#BabaBeniSanayiyeVer

Devletin ağırlığı vardır. Devlet büyüklerimiz bizim gibi düşünemez. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar değerlendirmeli, karar alırken fikri yoğun istişare süreçlerinden geçirmelidirler. Bugün yaşamakta olduğumuz birçok sıkıntı da istişaresizlikten kaynaklanmadır.

***

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin en büyük sorunlarının kaynağı ve kendi de büyük bir sorun olan eğitim üzerinde revizyon çalışması başlatıldı. Sayın cumhurbaşkanının da söylediği gibi eğitimde başarılı olunamadı. O kadar bilim adamı, profesör, öğretim görevlisi olan ülkemde gerekli istişareler özenle yapılmaz, eğitim devi Japonya ve diğer Asya ülkelerinin eğitim anlayışları, sistemleri incelenmez ise yarın doğacak sonuç aynı olmakla beraber kaybeden yine bir nesil olacaktır.

***

Gerek sosyal medya hesaplarımda gerekse köşe yazılarımda belirtmekten yorulduğum basit, etkili, dünyaca uygulanan, olumlu sonuç getireceğini düşündüğüm eğitim sistemine geçilmesi taraftarıyım. Pratiğe dayalı eğitim sistemi. Bu eğitim sistemi kalıcı olmakla beraber şimdikinin aksine bilinçli, vasıflı bir üniversite mezunu topluluğu oluşturcaktır. Belli başlı üniversitelerden de dahil olmak üzere ne okuduğunun bilincinde olmayan binlerce mezun mevcut. Ezbere dayalı sınav sisteminde, sınava kadar akılda tutulan bilgi sınavdan sonra kaybolmaktadır. Pratiğe dayalı sistemde ise kalıcılık esastır, mesleğe yöneliktir.

***

Üniversite öğrencilerinin yüzde kaçı istediği, hayalini kurduğu bölümde okuyor? Tahmin edeyim. Yüzde 1-2 ancadır. Öğrenciye lise bitene kadar “ne okumak istiyorsun?”, “ne olmak istiyorsun?” diye soran yok. Sınav belası yüzünden oluşan yeni nesil beyne puan beyni denir. Puan beyni arkeolog olmak isteyen öğrencinin okumasına müsaade etmiyor. “Sen çok yüksek puan aldın, ne işin var arkeolojide!” diyor. Ülkemizde de değer görmediği için kişi hayalindeki bölümü (layıkıyla yapabileceği bölümü) tercih etmemiş oluyor. Tersten düşünürsek fulle yakın almış mühendislik okumak isteyen sayısal öğrencisini yine bu puan beyni tıp okumaya zorluyor. Sonuç mu? Karnında gazlı bez unutulan hastalar, kanseri astım sanan doktorun hastanın ölümüne sebebiyet vermesi vb. garip tablolar. Eğitim sistemi puan beynini yok etmelidir. Branş seçimi puan sistemi olmaksızın öğrencinin meslek uzmanlarıyla istişareleri sonucu lise eğitiminin başında belli olmalıdır. Öğrenci, Lise 1’den itibaren istediği branşta ciddi staj mantığına geçirilmelidir.

***

Eğitim sisteminde yapacağımız revizyonlarda sınav ismi değiştirmek, sınavı 2’ye bölmek, 3’le çarpmak, karekökünü almak gibi yolların olumlu anlamda bir sonuca varacağını düşünmemekteyim. Şimdiye kadar aldığımız sonuçlarda bu yönde.

**

16 yıllık eğitimin sonucu koca bir cahillikse çocuklara sesleniyorum. Korkma, söyle. “BABA BENİ SANAYİYE VER!”