Hastaneler

Sağlık alanında ileriyiz. Artık sabahın köründe sıra almak için hastane kapılarında değiliz. Dağdan helikopterle hasta nakledebiliyoruz, herkes ilacını istediği eczaneden alıyor, sağlık turizmine açılacağız, yerli araç gereç ve ilaç sanayini destekleyeceğiz gibi açıklamalar güzel. Güzel de gerçek fiili durum ne? Epeydir kendi yakınlarımın da içinde olduğu hasta sahiplerini, onları tedavi etmek için uğraşan mesleğine kendini adamış ciddî hekimleri dinliyorum. Sayın Sağlık Bakanımız da diyor ki herkesi dinleyeceğiz, sorunları birlikte değerlendirip çözeceğiz.

Halkın sesini duyma ve dikkatle dinleme eğilimini açıkça ifade eden Sayın Bakanımı yürekten kutluyorum. Bu bağlamda kendisinden sorunları, dertleri irdeleyen araştırma sonuçlarımızı sunmak üzere randevumuzu istedik. Teşkilatına tümüyle hakim olup bizi davetini bekliyoruz. Ancak şu anda ekranlara da zaman zaman yansıyan rahatsızlıklar var. Bunları bir an önce genel hatlarıyla dile getirmemin doğru olacağını düşündüm.

En önemlisi üniversite hastanelerinin durumu: Vatandaş ciddî bir hastalığa yakalanınca buralara yönelmek istiyor. Çünkü hekimlerin hocaları orada, tıbbî hatalardan korunmak için onlara güveniyor. Günümüzde ciddî rahatsızlıkları için iyi hekim arayışında olmayan var mı? Ama gel gör ki alanında kendini kanıtlamış az da olsa bazı hekimlerin hocalığı orada ama hasta bakma işi özel muayene veya hastanede. Kimi hocalara üniversitede hocalık yaparken muayenehane açma veya özel hastanelerde hasta tedavi etme hakkı verilmiş önceden, sonra durdurulmuş bu iş. Yani ikilik var: Aynı klinikte biri cüzzî bir ücretle ki onun da çoğu kendine kalmıyor hasta bakarken, kimi fısıltı referanslarla hastasını yüksek ücretlerle dışarıda tedavi ediyor. Bir ameliyat için 40 bin lira ödedim diyen hastalar var. Özel hastaneye ödediği de ayrı. Adalet mi bu? Üniversite hastanelerinde cansiperane çalışarak günde 40-50 hastaya bakmak zorunda kalan hekimlere zulüm değil mi uygulanan ikilik? Bazıları da var ki önceden muayenehane açtığı halde üniversitesinin zaafa uğramaması için yetiştirdiği uzmanlarla koşuşturup bölümünü canlı tutuyor. Bilim insanı sorumluluğu bu, kutluyorum kendilerini.

5 bin yataklı şehir hastaneleri kuruyoruz, istihdamı için de hocaların buralara zaman ayırmasını istiyoruz ya hepsi panikte Sayın Bakanım. Ben kendi işime yetemiyorum ki orada nasıl faydalı olayım? Bu yeni ikilik yaratır. Hangi ileri ülkede 5 bin yataklı hastane var? Sağlık turizmi adına hazırlanmış bir proje ise o zaman dünyaya da açılarak ünlü hekimlerin istihdam edildiği yerler olmalı buralar. Bunu yapmak da büyük malî külfet! Büyük sorunlar çıkar, üniversitelerdeki görevlerimizi zaafa uğratırız, yazık olur diyorlar.

Şu anda özellikle büyük şehirlerdeki hastanelerimizde yatacak hastaya yer yok. Önce yoğun bakım sırası bekliyor hastalar. Oradan da yatak sırası bekliyor, özel hastanelere de vatandaş gidemiyor. Bu fiilî durum da bize dert yanan hocaları haklı gösteriyor. Yeni politikalar gerek!