24 Nisan «Soysuzluk Günü» olarak tescillenmelidir. Yok ABD’de soykırım denilecek miymiş, denilmeyecek miymiş..Bunlarla artık uğraşmayalım. Askerler bir askerî düsturu iyi bilir: “En iyi savunma taaruzdur” deriz biz.

24 Nisan «Soysuzluk Günü» olarak tescillenmelidir. Yok ABD'de soykırım denilecek miymiş, denilmeyecek miymiş..

Bunlarla artık uğraşmayalım. Askerler bir askerî düsturu iyi bilir: 'En iyi savunma taaruzdur' deriz biz.

Beş sene önceydi... Hollanda'da yaşayan Türk kardeşlerimizden bir mektup gelmişti... Bulundukları şehirde dikilen bir soysuzluk anıtından ve buna karşı yapacakları eylemden bahsediyordu...

Sözde Ermeni soykırımı adı altında 24 nisan 2014 tarihinde Almelo şehrinde Ermeni kilisesi bahçesinde bir anıt açılışı yapılmıştı.

Bu anıt ya da heykel vesilesi ile her sene orada yaşayan Ermeni çocukları, Türklere karşı öfke ve kinle doldurulacak, bu yalan tarih söylemi masum çocukların körpe zihinlerine 12'lik bir çivi gibi çakılacaktı...

Ermeni bunu her fırsatta yaptı... Dünya genelinde bu rezil propaganda öylesine yürütüldü ki, gün geldi içimizdeki dejenere mahlûkat da, Ermeni teşviki ile «soykırım» zorakî yalanını seslendirir oldular...

Bütün bunların sebebi devlet olarak sürekli pasif savunma yapmamızdı.. Ermeniler tarihî belgeleri konuşturmaya bile yanaşmadığı, söylediklerinin yalan olduğunu bildikleri halde biz pasif savunma yapıyorduk...

Oysa yukarıda da söylediğim gibi en iyi savunma taaruzdur.. Dünya durdukça da bu kaide yerinden oynamayacaktır. Zaten dünyanın en sağlam doktrinleri de askerî değil midir?

Böyledir çünkü bir devletin, bir ülkenin en köklü müesseseleri ülemanın kalemi ve askerin kılıcı ile ortaya çıkarılmıştır.

O halde yapılacak iş, bu 24 Nisanların mahiyetini önce millî planda sonra evrensel çapta yalan Ermeni soykırım gününden gerçeği çok daha fazla yansıtan Ermenilerin Türkleri soykırıma uğratma gününe yàni 24 Nisan «Soysuzluk Günü»ne çevirelim.

Bundan böyle bu yalan günü, doğruların hayata yansıtılma eylemlerine şahidlik etsin. 24 Nisan'larda sürekli savunma yapmak yerine, Ermeni mezalimini anlatalım.

Ruslarla birlik olup Osmanlı'yı arkadan vuran, içteki Ermeni hainlerinin asker ve köylülerimize yaptıklarını, o dehşetengiz işkence ve katliamları en ince detaylarına kadar anlatalım...

Hatta bununla yetinmeyip Avrupa'da yapıldığı gibi 'bundan böyle 24 Nisan için Ermenilerin Türkiye'ye ihanet günüdır demeyenler ceza alacaklardır' kanunlarını çıkaralım…

Bakın o zaman çok geçmeden nasıl da işler tersine dönecek...

Yeter artık şu soysuzların soykırım lakırdıları... Hiç mi izzet-i nefsinize dokunmuyor bu iğrenç yalanlar?

Tırışkadan işleri bırakın da millî menfaatlerimiz üzerine yoğunlaşın. Azeri kardeşlerimize 'iki devlet tek millet' diyerek sempatik gülücükler göndermek kolay da Hocalı Katliamını anmak zor mu geliyor…

Malûm, Hocalı Katliamı, Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan'a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde öldürülmesi olayıdır.

Bu vahşeti de her 26 Şubat'ta hain Ermeninin gözüne gözüne sokalım. Bastıran kazanır. En iyi savunma taarruzdur. İster isen sulh-u salah, hazır ol cenge...

Türkiye üçbuçuk soysuzun ardında zağarlık edemez. Ermenistan icadı PKK terör örgütü ile elli (50) yıla yakın süredir uğraşıyorsak saydığımız türden ciddî işler yapılmadığı içindir..