! Fakir edebiyatı yapan solcu ve pek Atatürkçü yazarlar da konuya Fransız..

“Bu attığınız nimetleri bulamayan bir milyara yakın insan var yeryüzünde” denilmiyor... Hâkezâ, “ekmek ve benzeri olan o simitler biz Müslümanlar (!) için nan-ı azizdir, yani aziz, kıymetli, kutsal bir nimettir” denilmiyor!.

Şimdi bu hergele yahut serseri model çocuklar yarın ülkenin büyükleri olacaklar öyle mi? Olmaz olsunlar...

Olmaz olsunlar, çünkü olduklarında 23 yaşındaki akranlarını acımadan bıçaklayıp öldürecekler... Allah kahretsin... Gençler artık özel törenlerle kedi katleden “satanist” (şeytana tapan) topluluklara bile giriyorlar!..

**

İstanbul’un patırtısından kaçıp biraz kafa dinlemek için bir köy evi almıştık. Senenin bir kısmını bu şirin ve havası suyu temiz köyde geçiriyoruz.

Geçenlerde alışveriş için köyden ilçeye gitmiştim. Dönüşte yürümekte olan bir yaşlı kadıncağızı alt köye bırakmıştım. Oradan bizim anayola çıkarken bir otomobil yolu kapatmıştı, durmak zorunda kaldım.

Sahibi koşa koşa geldi özür dileyip aracını kenara çekti. Sonra tanıştık, adam 10 dönüm bir arazi almış. “Ben ticaret adamıyım, burada bir otel yapmayı düşünüyorum” dedi...

Bizim oralarda turistler için cazip olacak tarihi bir yer yok! Temiz hava almak, kafa dinlemek için de otele gelinmez... Tuhaf geld... Günahını almak istemem ama adamı da pek gözüm tutmadı.

Köylüler anlatıyor... Birileri daha önce de pavyon açmaya kalkmışlar, “bunlar burada kadın pazarlayacaklar” diyen köylü toplanmış, resmî ve gayr-i resmî yollardan kovalamışlar...

Türkiye kapitalizmin en kârlı alanı olmuş, sanki Şeytanpazarı... Hergün haberlerde ne kötülükler işitiyoruz.

Bigünah bir gencimizi iki sarhoş it katlediliyor. Lisedeyken acaba o da martılara simit atmış mıydı? Hálâ beynim zonkluyor; bu nasıl iş, biz nasıl bir ülke olduk? Millet bir birini katlediyor... Trafikte bile öldürülme ihtimaliniz yüksek...

Mâsum kızlar âilelerinden kaçırılıyor, kimi PKK’ya kimi başka mahfillere pazarlanıyor... Ve zavalı ana babalar çaresiz..

Hacire annenin Diyarbakır’da başlattığı ve artık onlarca (galiba 30 anne olmuşlar) evlâdı kayıp annenin iştirak ettiği eylem, PKK terör örgütüne karşı. Fakat bir de böylesi acaib ve garaib durumlar var.

Buradan ricál-i devleti uyarıyorum. CHP'yi falan boşverin... Onlarla muhatab olmak bile zuldür size... Siz Allah için çalışın.. Ülke ve milletimiz büyük tehdit/tehlike altında. Son pişmanlık fayda vermez...