Şöyle düşünün; Türkiye’de yaşamıyorsunuz, ve de bu ülke hakkındaki algınız, düşünceleriniz, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ak Parti hükümetlerine karşı olan kesimden aldığınız bilgilerle oluşuyor…

Şöyle düşünün; Türkiye’de yaşamıyorsunuz, ve de bu ülke hakkındaki algınız, düşünceleriniz, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ak Parti hükümetlerine karşı olan kesimden aldığınız bilgilerle oluşuyor…

Size göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan koltuk peşinde koşan bir diktatör, AK Parti hükümetleri de, başkanlık sistemi söylemleriyle bu beklentiye hizmet ediyor!

Size göre; gazeteciler, öğretim üyeleri, işadamları hiçbir suç işlemedikleri halde keyfi olarak tutuklanıyor!

FETÖ’yü de, bir terör örgütü olarak değil, dünyanın dört bir yanında açtığı okullarla eğitime hizmet veren yapı olarak tanımlıyorsunuz!

Böyle bakıp, böyle gördüğünüz Türkiye’de, 15 Temmuz’da bir askeri darbe girişimi oluyor: Tarihinde ilk defa bu ülkenin Meclis’i bombalanıyor, Cumhurbaşkanı’nın kaldığı otele baskın düzenleniyor, genel kurmay başkanı ve kuvvet komutanları tutuklanıyor, darbeye karşı sokağa dökülen sivil halka ateş açılıyor ve 240 vatandaş hayatını kaybederken, binlerce kişi yaralanıyor, yine de önyargınız ağır basıyor ve acaba bu bir senaryo mu diye kendi kendinize soruyorsunuz!

Ancak sis bulutu dağılıyor, darbe girişiminin boyutu ve vahşeti gün yüzüne çıkınca, tüm önyargılarınıza rağmen darbe girişiminin ciddiyetini kavramaya başlıyorsunuz.

Hatta Türkiye’ye gelip de, başta Meclis olmak üzere darbecilerin bombalarla verdiği hasarı gözlerinizle görünce, yüzünüz kızarıyor, mahcup oluyor, darbeyi kınamakta geç kaldığınız için özür diliyorsunuz…

Bu durumu, Türkiye’ye yönelik algı operasyonları yürütenler nezdinde, bir nebze de olsa anlamak mümkün, ancak bu ülkede yaşayan ve darbe girişimine bizzat şahit olan biri iseniz ve hala darbe girişimini kurgulanmış bir oyun olarak düşünüyorsanız, size söylenecek tek bir laf bile kalmaz!!!...

Bunları neden mi yazıyorum? Anlatayım:

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Rusya'nın Sesi Radyosunun canlı yayın konuğu olmuş. Öyle laflar etmiş ki, okuyunca ben dahi inanamadım!

4 bakan ve çok sayıda milletvekilinin FETÖ’nün haberleşme programı Bylock’u kullandığını öne sürmekle kalmamış, yine atıp tutmuş.

Kılıçdaroğlu, “Türkiye'de darbe olmadı, başkanlık sistemine gidilsin diye bir kurgu yapıldı diye düşünenler var” demiş.

“Gerçekten bir kurgu mu yapıldı?" sorusuna ise, “…Bir askeri yetkilinin, MİT'e gidip, 'darbe olacağını bildirmesi' gibi gerçekler de su yüzüne çıktı. Önümüzdeki süreç içerisinde bu konu biraz daha netleşecektir. Kaygıları, kuşkuları haklı kılan bazı gelişmeler var ama bunları yüzde 100 doğrudur diye dillendirmeyi doğru bulmuyorum. Hükümetin haberinin olduğu kesin”" yanıtını vermiş!

Darbenin bir kurgu olduğuna yönelik kaygı ve kuşkuları haklı kılan bazı gelişmeler var, öyle mi?!

Sayın Kılıçdaroğlu, bunlar eğer yüzde 100 doğru değilse, yüzde kaç doğru? Yüzde 40 mı, 50 mi, 60 mı?! Bu nasıl bir siyaset adamlığı, bu nasıl bir liderliktir?!

Darbe gecesi İstanbul’a gelen, darbeyi yaşayan, gözleriyle gören, Ankara’ya döndüğünde Meclis’teki tahribatı inceleyen bir siyasi lider, nasıl böyle açıklamalar yapabilir?!

Bu nasıl bir muhalefet anlayışıdır?! Bu nasıl bir kin, bu nasıl bir nefret, bu nasıl bir gözü dönmüşlüktür ?!