Elveda Ya Şehr-i Ramazan

Birlik, beraberlik, bereket ve rahmet ayı olan Ramazan ayının sonuna geldik. Her güzel şey gibi Ramazan ayı da zamanın rüzgarına kapılıp geçti. Rabbim her daim bu güzel aydan en iyi şekilde istifade edenlerden eylesin bizi İnşAllah. Koca Yunusun bir beytinde: ‘’Bildik gelenler geçtiler, gördük konanlar göçtüler’’ dediği gibi her gelenin bir gidişi, her konanın bir göçüşü olduğu gibi, her başlangıcın da bir sonu vardır. Ramazan da diğer zamanlar gibi gelmeye-gitmeye, başlamaya-bitmeye mahkumdur. Önemli olan geldiği ve konduğunda yapılacaklardır. Gittikten ve göçtükten sonraki pişmanlıklar bir fayda vermeyecektir.

İnsanoğlu her daim dünya hayatı içinde sürekli bir koşturmacadadır. Bu koşturma esnasında ruhunu diriltecek, gönlünü ve maneviyatını dolduracak en güzel aylardan olan Ramazan ayından en iyi şekilde istifade etmeye çalışır. Kadir gecesi gibi bin aydan hayırlı olduğu bilinen mübarek bir geceyi Ramazan ayı içinde barındırır. Bu minvalde Ramazan ayı, biz müminler için her daim kurtuluş, arınma ve dünyalık koşturmacasından manevi alem için ruhu dinlendirme ayıdır.

Özellikle baktığımız zaman bu mübarek ay da dahi İslam aleminde kan ve gözyaşı akmaya devam etmektedir. Sahi böyle bir ayda bile birlik ve beraberlik içinde olmamamızın bedeli ağır değil mi? Evet, bu bedel gerçekten ama gerçekten çok ağır. İslam Ümmeti bu Ahir Zamanda bir çıkış bekliyor. İçinde bulunduğu durumdan bir uyanış bekliyor. Hele ki bu rahmet ayında sevginin bol bol kalplere ince ince nakşedilmesi gerekirken, nefret ve öfke kalpleri sarmış durumda! Hal böyle iken Müslümanlar üzerlerine atılmış bu ölü toprağından uyanmadıkça daha çok zulme uğrayacaklardır. Türkiye ise geçmişin sorumluluğu ve bilincinde bölgedeki derin köklerine elinden geldiği kadar yardım etmeye çalışıyor. Ağabeylik vazifesini Osmanlı Devlet’inden aldığından beri, bu vazifeyi yapmaya çalışıyor. Açıklanan Birleşmiş Milletler raporunda da en çok insani yardım yapan ülkeler sıralamasında Türkiye 2. Sırada yer almaktadır. İşte bu sorumluluk ve Tarih bilincinde biz her daim gerekeni yapmaya çalışıyoruz. Unutmamak gerekir ki; Türkiye insanlığın vicdan adasıdır. Türkiye, İslam’ın son kalesi, ümmetin yegane umududur…

Türkiye kardeşlerine, zalimlerin tüm engellemelerine rağmen her daim kucak açmaya ve yardım etmeye devam edecektir. Bu Türkiye’nin Türkiye olma bilincidir. Bu Tarihten gelen ağabeylik sorumluluğudur.

Umuyorum ki sadece Ramazan ayında İnsanların bu Ahir zamanda dirilişine değil, her ay da aynı maneviyat ve birlik duygusu ile İslam Ülkelerinin de dirilişini Rabbim nasip etsin İnşAllah…

Şimdi yapılacak şey; Ramazana elveda derken, onun bizden hoşnut gidip gitmediğini muhasebe yaparak, bizim bu ayın af nimetinden istifade edip etmediğimizi düşünmemiz; geride kalan son Ramazan günlerini en verimli şekilde değerlendirmemiz lazımdır. Tüm Ümmetin buna ihtiyacı vardır.

Rabbim bizleri daha güçlü ve bu bilinçte nice Ramazanlara ulaştırsın İnşAllah. Yüce Allah İslam Aleminin birliğini ve dirliğini yeniden nasip etsin İnşAllah. Bize ve dolayısı ile Türkiye’ye gelecek zamanlarda çok ama çok ihtiyaç vardır. Üstte de dediğim gibi; Türkiye İslam’ın son kalesidir. Bu Kale ne kadar güçlü olursa, Türk-İslam Alemi o kadar güçlü olur. Bir daha ki Ramazanlarda Rabbim bu güzel günleri bizlere nasip etsin İnşAllah…

Ve son söz: ‘’ Türkiye insanlığın vicdan adasıdır ’’