İşte Binali Yıldırım'ın konuşmasından satır başları:

Girdiğimiz her seçimden AK Parti olarak yüzümüzün akıyla çıktık. Seçimlerin ertesi günü yine insanımıza koşup hizmet üretmeye devam ettik. Ömrübillah bir araya gelemez denilen çevreler, bir araya geldiler, beraber çalıştılar. Hepsini en acı şekilde tecrübe ettik. Ama milletimiz için yeri geldi duymadık, geri geldi görmedik, yeri geldi sustuk. Ama hep mücadele ettik. Olanda bir hikmet var dedik.

BU ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN MÜSEBBİBİ CHP'DİR

Bazı çevreler bunu suistimal etmeye kalkmadı mı; elbette kalktılar. Yumuşak başlılığımız anlayamadılar, bizi uysal koyun zannetiler. Siyaset mühendisliği yapmaya çalıştılar, 100 yıl sonra bile hukuk ve siyaset çerçevesinde utançla anılacak 367'yi çıkardılar. Bu anayasa değişikliğinin müsebbibi CHP. 2007'ye gidelim. Meclis'in en büyük partisine cumhurbaşkanı seçtirmeyen, hukuk ikdas eden ana muhalefet partisi bu işin başlangıcına sebep olmuştur.

ALLAH CHP'Yİ ISLAH ETSİN

Cumhurbaşkanı seçtirmemek için vesayet odaklarının sözcülüğünü yapan ana muhalefet partisi bugün bütün marjinal odaklarla aynı fotoğrafı veriyor. PKK hayır, FETÖ hayır dediği için biz bu değişikliğe evet diyoruz dedik. Biz cevabı muhataplarından beklerken cevap CHP'den geldi. CHP zaten onların kayığına binmiş vaziyette, Allah CHP'yi ıslah etsin. Siz FETÖ ile PKK ile bölücü örgütlerle iş tutarak milletin gönlüne giremezsiniz.

İÇİMİZ RAHAT, DAHA NE YAPACAKTIK!

Meclis çatısı altında, milletimizin hiç de arzu etmediği olaylar da yaşandı. Söylenmemesi gerek sözler söylendi. Muhalefet sözlü, fiziksel, psikolojik şiddetin her türünü kullanmaktan çekinmedi. İçimiz, vicdanımız rahat. AK Parti kapalı kapılar ardında gizli gündem kurgulayan parti değil. Milletinin emrinde yol haritası çizen partinin adı. Meclis'te grubu bulunan bütün parti başkanlarına çağrı yaptık. Gelin bir araya gelelim dedik. Ana muhalefet partisi genel başkanı, siz cumhurbaşkanlığı sistemine karşısınız, o zaman ne yapmamız lazım, buyrun siz teklifinizi getirin, biz de teklifimizi getirelim, Meclis'ten ittifakla geçirelim. Milletin kararı başımız, gözümüz üstüne. Daha ne yapacaktık? Ama tıs yok. Millete gitmeye korkuyorlar. Milletin kararı en doğru karardır.

BAHÇELİ VE MHP'YE TEŞEKKÜR

Aynı çağrıyı MHP'ye de yaptım. Sayın Bahçeli, ben parlamenter sistemin güçlenmesinden yanayım, ancak 2007'de ortaya çıkan durum ve referandum sonrası Cumhurbaşkanının millet tarafından seçilmesi ile mevcut durum sürdürlebilmesi mümkün değil, Anayasa'nın mevcut durumla düzenlenmesi şarttır. Mevcut durumu Anayasa ile uyumlu hale getirmek için Cumhurbaşkanlığı sistemine varız dedi. Bu uzlaşma metnidir. Sayın Bahçeli ve MHP'deki bütün vekillere teşekkür ediyorum, çünkü önce ülkem ve milletim anlayışı ile hareket ettiler. Her zaman milliyetçi hareket, ülkücü kardeşlerimiz parti hesaplarını bir kenara bırakmıştır. MHP'nin geçmişte yaşanan krizlerde ülkenin geleceği bekası için bir duruş gösterdiği hepimizin hafızalarındadır.

BU GENEL BİR SEÇİM DEĞİLDİR

Ortada bir sandık var. Siyasi rekabet havası da aldı başını gidiyor. Bu havaya kapılıp kimse şunu unutmasın: Bu referandum Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini öngören, yargı ile milletvekilleri ile hususları öngören anayasa değişikliği oylamasıdır. Bu bir genel seçim değildir. Sadece AK Parti ve MHP seçmeni değil, diğer partilerin seçmenlerinden de Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren, daha hızlı, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmayı sağlayacak sisteme oy verecek. Görülecek ki, yapılan değişiklik milletimin lehinedir. Referanduma partiler cephesinden bakmak yanlış olur. AK Parti burada taşın altına koydu ve artık söz milletindir, karar milletindir dedi. Biz üstünlerin anayasasını korumak için değil, milletin anayasasını oluşturmak için referanduma gidiyoruz.

CHP'YE BURADAN EKMEK DE ÇIKMAZ PATATES DE ÇIKMAZ

Bizim değişiklik teklifimizde bağımsız olan yargı ayrıca tarafsız olsun. Bundan niye rahatsız oluyorsunuz. Yargının tarafsız olması CHP'yi niye rahatsız ediyor. İki meşru güç Cumhurbaşkanı ve Meclis tarafından seçilen üyelerce sağlanacak. Milletin iradesinin yansıdğı iki erk yargı mensuplarını seçiyor. Bir kısmını Meclis bir kısmını Cumhurbaşkanı seçiyor. Cumhurbaşkanı'nı, Meclis'i kim seçiyor? Millet. Milletin seçtiğini beğenmeyeceksin, vesayet odaklarının seçimine evet diyeceksin. Eski alışkanlıklarının ortadan kalkmasına razı olmuyorlar. İster razı olun, ister olmayın, millet ne derse o olacak. CHP'ye buradan ekmek de çıkmaz, patates de çıkmaz.

