Ehl-i Sünnetten olmayanlar okumasınlar, okurlarsa, muhatap
kendileri olmadığı için yersiz ve aşırı tepki göstermesinler, bilgi
edinsinler.
Hiçbir Ehl-i Sünnet aliminin, fakihinin, ziyalısının, herhangi bir
mensubunun kendi re’yiyle, kendi hevası ile, kendi kafasından din
hakkında konuşmaya, ahkam kesmeye hakkı yoktur.
Ehl-i Sünnetin muteber, güvenilir, temel akaid, fıkıh, ahlak
kitaplarında ne yazıyorsa esas olan onlardır.
Ehl-i Sünnet camiası içinde usule, temellere, esasa ait ihtilaf
yoktur. İhtilaf=çeşitlilik teferruatta=ayrıntılardadır, bu da geniş
bir rahmet ve zenginliktir.
Ehl- Sünnetin zaruriyat-ı diniye olarak gördüğü ve kabul ettiği
değerleri ve hükümleri inkar edenler dinden çıkar.
Ehl-i Sünnette din ve dünya, dünyevî ve ruhanî ayırımı yoktur.
Ehl-i Sünnet İslamlığında cihad fi sebilllah vardır.
Ehl-i Sünnet camiası içinde muttefakun aleyh konu ve hükümlere
itiraz edilemez ve bunlara aykırı görüş serd edilemez.
Teferruata ait muhtelefün fih konularda da tartışma yapılamaz,
herkes kendi mezhebine göre amel eder. Hanefîlerde kan abdesti
bozar, Şâfiîlerde bozmaz.
Cahillerin din, iman, Kur’an, fıkıh konusunda tartışmaları
yasaktır.
Müteşabihat, Allahı noksan sıfatlardan tenzih ederek aynen kabul
edilir, tartışılmaz.
Alet ilimlerini ve ‘âli ilimleri okuyup icazet almamış olan,
müfessirlik şartlarına sahip bulunmayan kimseler tefsir kitabı,
Kur’an tercümesi ve meali yazamaz. Böyle işlere cür’et ve cesaret
ederlerse İslam devleti ve İmam-ı Kebir onlara mani olur.
Halk imanını, dinini, fıkhını doğrudan doğruya Kur’andan öğrenecek
ilme sahip olmadığı için; içindeki bilgi ve hükümler Kur’andan ve
Sünnetten çıkartılmış olan ilmihal, ahlak, nasihat, irşad
kitaplarından öğrenir.
Cahillerin, sapıkların, münafıkların, kötü niyetlilerin,
reformcuların, İslamı tağyir ve tahrif etmek isteyenlerin Kur’anı
alet ve istismar etmelerine izin verilmemelidir.
Usûl-i fıkıh kuralı: Mukallid Müslüman nass ile fukaha sözü
arasında bir uyumsuzluk görürlerse hangisine tâbi olurlar? Cevap:
Fukahaya tabi olurlar.
Niçin? Çünkü cahil mukallidin uyumsuzluk gibi gördüğü şey onun
bilgisizliğinden kaynaklanmaktadır. Nasih mensuh olabilir, tahsis
olabilir…
Men fessere’l-Kur’ane bi re’yihi fekad kefer=Kur’anı kendi re’yiyle
yorumlayan küfre düşe(bili)r buyrulmuştur.
Ehl-i Sünnet ötekiler gibi herhangi bir mezhep, fırka, hizip değil;
İslamın doğru yorumudur.
Mezhepsizlik dinsizliğe köprüdür.
Fıkıh mezheplerinin kolaylıklarını cem’ etmek dini oyuncak
etmektir.
Bid’at mezheplerinin doğruları vardır ama onlar Ehl-i Sünnete
aykırı bütün hüküm ve yorumlarda, bir tekr istisna olmamak şartıyla
hata etmişler, doğru yoldan ayrılmışlardır.
Şeriata ve dinin zahirine aykırı olmamak şartıyla tasavvuf ve
tarikat haktır.
Kurtulmak için ille de tarikat şart değildir. Doğru ilmihaldeki ve
doğru ahlak kitabındaki bilgilere inanan ve bunları hayata geçiren
Müslüman kurtulur.
Ehl-i Sünnet mezhebi Sevad-ı Âzamdır…. Ana caddedir…
Şaki tabiatlılara ilim öğretmek dine ihanet ve hıyanet
etmektir.
Din, iman, Kur’an hizmetleri para kazanmaya, zengin olmaya alet
edilemez.
Ehl-i Sünnet ulema ve fukahası İslam medreselerinde yetişir.
Tabakat-i fukahanın en alt derecesi olan müftülük icazetine sahip
olmayanlar fetva veremez.
