Sa‘diyye Balkanlar’da İşkodralı Süleyman Âcizî Baba’nın (ö. 1150/1738) lakabına nisbet edilen Âciziyye kolu vasıtasıyla yayılmıştır. Süleyman Âcizî dinî ilimleri İstanbul’da okuduktan sonra Ebü’l-Vefâ eş-Şâmî ’den hilâfet almış, Balkan şehirlerini dolaşıp doğum yeri Prizren’e yerleşmiş ve orada vefat etmiştir.

Sa'diyye Balkanlar'da İşkodralı Süleyman Âcizî Baba'nın (ö. 1150/1738) lakabına nisbet edilen Âciziyye kolu vasıtasıyla yayılmıştır. Süleyman Âcizî dinî ilimleri İstanbul'da okuduktan sonra Ebü'l-Vefa eş-Şamî 'den hilafet almış, Balkan şehirlerini dolaşıp doğum yeri Prizren'e yerleşmiş ve orada vefat etmiştir. Süleyman Âcizî Baba'nın Prizren'de Bistrica nehri kenarında kurduğu ve ölümünün ardından defnedildiği tekke tarikatın Balkanlar'daki asitanesi olarak kabul edilmiştir. Tarikat, Âcizî Baba'nın Kosova'nın Yakova (Djakovica) vilayetinde kurduğu tekkede şeyhlik yapan oğlu Şeyh Danyal vasıtasıyla Tepedelen, Berat, Avlonya gibi şehirlerde de yayılmıştır. Sa'diyye'nin Yakova'daki ikinci merkezi Şeyh Zeynelabidîn'in (ö. 1182/1768-69) kurduğu tekkedir. XVIII. yüzyılda Belgrad'da Şeyh Mustafa, Niş'te Âcizî Baba'nın halifelerinden Mehmed Harabatî Baba tarafından iki Sadî tekkesi açılmıştır. Vranye ve Leskofça'da da Sa'diyye'nin izlerine rastlanmaktadır. 1875-1880 yıllarında Sırbistan'ın güneyinden kaçan müslümanlarla birlikte Kosova'nın Gilan şehrine gelen Leskofçalı Şeyh İslam Gilan'da bir Sadî tekkesi kurmuştur. Makedonya'nın Üsküp bölgesine Sa'dîlik, XIX. yüzyılın sonlarında Vranye, Leskofça ve Buyanovça bölgelerinden gelen göçmenler tarafından getirilmiştir. Göçmenlerle birlikte Üsküp'e gelen Vefa Baba, Tabhane mahallesinde küçük bir Sadî dergahı kurmuştur. Tarikat Âcizî Baba'nın mürid ve halifeleri vasıtasıyla Arnavutluk'un birçok bölgesine yayılmıştır.[1] Bugün ise Prizren'nin Maraş semtinde sadi tekkesinin bulunduğu yerde Maksut Paşa Camii arkasında Şeyh Süleyman Âcizı̂ Baba'nın türbesi bulunmaktadır. Son yıllarda onarılan türbede türbedar vardır ve türbe temiz tutulmaktadır. Ziyaretçiler türbeye her türlü şifa için gelmektedirler. Prizren'de en çok ziyaret edilen türbedir. Kosova'da kurulan tekkelerin çoğunu Sadi tarikatı tekkeleri oluşturmuştur. Bugün de Sadi tarikatına ait olan tekkeler mevcuttur. Tarîkatta diğer tarîkatlarda görülmeyen iki önemli ayinle ilgili bulunmaktadır. Bu iki ayinle ilgili yani devse ve rukyelerle hastaları iyileştirmek, tarîkatın en önemli karakteristik özelliklerindendir.[2] Devse', tarîkat şeyhinin şifa bulmak için tekkenin önüne gelen ve yüzükoyun yere yatan hastanın üzerinden yayan veya devesiyle geçmesidir. Ayrıca tarîkat tarihi boyunca Sa‛diyye meşayihinin hasta ve özellikle de mecnunlar üzerinde okudukları, yazdıkları ve bir takım şekillerle şifaya vesile olduğu da aktarılmaktadır. Şeyhler tarafından verilen icazetnamede bu tür özel uygulamalara da izin verilmiştir. Yeni halifeye mürid yetiştirme, zikir yaptırma gibi yetkilerin yanında; cinlerin olumsuz tesirlerine karşı okuma, hastalara ve zehirli hayvanlara karşı rukye yapma hilafeti de verilmiştir.[3] Yavuz Sultan Selim de Sa‛dî meşayihine hastalığından dolayı başvuranlardandır. Yavuz, Şam'a girdiği esnada şehrin ilim ve tasavvuf erbabı onu karşılamaya çıkmışken Sa‛dî şeyhi Şeyh Hasan b. Muhammed (v.1580) onu karşılamak için çıkmamıştır. Bu durumu öğrenen Yavuz, onu ziyaret etmiştir. Ziyaret esnasında şeyh, Yavuz'u seccadesine oturtmak istemişse de padişah kabul etmemiş ve bir yaygıya oturarak sohbet etmiştir. İşte bu ziyaret sırasında şeyh, Yavuz'a bir sıkıntısından dolayı nefes etmiş ve padişah sıkıntısından kurtulmuştur.[4] Zikir ayinlerinde kıyamî usulü benimseyen tarîkatın ayinlerinin en büyüğü Şam Emeviyye Camii'nde ve Ayasofya Camii'nde icra edilmekteydi.[5]

[1] https://islamansiklopedisi.org.tr/sadiyye

[2] Yücer, Şeyh Sa‛deddin Cebavî ve Sa‛dilik, s. 34

[3] Yücer, Şeyh Sa‛deddin Cebavî ve Sa‛dilik, s. 343

[4] A.g.e

[5] Yücer, Şeyh Sa‛deddin Cebavî ve Sa‛dilik, ss. 77-255.