EY CHP'LİLER ARANIZDA GENÇLERE DE YER AÇIN

Meclis basit konuma düşecekmiş. Yahu bunu dinleyenler söylediklerinin önünü arkasını hiç mi düşünmüyor? Kanun koyma, kaldırma yetkisi meclisteyken nasıl etkisizleşir? Aksine yeni değişiklikle birlikte Meclis yürütme karşısında daha güçlü hale gelecek. 18-25 yaş arasındaki gençlerim temsil hakkı mı olurmuş? 9 milyon insandan bahsediyoruz. CHP'ye göre bunlar daha seçilme ehliyetine sahip değil! Yahu gençlere de aranızda yer açın. Gençler Türkiye'nin geleceği. Onun için yer açın. 18 yaş oy verirken gel oy ver, hadi milletvekili olacağım dediği zaman, yooo sen daha küçüksün diyeceksin. CHP meydanlarda gençlere ne diyecek?14-15 yaşında şehit düşmüş ecdadımızın kanıyla bu topraklar sulanmıştır. Ecdadın evlatları 18 yaşındaki torunları elbette ki bu ülkenin kaderinde söz sahibi olmalıdır.

MİLLETİN GÜVENOYUNDAN BÜYÜĞÜ MÜ VAR

Bu anayasa değişikliğiyle Türkiye'de artık milletin tam anlamıyla iktidarı gerçekleşmiş olacak. Millet hükümetini ardık sandıkta belirleyecek. Millet vekilleri seçiyor ondan sonra bir türlü hükümet kurulamıyor. Aynı gün iki sandık gelecek. Birinde Cumhurbaşkanını birinde Meclis'i seçeceğiz. Aylarca efendim güvenoyu aldı almadı, hükümet kuruldu kurulmadı diye bir şey yok. Seçilen Cumhurbaşkanı kabinesini oluşturacak 'vira bismillah' deyip işlere başlayacak.Vatandaşın verdiği güvenoyundan daha büyük güvenoyu var mı? En büyük güveni vatandaş seçerek veriyor. Vekillerin güvenoyuna artık ihtiyaç kalmıyor.

DİKTATÖRLÜK MASALI

Bundan sonra hiçbir siyaset mühendisliği projesi milli irade üzerine sökmez. Gündemi değiştirmek için yapmadıkları hokkabazlık yok. Neymiş, insanların yaşam tarzına, tercihine müdahale edilecekmiş. Şöyle bir geçmişe bakın, maziye bir bakalım. 27 Mayıs 1960'da geldiler, öğrenciler kıyma makinalarına atıldı dediler. Darbeyi yaptılar. Bir Başbakan iki Bakan'ı darağacına yolladılar. Mekânları cennet olsun.12 Eylül'de bir oradan bir buradan diye gençleri astılar. Tanklarla yalnızca sokaklardan değil bir milletin istikbalinin üzerinden geçtiler. Bugün kişisel tercihler, yaşam tarzı edebiyatı yapanlar üniversite önlerinde kurdukları ikna odalarında genç kızlarımızın yaşam hakkına tecavüz ettiler. İnanç özgürlüğüne darbe vurdular. Bu bilindik çevrelerin dillerinden düşürmedikleri sözüm ona diktatörlük masalı var. Ne anlatıyorlar millete, bu anayasa değişikliği kabul edilirse ülke tek adam sistemine geçecekmiş!

ÜSTÜNA BASA BASA SÖYLEDİ: FESİH YETKİSİ KİMSEDE YOK

Malum çevrelerin tedirgin oldukları tek adam değil. Böyle bir rahatsızlık varsa işe tek parti döneminden başlamak ve onun hesabını görmek gerekiyor. Tek adam masalını topluma satmaya çalışanlar şunu iyi bilmelidir ki, bu anayasanın güçlendirdiği şey tek millet, tek bayrak, tek devlet ve tek vatandır. Cumhurbaşkanı meclisi tek başına feshedecekmiş. Etrafa yumruk sallamaktan kendilerini kürsüye bağlamaktan değişikliği okuyacak vakit bulamadılar demek ki. Hiç kimsenin fesih yetkisi yok. Seçime götürür. Seçime götürürse Cumhurbaşkanı kendisi de gider. Meclisin veya Cumhurbaşkanının seçim kararı alması demek ikisinin birden seçime gitmesi demektir. Bu uzlaşmayı sağlamak için geldi. Diyelim ki Cumhurbaşkanı ile Meclis'te bir uzlaşmasızlık oldu. Oturup anlaşacaklar, krizi çözecekler. Anlaşamazlarsa ikisi de zarar görecek.

BU REFERANDUMU ÖLÜM KALIM GÖSTERENLERE KANMAYIN!

Bu referandumu akıl dışı, ölüm kalım meselesi olarak gösterenler var. Bunlara aziz milletim kulak asmasın. Attığı her adımda yanına milletini almış bir siyasi partinin üyesi ve genel başkanı olarak söylüyorum; bu referandumu bulunduğu çizginin dışına çıkarıp toplumu germeye çalışanlara asla fırsat vermedik.

LA HAVLE...

AK Parti grubundan yükselen "Yolların kralı Binali Yıldırım" tezahüratı üzerine Yıldırım "La havle... Ya ben size kaç sefer söyledim yolların kralı olmaz kuralı olur." karşılığını verdi.