İslam Ekonomisinin Temeli

Dinler tevhid emrini insanlara verirken, aynı zamanda dünya hayatı ile ilgili de emirler verir. İlk düzeltmek istediği dünyevi mesele ise ekonomidir. Ekonomik faaliyetlerin en temel amacı ise insanın temel ihtiyaçlarını acze düşmeden karşılamaktır. Bu durumun sağlanması ise insanın emeğinin karşılığını almasıdır. Kişinin emeğinin karşılığını alamadığı durumlarda ise sömürüldüğünü düşünerek, kendisini sömüren kişi ve gruplara karşı nefret hissetmeye başlar. Elinden geldiği kadar mücadele eder. Bu mücadele insanlık tarihi kadar eskidir.

Sömürü ile mücadele yapılırken, sömürülen kişiler sömüren kişiler ile aynı dili, aynı ırkı paylaşsa da aynı inançları paylaşmak istemez. Çünkü sömürenler, sömürülerini haklı çıkarmak için kendi inandığı değerlerin, ekonomik sistemdeki gelir dağılımını ortaya çıkaran ekonomik düzeni haklı çıkardığını kabul eder. Kısaca mevcut ekonomik düzenin değerlerine uyduğunu söylerler. Sömürülenlere bunu ispatlayacak, söylemler geliştirirler. Bu değerlerin ismi genel de din olur. Kendi dini inançlarının tam da bu ekonomik düzeni öngördüğünü söylerler. Sömürülenlerin ilk tepkileri, kendilerine vaaz edilen dinin, öyle olmadığını aslında yanlış uygulandığını söylemekten ibaret olur. Ama doğru din tanımlarını ispatlayacak kadar ve dinin asıllarını ortaya koyacak kadar bilgileri olmadığı için reddetmekten öteye gidemezler.

Bütün peygamberler tevhid mücadelesini yaparken ilk önce gelir dağılımında düşük gelir gruplarının taraftarlığını kazanırlar. Çünkü Allah’ın tevhid dini o toplumun ekonomik düzenin ezilenlerini korumak için emirler verir. İslam da infak edilmesinin emredilmesi, zekatın emredilmesi, faizin haram kılınması hep bu kapsamda gelmiş emirlerdir. Bu nedenle peygamber gelen toplumların önce fakir grupları, peygamberleri haklı görür. Mevcut düzenin hükümranlarının hışmına uğrarlar. Peygamberler de ilk mücadelelerini geldiği toplumun sömürenlerine karşı verir. Tevhid mücadelesi aynı zamanda sömürülere karşı verilen bir mücadeledir. Tevhid dini sömürünün her türlüsüne karşı gelmeyi de emreder.

Peki! İslam’ ın ekonomideki sömürüye karşı çözümleri nelerdir? Kominizde olduğu gibi faize karşı çıkar. Ama kapitalizmde olduğu gibi ticareti serbest bırakır. Komünizm ticareti yasaklarken, bütün devleti üretici bir şirket olarak görür, tüm toplumu da o devlet şirketinin ortakları ve çalışanları olarak kabul eder. Kapitalizm, devletin tek üretici olmasını, üretimi geriletecek bir uygulama olduğunu söyler. Nitekim komünist devletler her zaman kapitalizmi uygulayan devletlere göre daha az gelişmişlerdir. Bütün doğu bloku ülkelerin, batı bloku ülekerinden geri kalmış olması bir tesadüf olamaz. Gelir dağılımı kapitalist ülkelere göre komünist ülkelerde daha adil olmakla beraber toplum fakirdi. Çünkü herkesin ortak olduğu bir sistemde, herkes canla başla üretime katılmak istemiyorlardı, bu toplumun bir kısmı çalışmadan, harcamayı istiyordu. Bu nedenle üretim azdı, fakirdiler. Bölüşüyorlardı ama bölüşecek ekmek zor bulunuyordu. Kapitalistler daha gayri adil bölüşüyorlardı ama ortalama insan, komünistlerin ortalama insanından daha zengindi.

İslamın bu durumdaki sözü, devlet düzeyinde bir ortaklık yerine, şahısların ortaklığının teşvik edilmesidir. Devlet ortak girişimi yerine şahısların ortak girişimi öncelenmiştir. Komünist devlet şirketi değil, çok ortaklı girişimler diğer adı ile çok ortaklı şirketler. İslam ekonomisinin özü çok ortaklı girişimciliktir.

Kapitalist ülkelerde çok ortaklı girişimleri, özendirmek istiyor ama ortakları bir araya getirmek için faiz sistemini öngörüyor. İslam ise ortakları bir araya getirmek için kar paylaşımını öngörüyor. Faiz sisteminde, girişimin riskini parası olmayana veriliyor. Kar paylaşımında ise girişimin riski bütün taraflara veriliyor. Faiz sistemi tek taraflı bir risk paylaşımıdır. Kar dağıtımı şeklindeki ortaklık ise herkesin emeği veya parası kadar riski paylaşmasına dayalıdır.

Komünizmin yanlış olduğu ortaya çıktı, uygulamadan kalktı gibi… Ama faizli sistem olan kapitalizm hala uygulanmaya devam etmektedir. Bu sistemin en önemli rakibi ise islamdaki faizsiz ortaklık sistemidir.

Faizsiz ortaklık sistemi, kar payı dağıtan bankacılık mıdır? Müslümanların bu gün ki bulduğu çözüm, faizli sisteme alternatifi kar payı dağıtan bankalar. Ama onun ötesinde de ortaklık sistemi geliştirilmelidir.

Nasıl mı? Kurumsal ortaklık sistemi kurulmalıdır. Bir daha ki yazıya inşallah…