Gelecekten Günümüze Bakış

Büyük İslam alimi ve mütefekkiri İmam-ı Gazali’ye ait olduğu bilinen bir sözde; “bana nerede durduğunu söyle, sana ne gördüğünü söyleyeyim. Ne gördüğünü söyle, sana nerede durduğunu söyleyeyim” ifadesi yer alır. Bulunduğumuz yerden her şeyi görmeye imkan olmayabilir. Görmeyi arzu ettiğimizi temaşa edebilmek ve anlamak için durduğumuz yeri iyi konumlandırmak, görebilecek yerde durmak gerekiyor.

Geleceğe yönelik planlarımızı oluştururken, genellikle bugünden geleceğe doğru bakar ve atacağımız adımları belirlemeye çalışırız. Zaten en bilinen ve uygulanan planlama yöntemi de budur. Ancak, bugünden geleceğe doğru yapılan planlamalarda bazı önemli verileri kaçırmış ve bir takım hususları tam olarak öngörememiş olabiliriz. Bunun da gayet doğal olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü planlamalar, yapılan öngörü ve varsayımların üzerine bina edilmektedir. Bu yüzden güçlü bir yol haritası belirlemek için planlamayı bugünden geleceğe değil de, gelecekten bugüne bakarak yapmak, belki bize çok daha iyi bir perspektif sağlayabilir. Aynı eğer şimdi geçmişe gidebilseydik, şu anda geçmişi planlamak gibi… Çünkü geçmişten bu güne kadar olan bütün gelişmeleri yaşadık, biliyoruz. Dolayısıyla geçmiş için şu anda en mükemmel planı yapabiliriz…

Hayatınızın herhangi bir döneminde; “geleceğe gitmenin bir imkanını bulsak ve sonra da bugüne gelip ne yapacağımıza karar versek” diye bir düşünce, aklınızdan geçmiş olabilir. Gelecekte nasıl gelişmeler olacağını, hangi mesleklerin ve trendlerin öne çıkacağını, hangi fırsatların oluşacağını, nelerin değer kazanacağını veya kaybedeceğini; diğer bir deyişle bütün gerçekleşmeleri görmek belki de güzel olurdu. Aynı satrançta, rakibin muhtemel her hamlesini, hatta oyunun sonuna kadar bütün ihtimalleri isabetli şekilde hesaplayabilen ve ona göre hamlelerini yapabilen bir süper bilgisayar gibi…

Sonrasında ise hedeflerimizi bu bilgiler çerçevesinde belirler, hangi alanlara yatırım yapacağımıza karar verir, kendimizi ne yönde geliştireceğimizi tespit ederdik. En mükemmel yol haritasını oluşturarak zaten bildiğimiz geleceğe doğru güvenle yol alır ve başarıdan başarıya koşabilirdik. Lakin bugün için zamanda yolculuk henüz mümkün olmadığından böyle bir şeyi fiziki olarak gerçekleştirmek de imkan dahilinde değil...

Bununla birlikte zihnimizin ve düşünce gücümüzün, bizim koyduğumuzdan başka sınırı yoktur. Bu sebeple zamanda yolculuğu, zihinsel olarak kolaylıkla gerçekleştirmek de mümkündür. Mevcut durumu, bugün içinde bulunduğumuz ortamı, gelecekle ilgili gelişmeleri ve trendleri, muhtemel fırsat ve tehditleri çok iyi analiz ettikten sonra bu bilgilerle zihnen geleceğe gidebiliriz. Böyle bir yöntemin değişik bakış açıları geliştirmeye ne denli yardımcı olacağını keşfetmek iyi bir deneyim olabilir. Gelecekte bir müddet kalmak, gelişmeleri, rakiplerimizdeki ilerlemeleri, o zamandaki mevcut durumu ve ortam şartlarını duyusal keskinlikle süzmek, hissetmek ve keşfetmek iyi bir stratejist için imkan dahilinde olabilir.

Bu şekilde gelecekten bugüne bakarak planlamaları yapmak; atılacak adımları, ara ve nihai hedefleri çok daha güçlü bir şekilde belirlemek mümkün olabilir. Gelecekteki siz, bulunduğunuz yere nasıl ulaşılabileceğini, bugünkü size kolaylıkla söyleyebilir. Aynı zamanda, amaç ve hedefler ile bunlara ulaştıracak stratejileri geliştirirken, bahse konu iki yöntemi birlikte de kullanabiliriz. Aynı geçmişe bakar gibi gelecekten bugüne nazar ederek, bugün ve bundan sonra neyi nasıl yapacağımızı gösterecek yol haritamızı belirleyebilir, devamında yine zihinsel olarak bugünden geleceğe doğru giderek bunun sağlamasını yapabiliriz. Bu şekilde çok daha iyi bir plana ulaşabilir, hata payı minimize edilmiş güçlü yol haritaları belirleyebiliriz. Fütürist (gelecekçi) yaklaşımın öncülerinden Glen Hiemstra’nın da dediği gibi “eğer dikkatli dinlerseniz, geleceğin size ne söylediğini öğrenebilirsiniz…”