Yazı ve sosyal medya paylaşımlarımda imani hususlara sık sık yer vermekteyim; çünkü, bir kişinin imanı benim için çok çok önemli olduğu gibi imansızlık içerisinde olması da çok çok üzücüdür!

Yazı ve sosyal medya paylaşımlarımda imani hususlara sık sık yer vermekteyim; çünkü, bir kişinin imanı benim için çok çok önemli olduğu gibi imansızlık içerisinde olması da çok çok üzücüdür!

Nasıl üzülmeyeyim; bir kişi için Allah(cc) korusun imansız olarak ölmesi ebedi cehennem demektir.

Bu sebeple bir Müslüman olarak Müslümanlığımın gereği dilimizin döndüğü ve içinde bulunduğumuz bilgi seviyesince ikazlarda bulunuyorum.

Bu her Müslümanın zorunlu vazifesidir.

Çünkü, 'Emri bil maruf nehyi anil münker' Allah(cc)'ın emri olup İslam alimlerinin açıklamalarına göre Müslümanlar üzerine farziyeti kesindir.

Yüce Rabb'imiz 'İçinizden insanları hayra çağıracak, iyiliği emredecek, kötülükten alıkoyacak bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.(Ali İmran/104) buyurmaktadır.

Gerek yazı gerek sosyal medya gerekse birebir imana zarar verici söz ve davranış içinde olanlara yapmış olduğum ikazlarda 'iman ölçer bir aletin mi var…' gibi tepkilerle karşılaşıyorum.

Elbette ki, iman ölçer bir alete sahip olmadığım gibi insanların imanını ölçme gibi bir durumum da yok.

Kimin imanlı olup olmadığını kimin münafık olduğunu Allah(cc) bilir. Yani, iman ölçer bir aletim yok!

Ancak, iman ölçer bir alet olmamakla birlikte imanın bir ölçüsü olduğuna da yok diyemeyiz. Yani, imanın bir ölçüsü var.

Bir kişi bu ölçülere göre kendini değerlendirip imanının durumunu öğrenebilir.

Biz ölçüyü verelim, ölçmek isteyen kendisi ölçsün ve kararını versin.

Birinci ölçüsü; zerre kadar şüphe duymadan Allah(cc)'tan başka ilah olmadığına Hz. Muhammet(sav)'in Allah(cc)'ın kulu ve elçisi olduğuna inanmaktır.

Şüphesiz dedim; çünkü, iman zerre şüphe götürmediği gibi gelgitlere de müsaade etmez.

Üzülerek ifade etmeliyim ki, azımsanmayacak oranda gelgitler yaşandığına şahit olmaktayız.

Gelgitlerin en önemli göstergesi de dinin sorgulanmasıdır. Her önüne gelen Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şerifleri sorgulamaktadır.

Eğer, çok sorgulama içerisindeyseniz imani yönden sonunuzun hiçte iyi olmadığını düşünüyorum. Nitekim Efendimiz(sav);

"Herhangi bir konuyu size emredip yasaklamadığım sürece, siz de beni kendi halime bırakınız. Sizden önceki ümmetleri çok sual sormaları ve peygamberlerine karşı münakaşaya dalmaları helak etti. Size herhangi bir şeyi yasakladığım zaman ondan kesinlikle sakınınız, bir şeyi emrettiğimde de onu, gücünüz yettiği ölçüde yerine getiriniz." (Buharî, İ'tisam 2; Müslim, Hac 412, Fezail 130-131) Buyurmaktadır.

Birilerinin sürekli gündemde tuttuğu 'sorgulayan gençler yetiştirmeliyiz' söylemleri aldatmaca ve tuzaktan başka bir şey değildir.

İkinci ölçü; Allah(cc) ve Resulü(sav) ne emrediyorsa eksiksiz tamamına inanmaktır.

Eğer, şunlar tamam amma bunlar kafama yatmıyor, gibi söz ve davranış içerisindeyseniz biliniz ki, imanınız ölçüye uymuyor demektir.

Önemli ölçülerden biri de Allah(cc)'ı ve Peygamber Efendimiz(sav)'i her şeyden çok fazla sevmektir.

Efendimiz(sav); "Nefsim (kudret) elinde bulunan (Allah)'a andolsun ki, biriniz, ben kendisine babasından ve çocuğundan daha sevimli oluncaya kadar (kemaliyle) iman etmiş olamaz." buyurmaktadır.

Ölçülerden biri de güzel ahlaklı olmaktır.

Efendimiz(sav); "Müminlerin iman yönünden en kamil olanı, ahlak itibarıyla en güzel olanıdır." buyurmaktadır.

Bir diğer ölçü hatta en önemli ölçülerin başında gelenlerden biri de sahil amel etmektir.

Hadi ölçelim kendimizi!

Başta namaz olmak üzere diğer tüm ibadetlerimizi ne ölçüde yerine getiriyoruz.

İbadet etmek, sohbetlere katılmak için cami ve ilim meclislerine ne ölçüde iştirak ediyoruz?

Ölçü çokta şunu da söyleyeyim:

Allah(cc) ve Resulü(sav)'nün sevdiğini en kalbi duygularla sevecek sevmediğini de sevmeyeceğiz.

Elbette ki, kul olarak bir takım eksik ve noksanlıklarımız olacak, hiç kimse günahtan beri değil; ancak, imani hususlarda çok hassas olmak zorundayız.

Her şeyin bir çaresi var, imansızlığın kurtuluşu ve çaresi yok!

Peygamber Efendimiz(sav); "Kalbinde buğday, arpa ve zerre ölçüsü iman olduğu halde Allah'tan başka ilah yoktur. Muhammed O'nun elçisidir diyen kimse cehennemden çıkar." (Buharî, 'Îman', 33; Tirmizî, 'Cehennem', 9; İbn Mace, 'Zühd', 37) Buyurmaktadır.

İlle de İMAN ille de İMAN!

Biz imanımızı korumanın gayreti içinde olalım; affı, mağfireti geniş Rabb'imiz günahlarımızı affeder!