Katma Değer Vergisi (KDV), birçok ülkenin ekonomik sistemlerinin temel taşlarından biridir. Ancak, KDV'yi kişiselleştirmek, farklı gelir gruplarına ve ihtiyaçlara göre vergi oranlarını ayarlamak anlamına gelir. Dünya genelinde bazı ülkeler, bu yaklaşımı benimseyerek KDV sistemini daha adil ve halkın ihtiyaçlarına uygun bir şekilde uyarlamıştır. Özellikle Japonya, Kanada ve Brezilya gibi ülkeler, KDV'yi kişiselleştiren örnekler sunmaktadır.

Katma Değer Vergisi (KDV), birçok ülkenin ekonomik sistemlerinin temel taşlarından biridir. Ancak, KDV'yi kişiselleştirmek, farklı gelir gruplarına ve ihtiyaçlara göre vergi oranlarını ayarlamak anlamına gelir. Dünya genelinde bazı ülkeler, bu yaklaşımı benimseyerek KDV sistemini daha adil ve halkın ihtiyaçlarına uygun bir şekilde uyarlamıştır. Özellikle Japonya, Kanada ve Brezilya gibi ülkeler, KDV'yi kişiselleştiren örnekler sunmaktadır.

Japonya: Japonya, tıbbi tedaviye yönelik ürün ve hizmetler için düşük gelir grubunu KDV'den muaf tutan bir yasaya sahiptir. Ancak, bu muafiyet yabancılar ve yüksek gelir grupları için geçerli değildir. Bu, tıbbi hizmetlere erişimi artırırken, aynı zamanda yüksek gelirli bireylerin de adil bir şekilde vergilendirilmesini sağlar.

Kanada: Kanada, düşük gelir grubundaki kişiler için alışveriş sepetinde daha çok yer alan gıda ve ilaç gibi ürünlerde KDV muafiyeti uygular. Ancak, bu muafiyetin uygulanması, kişinin gelir durumu, medeni durumu ve aile bireylerinin sayısına göre değişir. Bu, temel tüketim ürünlerine erişimi artırırken, vergi yükünü düşük gelirli ailelere hafifletir.

Brezilya: Brezilya, düşük gelir grubundaki kişilere tam veya kısmi KDV iadesi sağlar. Gelir düzeyi arttıkça bu iade miktarı azalır. Bu, düşük gelirli bireylerin KDV ödemelerini geri alarak mali açıdan rahatlamalarını sağlar.

Ancak, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için bu kişiselleştirme yöntemlerini uygulamak daha karmaşık hale gelir. Özellikle kayıt dışılığın yüksek olduğu bölgelerde, bu tür bir sistemin uygulanması daha büyük bir zorluk teşkil eder.

Türkiye'de, Brezilya'da uygulanan bir yöntem benzeri daha önce uygulanmış olsa da 2007 yılında sonlandırılmıştır. Bu, Türkiye'nin KDV sistemini yeniden değerlendirmesi ve geliştirmesi gerektiğini göstermektedir.

Sonuç ve Öneri:

Az kazananın çok kazanandan oransal olarak daha fazla vergi ödediği bir sistem vergi adaletinin ortadan kalkmasına neden oluyor. KDV'nin kişiselleştirilmesi mevcut dinamikler ve altyapı bakımından uygulanamaz görünüyor. Ancak verginin şeffaf toplanması, harcanırken hesap verilebilir olması, sonrasında ise hem mükelleflerin hem de vergiyi harcayanların üzerindeki denetim artarsa, kayıt dışılıkla birlikte KDV'nin daha adil hale gelmesi mümkün olacaktır. Türkiye, KDV sistemi üzerindeki reformlarını sürdürerek, daha adil bir vergi sistemi oluşturabilir.