ADI değildi bu sadece, sıfatıydı. Göklere sevdalı bir gönlü vardı. Kavi idi. Sarsılmaz bir imanın bağrı yanık bir temsilcisiydi. Dik duruşu ilk bakışta göze çarpardı.

ADI değildi bu sadece, sıfatıydı.

Göklere sevdalı bir gönlü vardı.

Kavi idi.

Sarsılmaz bir imanın bağrı yanık bir temsilcisiydi.

Dik duruşu ilk bakışta göze çarpardı.

Heybetliydi.

Çünkü vakurdu.

Vakar, insanın, insanlık haysiyetini giyinmesi demekti.

Metin oluşu, sarsıntılara aldırmayışı, doğru bildiği yolda azimle yürümesi bundandı.

Adı değildi sadece erdem, sıfatıydı.

HAYRETİ kesiksizdi.

Hayranlığı bitimsiz…

Evreni bu şekilde temaşa ederdi.

Rikkatli kalbinden reşha reşha dizeler başka gönüllere dökülürdü.

'Sebep ey' dediği vakit bir ihtizaz hissedilirdi.

Gönül depremlerinin sesi duyulurdu.

Öteleri değil, ötelerin ötesini gözlerdi.

Adı değildi sadece erdem, sıfatıydı.

ERDEM bilgi demekti biraz da…

Malumat ile sınırlı olmayan, kesin kanıta dayanan, yani ilahî vahye istinat eden bilgi…

Kainat kitabı ile birlikte okunduğunda hakikatin künhüne doğru yolculuğa çıkaran bilgi…

Yaprağın düşüşüne hüzünlenen, rüzgarın sesine aşina, serçenin sekişinden hislenen bir kalbin duyguyla yoğrulması neticesinde sağlam cümleler üreten bilgi…

Adı değildi sadece erdem, sıfatıydı.

ERDEM, ahlakın hem lazımı hem övdüğüdür.

Doğruluğun istikameti.

Yardımseverliğin membaı.

Yiğitliğin burcu.

Bilgeliğin zirvesiydi.

Her şeyi bir ölçüyle, kaderle yaratan Rabbimizin bu prensibine uyandı.

Hesap edendi.

İnceden inceye…

Bu sebeple düşüncede, fikirde, sözde, eylemde ölçülülük esastı.

İtidal en hassas terazi…

Yani adalet erdemin temel ilkesiydi.

İyi yürekli olmayı buna katık etmeden, tevazu hırkasını giymeden yine de ulaşılamazdı bu mertebeye.

Adı değildi sadece erdem, sıfatıydı.

YOZLAŞMAYA karşı duruştur erdem.

Kıyamdır.

Ne kıymak ne de kıyılmaktır.

Zalim olmaya fren, mazlum olmaya sigorta…

Marufa uygun iş ve eylem üretmektir.

Adı değildi sadece erdem, sıfatıydı.

KEMAL yolculuğuydu bu…

Olgunluk yolunda çile çekmek, gayret etmek, sebat ile sonuca ulaşmaktı.

Zeka ile hayra, iyiye giden pratik yolları bulup açmak ve yine aynı zamanda akıl ile doğruya ulaşmaktı.

Kemal ile cemal bulup hikmete ermekti.

Neye ve nereye koşacağını bilmek ve nereden kaçacağını çok önceden kestirerek gereğini yapmaktı.

Erdem, haz peşinde heder olmak değil, hakkın peşinde koşmaktı tüm zorluklara rağmen.

Ve…

Elbette kendine arif olmaktı.

Kusurunu bilmekti.

Bunu başaranların ancak ihsan üzere yaşayabileceklerinin bilincine ermekti.

Erdem, tek kanatlı olmamak gerektiğinin şuuruna ulaşmak hayatın öte yakasını hesaba katarak yaşamaktı.

Yerin derinliklerinden daha fazla derinliklere talip olmak, göğün enginliklerinden daha çok en olmayı arzu etmekti.

Evet, adı Erdem idi.

Ama sadece adı değildi bu, sıfatıydı.