Bu devirde, mutlak müctehid derecesinde fakih yoktur, bu yüzden
ictihad kapısı kapalı olmamakla birlikte ictihad yapılamaz.
Farz-ı muhal, ictihad derecesine yükselmiş bir zat mevcut olsa, o
zat yeni bir mezhep tesis etmez, dört mezhepten birine tabi olur.
Nitekim, İmamı Gazalî’nin hocası İmamü’l-Haremeyn el-Cüveynî
hazretleri müctehid derecesine yükselmiş, lakin mezhep kurmamış,
İmamı Şâfiî hazretlerini taklid etmiştir.
İlim tahsil etmemiş cahil bir Müslümanın önüne bütün tefsirleri ve
hadis külliyatlarını koyun, feraiz ilmini tahsil edip icazet
almamış olduğu için basit bir miras taksimini yapamaz.
Abdest almak, namaz kılmak Kur’an tefsirlerinden öğrenilmez,
ilmihal ve fıkıh kitaplarından öğrenilir.
Herkes İslamı bizzat kendisi doğrudan doğruya Kur’andan öğrensin
sözü hayata uygulanamaz.
İslam Protestanlığı karmaşası Ehl-i Sünnetin zıddıdır.
İslam tarihinin aykırı, şazz şahsiyetleri din önderi olamaz;
onların, Cumhur- Ulemaya ters düşen aşırı görüş ve kanaatleri kabul
edilmez.
1400 yıldan beri Ramazanlarda Gece Namazı=Teravih kılınmaktadır.
İslamda teravih yoktur diyenlere kulak verilmez, onlar ciddiye
alınmaz. Çünkü bu konuda icma vardır, manevî tevatür vardır.
(İkinci yazı)
Uyurgezerler
SELANİK Dönmeleri Müslüman kılığına girdiler, aramıza sızdılar.
Kürt Yahudileri Müslüman postuna büründüler ve içimize
girdiler.
Kırımçaklar… Karaylar… Tat Yahudileri… Türkiyeye göç etmiş Meşhed
Yahudileri… Kafkasya Yahudileri… Bunlar asıl kimliklerini
gizlediler, Müslüman göründüler.
Ya Pakraduniler?.. Asıl kimlikleri Yahudilik, onun üzerinde
Ermenilik postu, en üstlerinde de iğreti Müslümanlık …
Siz onun asıl isminin Artin Agopyan olduğunu biliyor musunuz? O
nasıl bir Kürt liderdir ki, Kürtçe bilmez?
Soru:
Yahu nereden çıkardın bunları sen, aklın mı karıştı yoksa?..
Cevap: İnterneti açsana, yukarıda saydığım kelimelerle bilgi ve
belge arasana, aydınlansana, ayakta uyumasana…
Komplo teorisi üretmiyorum, Filan veya Falan Kripto Yahudi, Kripto
Ermeni demiyorum. Anonim yazıyorum.
Yirminci asrın ilk yarısında doğu Akdeniz bölgesinde iki Yahudi
devletini herhalde Türkler, Kürtler, Çerkezler, Arnavutlar, diğer
Müslümanlar kurmadılar.
En büyük tehlike nedir biliyor musun? Bu Kriptolar islamî hareketin
içine sızar ve kendi işlerine hesaplarına gelecek şekilde dinde
reform, dinde yenilik, dinde değişim yaparlar ve laik light ılımlı
bir İslam türetirlerse bitiktir işimiz.
Bana “Su-i zan etme, hüsn-i zan et be adam!” diyenler yatakta mı
uyuyor, ayakta mı?
Elbette özel hayatta su-i zan ve tecessüs edilmez ama siyasette,
istihbaratta, kriminolojide bütün zanların ve ihtimallerin üzerinde
durulur, araştırılır.
1400 yıllık İslam tarihinde görülmemiş bir bid’at… Hadîsleri AB
norm ve standartlarına göre ayıklama işi… Nereden çıktı bu? Sakın
altından Çapanoğlu çıkmasın?
Türkiyede Ehl-i Sünneti silip yerine ABD’nin, AB’nin, İsrailin,
Siyonizmin, Haçlıların istediği sulandırılmış, Şeriatsız, fıkıhsız,
cihadsız bir İslam türetmek isteyenlerin arkasında gizli güçler var
mı yok mu?
Bendenizin yatakta uyurken bazen uykum kaçıyor, ayağa kalkıp
bunları düşünüyorum. Bazı uyurgezerler ise uyanıkken bile bu
ihtimalleri düşünmüyor, iddia edilirse kabul etmiyor.
Bir gün uyanacaklar ama çok geç kalmış olacaklar, iş işten geçmiş
olacak.