Türkiye baskı altında olan milletleri özgürlüğüne kavuşturmak peşindeyken,maalesef K.K.T.C. nın Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı' nın yaptığı açıklamalar insanın aklına şu soruları da getirmiyor değil.

Türkiye baskı altında olan milletleri özgürlüğüne kavuşturmak peşindeyken,maalesef K.K.T.C. nın Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı' nın yaptığı açıklamalar insanın aklına şu soruları da getirmiyor değil. " Acaba artık Türkiye'nin gölgesinde yaşamak istemiyorlar mı?" Yada " Yavru vatan dediğimiz bu topraklarımızda mı bizden koparılmak isteniyor?"Daha bundan iki- üç yıl önce Akdeniz'in altında yavru Kıbrıs'a Türkiye içme suyu götürmüştü. Ne çabuk bunlar unutuldu Mustafa Akıncı.Hatırlarsak bundan 45 yıl önce "Kıbrıs Barış Harekatı" ile Kıbrıs adası Yunanistan'dan alınmıştı. Tabiki bu savaşta Türkiye 1672 Şehit vermişti. Ve şimdi Mustafa Akıncı çıkmış sanki bu rahat yaşamayı ve özgür bir Kıbrıs'ın kendiliğinden bu duruma geldiğini savunur gibi laflar söylemesi bu adamın hiç tarih bilgisinin olmadığını ortaya çıkarmaktadır.

Şöyle bir tarihe gidelim ve nelerin olduğuna bir göz atalım.

Birinci Dünya savaşında Lozan antlaşması ile Kıbrıs tamamen Ingilizlerin eline geçmişti. Ingilizler Kıbrıs'ta cirit atıyorlardı. Bunun yanında bu sefer 1950 yıllarında Kıbrıs'ta bulunan Rumlar Yunanistan'a katılmak istiyorlardı. Fakat Kıbrıs'ta bulunan Türkler buna karşı çıkıyor ve Yunanistan'a katılmak istemiyorlardı. Ve bu nedenle Türkiye adada ki bu meseleye ortak olmuştu.Rumlar Türkiye'nin olaya müdahale olmasını bir türlü hazmedemediler. Türkiye'ye karşı örgütlenip saldırılar düzenlediler. 1963 yılında yüzlerce türk'û bir gecede katlettiler. Bu yapılan haksızlığa karşı tabiki Türkiye duyarsız kalamazdı.


Hatırlarsak 1964 yılında Ismet Inönü hükümeti TBMM' den Kıbrıs'a müdahale yetkisi almıştı.Fakat o dönemde de yine ABD devreye girmiş, Türkiye'nın harekattan vazgeçmesini istemişti. Ve en sonunda Yunanista'nın ABD'den ve Ingiltere'den aldığı destek olsa gerek 1974'te Kıbrıs'ın tamamını istemesi ve Türkiye'ye karşı ayaklanması ile artık Türkiye için bardağı taşıran son damla olmuştu. Çünkü Kıbrıs'ta bulunan Türklerimiz, Rumlarla birlikte Yunanistan'a katılmak istemiyorlardı. Bunun için orada bulunan Türklere baskı yapılmaktaydı. Yerlerinden edileceklerdı. Toprakları yani orada sahip oldukları tarlalarını elerinden alıyorlardı. Türkler oradaki tarlalarını ekip biçemiyorlardı. Yunan Rumları orada bulunan Türk kadınlarını rahatsız ediyor onların namusuna göz dikmişlerdi.


Işte O dönemin Başbakanı Bülent Ecevit 1974 yılında " Kıbrıs Barış Harekatı' nı " başlatmıştı. Bülent Ecevit o zaman şöyle bir konuşma yapmıştı.

"Biz aslında savaş için değil, barış için bunu yanlız Türklere değil, Rumlara da getirmek için adaya gidiyoruz." Demişti.

Ve artık savaş kaçınılmaz olmuştu. Çünkü Türkiye'ye bağlı bir denizin ortasındaki adayı Yunanistan alacaktı. Hiç bir ülkenin kabul etmeyeceği bir kararı tabi ki Türkiye'de kabul edemezdi. Ve böylece savaşa girdi. Verdiğimiz 1672 Şehitle artık Kıbrıs Türk Cumhûriyeti ilan edilmişti. Ve ilk Cumhurbaşkanları da Rauf Denktaş olmuştu. Evet, Mustafa Akıncı,
"Önce bir tarihini oku, sonra ne geçitlerden geçtiğinizi görün.Bu günlere kolay gelinmediğini siz de göreceksiniz." Tabi ki bunun adı savaştır. Fakat Barış için yapılan savaşlardır. Insanların yaşadığı toprakları üzerinde özgürce yaşayabileceği savaşlardır bunlar. Kim savaşın çıkmasını ister? Kim insanların ölümünden yana olabilir? Savaş; Bir milleti hep geri götürür. Insanı hayata soğutur. Çünkü savaşın hep soğuk ve acı yönü vardır. Allah hiç kimseyi vatanından, yurdundan etmesin.


Şimdi Başlatılan "Barış Pınarı Harekatı" umarım fazla insanların ölümüyle sonuçlanmaz.Tabi ki hiç bir zaman savaşlar, şiddet ve silahların konuştuğu yerde çare olmaz ve değildir. Bunun için vatanımızın kıymetini bilelim. Yüzyıllardır batının gözü hep Türkiye topraklarından olmuştur. Coğrafi konum olarak hep batının gıpta ile baktığı bir ülkedir Türkiye. Bu nedenle artık Türkiye düşmanlığına son verip kendi yurdunuzda yaşamak varken başka topraklarda sığıntı gibi yaşamaktan vaz geçin.