Doğa yürüyüşü sırasında yılanı görüp kayda alan Keleş, yılanı Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar ekiplerine gösterdi. Yapılan incelemede yılanın türü saptandı. Uzmanlar yılanın gözlemlenmesini umut verici ve türün nüfusunda artış yaşandığının kanıtı olarak değerlendirdi.

KAFKAS BURUNLU ENGEREK YILANI

TÜRKİYE KAYDI: VAR

Vipera transcaucasiana (Kafkas Burunlu Engereği, Kafkas Boynuzlu Engereği) olarak bilinen bu tür "Viperidae" (Engerekgiller) familyasına dahil "ZEHİRLİ" türlerden biridir. Bu tür Vipera ammodytes transcaucasiana, Coluber ammodytes, Vipera ammodytes, Vipera (Rhinaspis) transcaucasiana sinonim tanımlarıyla da karşımıza çıkar.

Bu tür ülkemizde çoğunlukta Trakya, Marmara bölgelerimiz olmak üzere Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu bölgelerimizde bulduğu uygun biyotoplarda yayılış göstermektedir. Vipera transcaucasiana’nın vücut boyu ortalama 55-90 cm aralığında olup çok daha fazla büyümez. Göz bebekleri eliptik (dikey) olan bu türün vücudunu kaplayan pullar bariz şekilde karinalı (çıkıntılı) yapıdadır. Eliptik göz bebekleri yüksek ışıkta iyice incelerek dikey ince çizgi halini alır. Gözün iris tabakası altın/bakır renk tonlarındadır. Karakteristik olarak başın ön ucunda, burun ucu noktasında üzeri 3 sıra (nadiren 2-4 de olabilir) teşkil eder şekilde, 9-17 arası pulla kaplı boynuza benzer, yukarı doğru kalkık, etli bir yapı bulunur. Bundan dolayı “Boynuzlu/Burunlu” namıyla tanınmaktadır.

Supraocular (göz üzeri) plaklar büyük olup gözün arka hizasına kadar uzanmaktadır.(Bazı bireylerde gözün arkasına geçebilir.). Başın üstü hafif karinalı küçük pullarla kaplı olup, baş üstünde plak olarak sadece supraocular (göz üstü) plaklar bulunur. Supralabial (üst dudak/çene/yanak) plaklar ile göz arasında 2 sıra pul bulunmaktadır. Sublabial (üst dudak/çene/yanak) plakları 9-10 adet olup, 4 ve 5. Sıradakiler bariz şekilde en büyük plaklardır. Dorsal (sırt) pullar sırt ortasında 21 sıra teşkil eder. Türün ventral (karın kısmı) plak sayısı 148-160 arası adettir. Subcaudal (kuyruk altı) plakları çift sıralı 32-40 adet olup, anal plak tek plak şeklindedir. Başın zemin rengi gri tonlarda olup Vipera ammodytes türünde bulunan koyu renkli düzensiz lekeler bulunmaz, yani baş üstü lekesizdir. Türün boyun bölgesinde genellikle ters “V” şeklinde koyu tonlarda karşılıklı iki bant bulunur. Fakat bu desen hafif silik şekilde kendisini belli eder. Sırt zemin rengi gri/kahverengi tonlarında olup, zemin rengi üzerinde dar ve enine sıra oluşturur şekilde bantlar/lekeler şeklindedir bulunur. Ventrali (karın kısmı) sarımsı beyaz tonlarda olup, siyah nokta/lekeler taşır. Karın altı görüntüsü desenli mermer görüntüsündedir. Kuyruk ucu karakteristik olarak yeşilimsi sarı renk tonlarındadır. Türün juvenil (yavru) bireyleri de desen olarak erginlere benzemekte olup desen taşırlar. Tür üst çenenin en önünde hareketli (ağız kapalıyken üst damağa doğru geriye katlanır) zehir dişlerine sahip olup(üst çenenin en önünde bir çift), zehir dişleri gerisinde maksil kemiği üzerinde daha küçük tutucu diş sırası devam eder.

Bu tür ilk olarak Boulenger tarafından Vipera ammodytes transcaucasiana alt türü olarak tanımlanmış olsa da, son zamanların yapılan genetik çalışmaları sonucunda “Vipera transcaucasiana” adıyla ayrı bir tür olarak kayıt altına alınmıştır. Ülkemizde genel olarak Marmara’ya kadar Kuzey Anadolu’da yayılmış olan bu türe Gürcistan’da da rastlanmakta olup, ülkemizde Sivas, Konya ve Ankrada’dan da kaydı bulunmaktadır. Eski literatüre göre İran, Ermenistan ve Azerbaycan’da da yayılış gösterdiği bilgileri geçse de, bu bilgi net olmayıp doğrulama gerektirmektedir.

Koruma statüsü “Neredeyse tehdit altında”, popülasyonu azalmakta olan ve korunması gereken türlerimizdendir. Bu tür her ne kadar sakin mizaçlı, yavaş hareket eden bir tür olsa da son derece dikkatli yaklaşılması gereken türlerdendir.

