Selçuklu Sultanı Mahmûd ‟un 525/1131 yılında ölmesi üzerine çıkan taht kavgalarına Abbasî halifesi Müsterşid de Sultan Sencer lehine müdahil olunca Selçuklu Sultanı Mesud b. Muhammed b. Melikşâh ve İmamüddin Zengî birlikte hareket ederek Bağdat’ı muhasara ettiler.

Selçuklu Sultanı Mahmûd ‟un 525/1131 yılında ölmesi üzerine çıkan taht kavgalarına Abbasî halifesi Müsterşid de Sultan Sencer lehine müdahil olunca Selçuklu Sultanı Mesud b. Muhammed b. Melikşah ve İmamüddin Zengî birlikte hareket ederek Bağdat'ı muhasara ettiler. Bunun üzerine halife, Karaca Saki'den yardım istedi. Bu çağrı üzerine harekete geçen Karaca Saki, 526/1132 tarihinde İmamüddin Zengî ‟yi hezimete uğrattı. Askerlerinden birçoğu öldürülmüş, İmamüddin Zengî de yaralı bir şekilde zar zor Tikrît'e surlarının dibine vardı. Yaralı ve bitkin bir halde bulunan İmamüddin Zengî, Necmeddîn Eyüp'e sığındı. Necmeddîn Eyyûb ve Şîrkûh karşı taraftan(Abbasîler) olmaları hasebiyle onu hemen orada öldürmeleri gerekirdi. Ancak bu asil aile, düşmanları bile olsa kendilerine sığındıkları takdirde kendilerine dokunulmayacaklarını herkese göstermiş oldular. Onu bir iple kaleye çekerek yaralarını tedavi ettiler. Necmeddîn Eyyûb, onu 15 gün orada tedavi ettikten sonra korumalar nezaretinde memleketine gönderdi. Savaştan arta kalan inek sürüsü ve mal varlığına hiç dokunmadan ardından gönderdi. İmamüddin Zengî, bunları görünce çok etkilendi. Onların bu mertliğine hayran kaldı. Tabi bu ileri de etkisi fazlasıyla his edilecek bir dostluğa zemin hazırladı. Nitekim kısa zamanda Eyyûbî ailesi, Selahaddin-i Eyyûbî 'nin doğduğu yıl (532/1138) Tikrît'e Musul'a hareket ederek Zengilerin himayesine girdiler.

KUDÜS FATİHİ'NİN DOĞUŞU

Asıl adı, Ebü‟l-Muzaffer el-Melikü‟n-Nasır Salahuddîn Yûsuf b. Necmuddîn Eyyûb b. ġadî‟ olan Selahaddîn-i Eyyûbî, h.532 m.1138 yılında Tikrît'te doğmuştur. Selahaddîn-i Eyyûbî‟nin doğumu da yaşamı gibi zor ve sancılı bir gecede olmuştur. Bu gecenin Eyyûbî ailesi adına ne kadar çetin ve zor olduğunu anlamak için kısaca olayı hatırlatmakta yarar vardır. Kaynaklarda anlatıldığına göre; babası Necmeddîn Eyyûb, Selçuklular 'ın Bağdat valisi olan Bihrûz el-Hadım tarafından kardeşi şîrkûh'la birlikte Tikrit valisi olarak atanmıştı. Necmeddîn, cömert, adil, sakin, halk tarafından sevilen bir kişiydi. Kardeşi şîrkûh ise sert mizaçlı yaptığı işlerin pek sonunu düşünmeyen bir kişiliğe sahipti. şîrkûh bir gün kaleyi dolaştığı sırada, Bihrûz'un komutanlarından biri kale de yaşayan bir kadına saldırır ve kadın imdat diye etraftakilerden yardım ister. O sırada oradan geçmekte olan şîrkûh, kadına yardım etmek için o tarafa doğru gider. Haddi zatında sert mizaçlı olan şîrkûh, olayın ırza yönelik bir eylem olduğu hakikatine vakıf olunca, gözü tam kararır, kılıcını çekip adamın kafasını hemen orada uçuruverir. Diğer bir rivayete göre ise o komutanı kaleden aşağı attığı nakledilir. Bihrûz olayı haber alınca, daha önce düşmanları olan İmamüddin Zengî'yi kaleye alarak ona yardımcı oldukları ve sonradan da onu salıverdikleri için onları azarlamıştı. Bihrûz bu olaydan sonra, aileye mektup yazarak bir an önce iktası olan Tikrît'ten ayrılmalarını istedi Onlar da bir gece ansızın ailenin tüm fertlerini alıp kaderi belli olmayan bir sefere koyulurlar. Bu seferi ilginç kılan Şey ise Selahaddîn-i Eyyûbî‟nin tam bu gecede doğmuş olmasıdır. İbn Halikan, Vefayatu‟l-aʻyan adlı kitabında Selahaddîn-i Eyyûbî‟nin doğumunu şöyle rivayet etmektedir: Selahaddîn-i Eyyûbî‟nin babası onun doğumuna ilk başlarda sevinmemişti. Çocuğun böyle bir gece de doğmasını uğursuzluğa yormuştu. Bu yüzden çocuğa isim bile vermek istememişti. Hatta bir ara çocuğun fazla ağladığını görünce onu ölüme bile terk etmeye yeltenmişti. O sırada etbaından biri; Efendim! Çocuğun doğmasına pek hoşlanmadığınızı görüyorum. Hiçbir şeyden haberi olmayan bu masum bebeğin ne günahı var! Allah‟ın kaderinde var olan şey muhakkak gerçekleşir. Nereden biliyorsun? Belki de dünyanın her tarafına namı yayılan bir kral olur. O senin böyle bir sıkıntıda olduğunu bilseydi, hiç ağlar mıydı? Diye Necmeddîn Eyyûb‟u sakinleştirmeye çalışır. Bu konuşmalar Necmeddîn Eyyub'un gönlünde çok etkili olur ve Necmeddîn Eyyûb, bu konuşmalardan sonra sakinleşir.