Sünnetin, kuran’a göre konumu üzerine birçok eser yazılmasına rağmen, bu gün hala bize kuran yeter diyenler mevcuttur.

Sünnetin, kuran’a göre konumu üzerine birçok eser yazılmasına rağmen, bu gün hala bize kuran yeter diyenler mevcuttur. Bunun en önemli sebebi ise sünnetin kuran’a göre konumunun akla kabul ettirilememesidi r. Çünkü bu konu, o kadar soyut bir özelliğe sahiptir ki, hukuk ilminin esaslarını bilmeyenin anlaması çok nadir bir durumdur.

Soyut konuların anlaşılmasında, somut benzetmelerin kullanılması, anlaşılırlığı artırma açısından çok önemli bir yöntemdir. Kuran ve sünnet arasındaki ilişkiyi tanımlamak için bugün ki hukuki kavramlardan faydalanır isek Kuran’ı kanunlara, sünneti ise yönetmeliklere benzetebiliriz. Bu gün kanunların uygulaması yönetmeliklerle gösterilmektedir . Kanunlar soyuttur, geneldir; yönetmelikler ise somuttur ve daha özel, daha ayrıntı bilgileri içerir. Bir şehrin 1/100.000 ölçekli haritası, şehrin genel planıdır. Ancak bütün ayrıntıları burada gösteremeyiz, daha ayrıntı bilgileri görmek istiyorsak 1/10.000 ölçekli uygulama planlarına bakmak zorundayız. Bu uygulama planı daha ayrıntı bilgilere sahip olmasına rağmen, genel plana aykırı olamazlar. İşte genel plan, bizim konumuzda, kuranı veya kanunu ifade eder. Uygulama planı ise yönetmelik veya sünneti ifade eder. Bu benzerlikten çıkan sonuçlar bize sünneti değerlendirmemiz deki kuralları verir. Bu kuralları şöyle sıralayabiliriz.

1- Yönetmelik, kanunun ayrıntısını ve uygulamasını gösterir; sünnette kuranın ayrıntısını ve uygulamasını gösterir.

2- Yönetmelik, kanuna aykırı olamaz; sünnet kurana aykırı olamaz.

3- Yönetmeliklerin kanuna ayrı olup olmadığı mahkemeler tarafından kontrol edilir; Sünnetin kurana aykırı olamaması Allah tarafından kontrol edilir ve aykırı olmayacak şekilde sünneti gösteren peygamber yönlendirilir. Sünnet vahyin kontrolündedir.

4- Yönetmeliklerde, kanunda yer almayan ayrıntı bilgiler yer alır, ama kanunun çizdiği sınırlar içinde kalır; sünnette, kuranda yer almayan ayrıntı bilgiler yer alır, ama kuranın çizdiği sınırlar içinde kalır

5- Yönetmelikler, kanundaki bilgileri aynen tekrar etmezr, daha ayrıntısını göstererek tekrar eder; sünnet, kurandaki bilgileri aynen tekrar etmez, daha ayrıntısını veya farklı anlatım şeklini göstererek tekrar eder. Çünkü mevcut bilgilere, ayrıntı yeni bilgiler eklemeden veya farklı bir anlatım şeklini göstermeden aynısını tekrar etmek akla uygun olmaz.

6- Kanun değişmediği halde, uygulamasını gösteren yönetmelik değişebilir; kuran değişmediği halde uygulamasını gösterir sünnet değişebilir. Çünkü uygulama, amacı gerçekleştirmeye yönelik şekiller ve formatlardan oluşur; amaç değişmediği halde amaca yönlendiren şekiller ve formatlar değişebilir. Uyguluma amaca götüren yöntemlerdir. Amaca birden çok yöntemle gidilebilir.

7- Kanunlarda çok az olarak, sadece çok önemli şekiller ve formatlar vardır, yönetmeliklerde ise gerekli olan her şekil ve format vardır; kuranda çok az olarak, sadece çok önemli şekil ve formatlar vardır, sünnette ise gerekli olan her şekil ve format vardır. Amaçlar, soyut olarak anlatılır, amaca götüren yöntemler ise somut olarak anlatılır; amaç genel olarak şekilsizdir, yöntemler ise genel olarak şekillerden oluşur.

8- Değişmesi daha sık gerekli kurallar yönetmelikle, değişmesi daha seyrek olan kurallar kanunla belirlenir; değişmesi daha sık değişmesi gerekli kurallar sünnet, değişmesi daha seyrek gerekli kurallar kuranla belirlenir. Bu durum, İslam da nasuh ve mensuh konusuna girer.

9- Kanunun yetkilendirmediğ i konu da yönetmelik çıkarılamaz; Kuranın yetkilendirmediğ i konularda sünnet kural koyamaz.

Konu uzadıkça uzar, biz bu kadar ile yetinelim. Sünneti daha iyi anlamamız duasıyla…