KAPIYI çaldı. Açan olmadı. Bir daha, bir daha çaldı. Bir süre bekledi yine devam etti çalmaya. Yorulunca kapı önüne çöktü, bekledi. Uyuyakaldı. Ne kadar zaman geçti anlayamamıştı ama uyandığında tekrar kapıyı çalmayı sürdürdü.

KAPIYI çaldı.

Açan olmadı.

Bir daha, bir daha çaldı.

Bir süre bekledi yine devam etti çalmaya.

Yorulunca kapı önüne çöktü, bekledi.

Uyuyakaldı.

Ne kadar zaman geçti anlayamamıştı ama uyandığında tekrar kapıyı çalmayı sürdürdü.

Yine açan olmadı.

Huzursuzlandı.

Huysuzlandı.

Kaldığı yerden devam etti eylemine.

Sonuç değişmedi.

En sonunda mahmur gözlerle komşu kendi kapısını araladı ve belli belirsiz bir şekilde 'Leyla buradan taşındı' dedi.

LEYLA buradan taşındı.

Bu ne demekti şimdi?

Ve bu nasıl olabilirdi?

Kabullenmedi.

Kabullenemedi.

İnanmak istemediğinden mütemadiyen kapıyı çalmayı sürdürdü.

Ancak bu kapı ona bir daha aralanmadı, açılmadı.

Leyla gerçekten taşınmıştı demek ki.

KENDİ evine dönemedi.

Hanesinin kapısını açamadı.

O kapı açılmadığı için bu kapının açılmasını gerekli görmedi.

Derbeder oldu.

O sokak senin, bu sokak benim dolaştı durdu.

Leyla'dan bir iz, bir ses, bir gölge aradı.

Bulamadı.

Nefessiz kaldı.

Ciğerlerini ferahlatamadı.

ÜSKÜDAR'IN tenha bir parkında henüz kuşlar uyanıp alemi selama boğmadan evvel kendi derununda yine seyahate çıkmıştı.

Yanına biri gelip sessizce oturdu.

Ona baktığında kendini gördü.

Hali, haline uygundu.

Neredeyse kıyafetleri bile birbirine uyumluydu.

Dağılmış saçları, çamurlu yüzü, çapaklanmış gözleri bile tıpatıp aynıydı.

Dahası kırılmış kalpleri, ezilmiş ruhları, örselenmiş benlikleri aynıydı.

Uzun uzun baktılar birbirlerine.

Kimsin, necisin, nereden geldin, neden buradasın diyemedi.

KUŞLAR artık uyanmış, rızıklarının peşine düşmüş, yanlarında bir oraya, bir buraya sekmeye başlamışlardı.

Hırpani kıyafetlerle gelip yanına çöken adam üzerindeki parçalanmış yeleğinin cebinden buruşmuş ve kirlenmiş bir kağıt parçası çıkararak bırakıp gitmişti tek kelam bile etmeden.

Önce tereddüt etti.

Alıp almamakta, açık okumakta kararsız kaldı.

Sonra sağ elini bu kağıtın üzerine koydu, ısıttı.

Ardından ağır çekimdeymişçesine açtı.

Üç cümle yer alıyordu bu notta.

'Dişinden tırnağından arttırman yetmez, düş'ünden de arttırmalısın.

Hayal ettiklerini yaşayamamak aşağıya çeker insanı.

Ve sen Leyla taşındığında kalbinde değilsen onun, yalnız kalırsın.'

Doğru kapıları vakti vaktine çalmak ve aradığımızı bulmak nasibimiz olsun inşallah.

Ya Selam!