Kuzey Irak Yönetimi (IKBY), terör örgütü DAEŞ saldırılarından sonra kontrolü altındaki toprakları 30 bin kilometrekare daha genişletti.

NÜFUS SAYIMI VE REFERANDUM ÇAĞRISI
Mesut Barzani ve Celal Talabani'nin talebi üzerine 2006'da Kürdistan bölgesinin haritasını hazırlayan coğrafyacı Prof. Dr. Halil İsmail, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Kürdistan bölgesinin yüzölçümü 78 bin kilometrekaredir. Bu toprakların 71 bin kilometrekaresi ele geçirildi. Geriye sadece DAEŞ ve Irak hükümetinin elindeki 7 bin kilometrekare kaldı” dedi.

DAEŞ saldırılarından sonra 30 bin kilometrekarenin Kürdistan bölgesi topraklarına dahil edildiğini anlatan İsmail, "DAEŞ ve merkezi hükümetin elindeki yerler de alınırsa Kürdistan bölgesinin haritası tamamlanmış olacak. Kürt bölgesinin coğrafyasıyla ilgili tartışmalar var. Fakat tarihi ve coğrafi verilere dayanarak bölgenin yüzölçümünün 78 bin kilometrekareden oluştuğunu söyleyebiliriz. Irak anayasasına göre sorunlu bölgeler olarak ifade edilen bu yerler, DAEŞ, Kürdistan ve merkezi hükümetin kontrolünde. Yönetim, buraları idaresi dışındaki Kürdistani bölgeler olarak tanımlıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Erbil, Süleymaniye ve Duhok’un Kürdistan bölgesinin yarısını oluşturduğunu belirten İsmail, şöyle konuştu:

“Kerkük, Selahaddin ve Musul'daki Kürdistani bölgeler merkezi hükümetin kontrolündeydi. DAEŞ saldırılarından önce Kürdistan coğrafyasının yüzde 52'si Peşmergenin, yüzde 48'i ise Irak ordusunun denetimindeydi. Bu süreçten sonra Peşmerge çok ilerledi. Sorunlu bölgeler olarak tabir edilen yerlerin çoğunu kontrolü altına aldı ve sadece yüzde 9'luk bir bölüm kaldı."

Halihazırda Musul civarı, Şengal'in güneyi, Kerkük'ün güneyinde bulunan Havice'nin DAEŞ'in elinde olduğunu söyleyen İsmail, "DAEŞ'in ortaya çıkmasıyla Kürdistan bölgesi, Saddam Hüseyin dönemine göre çok daha geniş alana sahip oldu" diye konuştu.

Diyala'ya bağlı Bedre, Cesan, Mendeli ve Sadiye bölgelerinin ise merkezi hükümetin kontrolünde olduğu bilgisini paylaşan İsmail, tartışmalı bölgelerin geleceğinin belirlenmesi için bu yerlerde önce nüfus sayımı, ardından referendum yapılması gerektiğini, Kürtlerin Irak anayasasının 140. maddesine hala bağlı olduğunu dile getirdi.