Akıllı, Disiplinli, Makul
Hedeflerimiz olmadan da yaşarız. Farkında olmadığımız hedeflere yönelmiş oluruz. Başkalarının bizim için planladığı veya bilinçaltımızın bir şekilde peşine düştüğü hedeflere…
Bazen hedeflerimiz olur, ama bizi çok zorlayacak şeyler değildir. Bilincindeyizdir hedeflerimizin ve hayatımızın içinde özel olarak ele almaya gerek olmadan onlara doğru ilerleriz, belki başarılı olur belki olmayız.
Ama hayatımızda önemi yüksek olan hedefler çoğunlukla odaklanma ister. Normal çabayla başarmamız zordur onları. Özel ilgi gerektirirler.
Üniversite konusunda iddialı olan bir öğrencinin çok iyi bir bölüm hedefi… İlk romanını yazacak bir yazar… Çok önemli bir buluş için çalışan bir bilim insanı… Ya da belki çok çeşitli engellere sahipken yine de okumayı öğrenmeye çalışan bir disleksi çocuk… Çoğaltılabilir örnekler.
Böyle bir hedefi elde etmek için akıllı, disiplinli, makul olmak gerekir.
Akıllı olmak kendini, hedefini, ortamını, yöntemleri vb iyi tanımak ve hedefe yönelik çabalarda bu bilgiler doğrultusunda akıllı kararlar almak demektir. Çabanız akıllı olmazsa, aslında sizin için çok yanlış bir hedef peşinde koşuyor olabilirsiniz mesela. Ya da size hiç uymayacak yöntemlerde diretirsiniz.
Disiplinli olmak, uzun süreli ve bir miktar eksilmesi ya da kısa bir süre aksaması bile hedefe varmayı riske sokacak bir çalışmayı özenle yürütebilmek demektir. Böyle esaslı hedefler, çalışmanız biraz azaldığında hedefi tamamen kaybedebildiğiniz türdendir. Çabadaki yüzde beşlik bir eksiklik, hedefinizin tamamen elden kaçması ya da kabul edilebilir bir seviyede gerçekleşmemesi anlamına gelebilir. Dolayısıyla çalışmada disiplini sağlamak ve sürekli korumak gerekir. Bu disiplinin çeşitli yöntemleri olabilir tabii. Disiplin bazen çok katı olarak iyidir ama bazen esnek olması daha sağlam olmasını sağlar.
Makul olmak ise, hedefin hayatınızdaki yerini iyi bilmek, maksadını aşan bir çabayla hayatınızın kalanını kendinize zehir etmemek ya da hedefin gerçekleşmemesi durumunda büyük sarsıntı geçirmemek için önemlidir. Çabanız makul olmazsa, hayatınızı esir alır. Hedefiniz hayatınızı yutar. Elde etseniz bile o kadar çok şeyden o kadar taviz vermişsinizdir ki, aslında hiç yola çıkmasanız daha iyi olurdu diye düşünürsünüz.