Bu tür habitat olarak genellikle vadi yamaçları, kayalık/taşlık alanlar, makilikler vb. mahallerde kısa bitkili alanlar gibi biyotopları tercih eder. Serin, yüksek rakımlı bölgelerde gündüz, sıcak bölgelerde ise geceleri aktif olarak avlanmayı tercih ederler. Özellikle ay ışığının bol olduğu gecelerde çokça gezerler. Beslenme alışkanlığının genelde avlayabildiği küçük memeli türleri, küçük kemirgenler, kuşlar, küçük yılanlar, kertenkele türleri (özellikle genç Agamid bireyleri) gibi canlılar üzerinde yoğunlaştığı bilinmektedir. Avının geçtiği yolları özellikle dili yardımıyla koku moleküllerini ayırt ederek takip eder ve avını olduğu yerde tespit edip ısırarak zehirler. Avının ölmesini bekleyip, daha sonra avını bir bütün olarak yutar. (Enerjisi düşükse avını izlemek yerine, kokusunu aldığı avının geçiş yolu üzerinde kendisini kamufle edecek şekilde yatıp bekleyerek avının kendisine gelmesini, yol üzerinde önünden geçmesini bekler. Avı uygun pozisyonda olduğu anda avını çok hızlı şekilde ısırarak zehirler ve ölmesini bekleyip, avının kokusunu takip ederek avını düştüğü yerde bulur ve bir bütün olarak yutar.). Tür ovovivipar (canlı doğuran) tür olup, türün dişileri tek seferde 2-15 yavru dünyaya getirebilmekle birlikte, genelleme olarak çoğunlukla dişiler 6-7 yavru doğurmaktadırlar. Ovovivipar: Yumurtaları vücut içerisinde gelişen hayvanlar olup, yumurtalar dişinin oviduct veya uterusuna yerleşir. Embriyo gelişimini burada tamamlar ve gelişim tamamlandıktan sonra yumurta burada açılır ve yavru annenin karın boşluğuna düşüp sonrasında da annenin vücudunu terk eder. Embriyo gelişimi boyunca yumurta içindeki besinden faydalanarak gelişimini sürdürür. ( Bazı sürüngenler ve balıklar)). Türün aktivasyon dönemi Mart ayından itibaren Ekim ayına kadarki dönemdir. Bu tür ortalama 2000 metre rakıma kadar görülebilmektedir. Bu türün zehrinin muhtemel olarak Miyotoksin, Antikoagülan, Nefrotoksin, Kardiyotoksin, Nekrotoksin içermediği ve Presinaptik Nörotoksin içerdiği, muhtemel olarak Prokoagülan ve hemorajik etken maddeler içerdiği bilinmektedir. Bu türün taşıdığı zehrin içeriği net olarak bilinmese de, zehrinin içeriğinde presinaptik nörotoksin, prokoagülan ve hemorajik etken maddeler içerdiğini göz önüne alırsak; zehrinin genel etkisi sinir sistemine etki ederek sinir sistemi yoluyla kaslar üzerinden felçlere neden olup, hemorajik etken maddelerle de iç kanama meydana getirerek, prokoagülan içerikle vücuttaki kanı pıhtılaştırarak hayati tehlike ve ölüm sonucu ortaya koyabilmektedir yorumunu yapabiliriz. Uluslararası Klinik Toksinoloji kaynakları da bu türün zehri ile ilgili “Tehlikelilik Düzeyi” ne karşılık olarak “Ağır zehirlenme, muhtemelen potansiyel olarak öldürücü“ tanımını yapmaktadırlar.

Bu tür gözden uzak ve gizli yaşamayı tercih eden bir tür olduğundan karşılaşılması çok zor türlerden birisidir. İnsandan uzak durmayı tercih eden, gözden uzak yaşayan türlerden birisi olmasının yanında, insanla karşılaşması anında sıkıştırılmadığı sürece derhal insandan uzaklaşmayı tercih eden bir türdür. Kendisini tehdit altında hissetmediği sürece kesinlikle saldırmayan ve yavaş hareket eden bir türdür. Üstüne gidilmediği, sıkıştırılmadığı ve uzaklaşabilmesi için gerekli açıklık bırakıldığı sürece insandan uzaklaşmayı tercih edecektir. Fakat köşeye sıkıştırılır ve uzaklaşması için yeterli alan bırakılmazsa yüksek sesli tıslamalarla birlikte, hızlı ısırma saldırısı gösterileri ile karşısındakine gözdağı vermeye çalışabilir. Daha da ısrarla üzerine gidilirse ve kendisini ciddi tehlike altında hissederse, kendisini tek savunma silahı olan zehir bezlerine bağlı dişleri ile ısıracaktır. Zehri bilim dünyası tarafından insan hayatı için risk oluşturabilecek düzeyde etkili olarak kabul edilip, dikkat edilmesi gereken yılan türlerinden birisi olarak literatüre alınmıştır. İnsanların bu türe karşı “ZEHİRLİ” olmalarının yanında, zehrinin insan hayatını riske sokabileceği için dikkat etmeleri gerekmektedir.