Evet, birçok kez gördük ki Dünya’da Müslümanların güçlü bir lobisine çok ihtiyaç vardır.

Evet, birçok kez gördük ki Dünya’da Müslümanların güçlü bir lobisine çok ihtiyaç vardır. Bu bağlamda yapılacak her çalışma ve faaliyete planlı ve programlı bir şekilde vakit kaybetmeden geçilmelidir. Tarihte Müslümanlara uygulanan soykırım ve zulümler saymakla bitmez. Özellikle günümüzde dahi pek çok ülke ve bölgede sistemli bir şekilde Müslümanlar zulüm ve soykırıma tabi tutulmaktadır. Ancak görüldüğü gibi Müslümanların maalesef güçlü bir lobisi yok. Bizler maalesef bu konuda bir hayli eksiğiz. Batı ise son derece sistemli bir şekilde olmamış olayları bile olmuş gibi göstererek bizlere uygulanan soykırımları görmezden gelip, bizleri her platformda suçlu gösterme gayreti içine girmişlerdir. Bunun en son örneğini de Almanya Parlamentosunun Türkiye aleyhine oylama yaptığı sözde Ermeni Soykırımı hadisesinde görmek mümkündür.

Müslümanlar geçmişten bu yana çok haksızlık gördü, çok zulüm gördü ve soykırıma tabi tutuldu. Ancak maalesef Batı bunu görmezden gelerek tam tersi bir psikolojik savaş vererek bunu tersine bir algı ile insanlara göstermeye çalıştı. Müslümanların güçlü bir lobisi olmadığı için bu konuda etkin bir hareket tarzı belirleyemedik maalesef. Bizlerin en büyük sıkıntısı dış ülkelerde kendimizi anlatmamız yönünde sıkıntıların bulunmasıdır. Saha da etkin olmadan masa başında kazanamazsınız. İşte bu doğrultuda) İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) bağlı İslam Konferansı Diyalog ve İşbirliği Gençlik Forumu (İKGF-Dİ), Alman Meclisi'nin Ermeni iddialarına ilişkin kararını kınayarak, hem Avrupa hem de İİT üyesi ülkelerdeki gençliğin tarihi gerçekleri doğru öğrenmesi için gerekli diplomatik girişimleri başlatacaklarını açıkladı. Bu son derece önemli ve güçlü bir adımdır. Bu bağlamda çalışmaların hız kesmeden artarak devam etmesi gayet önem teşkil etmektedir.

Ayrıca son Almanya olayından sonra önemli açıklamalar yapan İKGF-Dİ Başkanı Elşad İskenderov, kararın tarihi gerçekliklerden ve hukuki dayanaklardan yoksun olduğunu ve kararı kınadığı belirtti.

Karmaşık tarihi olaylara dayanan trajedinin, taraflardan sadece birini suçlayan siyasi bir malzeme haline getirilmesinin kabul edilemez olduğunu aktaran İskenderov, şöyle devam etti:

"Bu karar, özelde Almanya'da yaşayan milyonlarca Türk kökenli Alman vatandaşını, genelde ise Avrupa'da yaşayan Müslüman toplulukları mesnetsiz karalama kampanyalarının hedefi haline getirme riski doğurabilir.

Bu durum, önümüzdeki dönemde Avrupa'daki toplumlar ve kültürler arası ilişkileri olumsuz etkileyebilir. Ermenistan'ın 1992'de Azerbaycan'ın Hocalı kasabasında yaptığı soykırım ve 1915'te Ermeni çetelerinin Anadolu'da Müslüman Türk ve Kürtlere yönelik terörist faaliyetleri, Alman Parlamentosu tarafından hiçbir zaman kınanmadı ve görmezden gelindi. Uygulanan çifte standardın kanıtı olan bu oylamanın tarihi bir mevzuyla ilgi bir tartışmadan ziyade, Türkiye üzerinde politik baskı kurmayı hedefleyen siyasi bir karar olduğu aşikârdır.’’ diyerek önemli tespitler yaptı.

Evet, görüldüğü üzere artık Müslümanların bir an önce dünyada güçlü bir lobiye ve bu bağlamda adımların atılmasına çok ihtiyaç vardır. Umuyorum ki Sn. Elşad İskenderov’un bu güzel düşünce ve çalışması en iyi şekilde devam eder ve güçlü bir Müslüman lobisi sayesinde dış ülkelerdeki insanlara gerçekleri daha iyi anlatabiliriz.

İslam Dünyası’nın bugün içinde bulunduğu durum ortada… Arakan’da sırf Müslüman diye İnsanlar soykırıma ve zulme maruz kalıyor. Doğu Türkistan’da ise insanlar sırf Müslüman-Türk diye soykırım ve zulme maruz kalıyor, Filistin’de yine aynı olaylar, Somali’de aynı olaylar zulümler, Balkanlar’da Bosna zulmü ve soykırımı unutulamaz, keza Hocalı zulmü ve soykırımı da unutulamaz, Cezayir’de Fransa’nın uyguladığı zulüm unutulamaz, Libya’da İtalyanların yaptığı zulüm unutulamaz… Bunun gibi örnekleri çoğaltmak mümkündür lakin bu örnekleri dış ülkelerdeki insanlara kuvvetli bir Müslüman lobisi ile anlatmak çok önemlidir. Umarım ki İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) bağlı İslam Konferansı Diyalog ve İşbirliği Gençlik Forumu (İKGF-Dİ) saha da aktif çalışarak Müslümanlara uygulanan baskıları, zulümleri ve soykırımları gerektiği gibi anlatır ve dünyanın bu gerçekleri görmesine ve bilmesine vesile olur İnşAllah.

Ve son söz: ‘’ Gerçeklerin bir gün, ortaya çıkması gibi kötü bir huyu vardır’’